Bugün çok mutsuz uyandım. Hayat enerjim yok olup gitmişti. Yorgundum. Anlamsız bir şekilde sürekli gözlerim doluyordu. Aynaya baktım ve kendimden soğudum. Saçlarım kabarık ve karışmıştı. Dünden kalan makyajım akmış, gözaltlarım mosmor olmuştu. Çok kötü hissediyordum. Hiçbir şey yemek istemiyordum. Sanırım depresyona girmiştim. E tabi bence normal. Şu iki haftada yaşatabilecek en depressonik şeyleri yaşattılar bana sağolsunlar. Önce annem ve babam boşanma kararı alıp boşandılar. Sonra mahkemede benim babamla yaşamam gerektiğini uygun buldular. Şimdi de babam İstanbul'daki evimden beni alıp İzmir'e götürmek istiyor. Bugün babamla İzmir'e taşınıyoruz. Annem İstanbul'da kalacak ama ben ne annemi ne evimi ne de buradaki nefret ettiğim okulumu bırakmak istemiyorum. Ne diye boşanırsınız ki? Birkaç defa neden boşandıklarını sormaya çalıştım ama maalesef ki bu konu hakkında ağızlarını bıçak açmıyor. Asıl anlamadığım ben niye babamla yaşıyorum? Annemin de babamın da gelirleri yüksek hiçbir sorun yok iyi insanlar annemle yaşamam gerekmez mi? Çok saçma. Hem siz benim ergenliğimin en yoğun olduğu dönemde her şeye ağladığım yıllarda niye boşanırsınız ki? Lösemiden ölen arkadaşımın acısını daha tam sindirememişken üstüne bu da gelince kendimi toparlamakta zorlanmama şaşırmamalı. Doğduğumdan beri İstanbul'da yaşıyorum ve şimdi bütün düzenimi alt üst edip hiç bilmediğim bir şehre götürüyorlar beni. Annemin odama doğru gelen ayak seslerini işittim. Ardından kapı açıldı ve "Tatlım hadi kahvaltı hazır. Bekliyorum" dedi annem. "Geliyorum" dedim ve mutfağa yöneldim. Masada duygusal bir bakışma geçti. Annem mutlu görünmeye çalışıyordu ama içinin parçalandığının farkındaydım. Gitmemi istemiyordu. Suratından biraz hüzün biraz pişmanlık biraz da çaresizlik okunuyordu. Buna rağmen gülümsüyordu. Babamı anlamıyorum. Melek gibi kadın bırakılır mı hiç? Gidip karşımda oturan annemin boynuna sarıldım.Hani bazen öyle anlar olur da sıkışıp kalırsın.Ne yapacağını bir türlü bilemezsin.Neyin doğru olduğunu.Gitsen bir türlüdür,kalsan bir türlü.İşte anneme sarılırken tam olarak böyle hissediyordum.Bir yanım yaşanan onca kötü şeyden sonra buradan kaçıp gitmek istiyor,diğer yanım ise burada annemle kalıp ona destek olmak. Araftayım resmen.Gitmem gerekiyordu.Mahkeme öyle karar vermişti.Babamla yaşayacaktım bundan sonra ama annemi bırakmayı hiç istemiyorum.Keşke hiç boşanmamış olsalardı.O zaman taşınmam gerekmezdi gerekse bile en azından annemde benimle gelirdi. İzmir'e alışmama yardım ederdi.Ama bu imkansız tabi.Ben düşüncelerimle boğuşurken kapı çaldı.Gelen büyük ihtimal babamdır diye düşündüm.Annem benden ayrılıp kapıya doğru yöneldi.Evet bu kadar duygusallık yeter.Ne olursa olsun ben çok güçlü bir kızım.Yani en azından eskiden öyleydim. Babam olabildiğince neşeli görünmeye çalışarak yanıma geldi ve ''Tatlım hazırsan çıkmamız gerek''dedi.Başımla onayladığım sırada babamın hemen arkasında kızarık gözlerle bize bakan annemi gördüm.Koşup ona son kez sarıldım ve bir yandan da onunla vedalaştım.
-''Anneciğim ağlama bak beni de üzüyorsun.Zaten yeterince üzgünüm.Hem ben tamamen gitmiyorum ki.Arada geleceğim.Sen de gelirsin,İzmir'i keşfederiz.Anne bak ben de istemezdim böyle olmasını ama bu sizin ve mahkemenin kararı yapacak bir şeyimiz yok.Kendine dikkat et tamam mı?''
-''Asıl sen kendine dikkat et.Sıkı giyin üşütme.Dikkatli ol orada tamam mı?Bir de,ara beni arada.Haberdar et yani.''
-''Tamam anne sen merak etme.Görüşürüz.''dedim kapıdan çıkarken.
Bana bakıp gülümsedi ve ''Görüşürüz tatlım.'' dedi. Gülümsedim ve el sallayarak arabaya yerleştim.Sokaktan çıkana kadar ona el salladım ve daha sonra önüme döndüm.Babam bana bakıp gülümsedi ve ''Uzun bir yolculuk olacak''dedi.Uzun bir iç çekişin ardından''Öyle'' diyerek camdan dışarıyı izlemeye başladım.Gerçekten de uzun bir yolculuk olacaktı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
Teen FictionSonsuzluk nedir? Gerçekten var mıdır? Herhangi bir şey sonsuza kadar sürebilir mi? Yaşadığı pek çok şeyden sonra asla sonsuzluğa inanmayan birini sonsuzluğa inandırabilir misiniz? Peki o kişi her şeye rağmen sonsuzluğa inanmayı seçer mi? Kend...