Bölüm Şarkısı: Skylar Grey-Wear Me OutBabamın sesiyle uyandım. Pencereden dışarı baktığımda büyük bir evin önünde durduğumuzu gördüm. Arabadan inip bir süre evi inceledim. Gerçekten güzeldi. İki katlı, bembeyaz, şirin mi şirin bir evdi.
Babam eşyaları içeriye taşımayı bitirip yanıma geldi ve ''İçeri girelim mi artık ?'' dedi. Onaylarcasına başımı salladım ve evin girişine doğru ilerledim. İçeriye girdiğimde adeta büyülendim. Evin içi de en az dışı kadar güzeldi. Babam odamın üst katta hazır olduğunu söyleyince koşar adım üst kata çıktım.
Aman Allah'ım! Bu gerçek mi yoksa ben rüya mı görüyorum? Gerçekten de çatı katında bir odam mı var? İnanamıyorum bu gerçekten harika. Odanın en dip köşesinde duvardan duvara, bütün kitaplarımın dizili olduğu bir kitaplık, tam ortasında ise çift kişilik üstünde cibinlik bulunan bir yatak vardı. Ama en güzeli tavan komple camdan yapılmıştı ve bu da demek oluyor ki istediğim her zaman gökyüzünü izleyerek huzur bulabileceğim. Odanın ortasına doğru ilerleyip kendimi yatağa bıraktım. Ne kadar süre öylece kaldım bilmiyorum. Kısa zamanda ne kadar fazla şey değişti hayatımda, ne kadar çok şey atlattım. Şimdi buradayım, bambaşka bir şehir, bambaşka bir ev, bambaşka bir oda. Garip ama burayı az da olsa sevdim galiba. Bir süre daha öyle kaldıktan sonra odamdan çıkıp biraz da diğer odalara göz attım. Aşağı salona indiğimde babam salonun köşesinde bulunan şöminenin yanındaki sallanan koltukta oturuyordu. Ona doğru yaklaştığımda ayağa kalktı ve;
-Bu köşe de senin için. Şömineleri ve yanında kitap okumayı ne kadar sevdiğini biliyorum. Umarım hoşuna gider.
-Babaaa! Her şey o kadar güzel ki. Teşekkür ederim.'' diyerek sıkıca sarıldım ona. O da bana sarılıp:
-Beğendiğine sevindim. Ve eğer yerleştiysen kayıt için okuluna gitsek iyi olacak.
Kalp atışlarım hızlandı. Yeni okul... Heyecanlandım. Ceketimi aldım ve arabaya koştum. Ön koltuğa oturup babamı bekledim. Babam geldiğinde arabayı çalıştırdı ve birkaç dakika sonra işte oradaydık.
Yeni okul.....Yeni başlangıçlar, yeni arkadaşlar, yeni bir aşk...Kim bilir daha neler neler olacaktı bu okulda. Neler yaşanacaktı. Bu kadar kısa zamanda hayatımda değişmeyen ne kalmıştı ki. Bu düşüncelerle birlikte arabadan inip babamı takip ederek okula doğru yürümeye başladım. Yürürken de etrafıma bakınıyordum. "SÖZER KOLEJİ". Gerçekten ihtişamlı bir okuldu .Kocaman bir bahçesi, bahçenin içinde spor alanları, yeşillik alanlar, ve kocaman bir etkinlik alanı vardı. Anladığım kadarıyla okulun çeşitli etkinlik ve konserleri bu alanda gerçekleşiyordu. Ama en sevdiklerim ise yeşil alanda ağaçların oluşturdukları çardaklardı. Ben etrafıma bakınmaya devam ederken aniden önüme çıkan kıza çarparak durdum. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kız hiç zaman kaybetmeden bağırmaya başladı:
-Önüne baksana sen be. Anladık daha önce böyle bir okul görmemişsin bir an kendinden geçtin ama bu kadar belli etme istersen. Nerden geldiysen artık.
Hem konuşuyor hem de küçümseyici bakışlarını bana yolluyordu. Hiç bir şey belli etmeden yüzüme en sevimli gülümsemelerimden birini takındım ve kıza aynı şekilde bakarak:-Seni görmeyip çarptığım için üzgünüm dikkatli olmalıydım. Diğer konuya gelirsek de inan bana bu okuldan çok daha iyilerini gördüm. İstanbul'da ki okulumun bizim olduğunu varsayarsak tabi.
İşin içine biraz abartı katmanın bir zararı olmaz bence sonuçta okul bizim değildi belki ama babam yatırım ortaklarındandı. Kız şaşkın gözlerle beni diniliyordu son olarak ona elimi uzattım ve ''Bu arada Ada ben. Ada SAYGIN.'' dedim Saygın Holding'i bilmeyecek kadar cahil olmadığını umarak. Kız tek kelime etmeden sinirle yanımdan uzaklaştığında sırıtıyordum. Ve ileriye doğru baktığımda benimki gibi bir gülümsemeyle bana bakan babama doğru ilerledim. Yanına vardığımda'' Şimdiden arkadaş edindin bakıyorum da.'' dedi. Ona az önceki gibi bir gülüşle'' Ya ne demezsin.'' diyerek karşılık verdim. Ardından beraber okul binasının içine girip müdürün odasına doğru ilerledik. Okulun içi de en az dışı kadar güzeldi. Çok güzel ve modern dekore edilmişti. Her ders için ayrı bir laboratuvar vardı neredeyse. Sonunda müdürün odasına vardığımızda babam kapıyı tıklattı ve içeri geçtik. Müdür bizi görünce ayağa kalktı ve başıyla bizi selamlayarak ''Hoş geldiniz. Buyurun şöyle oturun lütfen.'' dedi masasının tam önünde duran tekli koltukları göstererek. Babamla beraber karşılıklı koltuklara yerleştik ve müdürü dinlemeye başladık.-Öncelikle okulumuza hoş geldin Ada. Umarım beğenmişsindir. Gördüğünüz gibi biz İzmir'de çok köklü ve gelişmiş okullardan biriyiz. Okulumuz her dalda aldığı başarılar ve etkinlikleriyle tanınır. Biz gerçek kocaman bir aileyiz ve seni de bu okulda görmekten çok memnunuz. Umarım sen de okulumuzu beğenmişsindir ve çabuk alışırsın, ki benim bundan hiç şüphem yok. Okulu zamanla tanırsın ve arkadaş edinirsin zaten. Sınıfın 11-A. Eğer sormak istediğiniz bir soru yoksa yarın gelip başlayabilirsin.
-Çok teşekkür ederim. Çabuk alışacağıma eminim. Okulunuzu da çok beğendim. Şimdi eğer başka bir şey yoksa gidebilir miyiz baba? Ben gerçekten yoruldum.
-Tabi kızım. Görüşmek üzere Müdür Bey''diyerek müdürle el şıkıştıktan sonra müdürün odasından çıkıp okuldan ayrıldık.
Eve geldiğimizde yorgunluktan ölmek üzereydim. Hızlıca odama çıkıp valizin içinden bulduğum pijamalarımı giyip aşağı indim. İndiğimde babamın pizza söylemiş olduğunu ve yemek masasında beni beklediğini gördüm. Hızlıca masaya oturdum ve yemeğe başladım. Gerçekten çok acıkmışım. Tam pizzanın son dilimini ağzıma götürürken bütün yemek boyunca susan babam konuştu:
-Yeni okul hakkında ne düşünüyorsun? Heyecanlı mısın?
-Yoo heyecanlı falan değilim aslında. Okulu beğendim ama okul işte. Pek bir fark yok. Şimdi izninle baba çok yorgunum ve uyumak istiyorum. Malum yarın yeni okulum beni bekliyor'' diyerek masadan kalktım ve babamı öperek odama çıktım. Çıkar çıkmaz kendimi yatağa attım, kulaklığımı taktım ve muhteşem gökyüzünü izleyerek uykuya daldım. Yarın gerçekten yorucu bir gün olacaktı. Yeni okul... Bakalım bu yeni okulda başıma neler gelecek?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
Teen FictionSonsuzluk nedir? Gerçekten var mıdır? Herhangi bir şey sonsuza kadar sürebilir mi? Yaşadığı pek çok şeyden sonra asla sonsuzluğa inanmayan birini sonsuzluğa inandırabilir misiniz? Peki o kişi her şeye rağmen sonsuzluğa inanmayı seçer mi? Kend...