LWS Extras(1/?)

494 26 2
                                    

"Sence ben bu bavula sığabilir miyim?"

Sorduğum soru zor bir soru değildi. Yani en azından ortada suratıma başka bir dil konuşuyormuşum gibi bakılacak bir şey yoktu. Hem, bu kadar büyük bir bavulu yanında götürecekse beni de bir yerlere sığdırabilirdi. 2 gün için bu boyutta bir bavulu yanına almasının sadece iki sebebi olabilirdi.

1. Beni de yanında götürecekti.
2. Yanında beni de götürecekti.

Başka bir ihtimali kabul etmiyordum. Fazla kıyafetleri mi yoksa beni mi seçecekti? Tabi ki de...

"Yeol, kıyafetlerim ancak sığacak. Sen de küçük bir şey değilsin ki öyle bir köşeye sığdırayım."

Beni seçmesi gerekiyordu. Ama ben de kolay vazgeçmeyecektim. Küçük bir şey değilsin, hah. Wu Yifan sen de bu küçük olmayan şeye bayılıyorsun ama. Dolabın alt kısmından daha büyük bir bavul çıkardım. Yatağın üstüne koydum. Bu arada Yifan beni dünyadaki en garip işi yapan insanmışım gibi izliyordu. Bavulu alıp yatağa koymanın bu kadar anlaşılmaz olduğunu düşünmüyordum.

"Bu ne Chanyeol?"

"Bavul."

Yanlış cevap vermişim gibi alnını ovuşturdu. Ne yani? Bavuldu işte. Bir yerden bir yere eşyalarımızı taşımak için kulladığımız şeye bu isimle hitap ediliyordu. Yanlış bilmiyordum. Ha tabi 2 güne bu kadar kıyafeti götürmek için gerçekten başka bir şey gerekebilirdi. Onun adının ne olduğunu ben bilmiyordum.

"Hayır. Ben bununla ne yapacağım?"

Ne yapacağını bilmiyorsa öğretmeliydim. O yüzden yatağın üstüne çıkıp bavulun içine oturdum. Yanıma da yatağın üzerinde duran Yifan'ın iki üç kıyafetini serpiştirdim. Artık anlaması gerekiyordu.

"Ne demek ne yapacağım? İşte bak böyle bütün ihtiyaçlarını koyman gerekiyor. Sen bavul hazırlamayı bilmiyorsun belli ki. Ben de sana yardım ediyorum."

Suratıma o kadar ciddi bakıyordu ki bir an için kendimden şüphe ettim. Yaptığım şey yanlış bir şey değildi. Yifan'ın böyle gergin olması alışılmadık bir şeydi. Beni de şaşırtıyordu. Ama onun uzun süre gergin kalması imkansızdı. Önce tek eliyle gözlerini kapattı ve gülümsemeye başladı. Daha sonra yatağa yaklaştı. Şimdi bana kızmış mıydı yoksa benimle dalga mı geçiyordu, anlamamıştım. Gelip yanaklarımla oynamaya başladı.

"Sana ihtiyacım olacağı doğru. Ama sadece önümüzdeki 2 gün değil. Seni bir ömür boyu bavulda taşımam gerek o zaman."

Göz ucuyla bavulun içini inceledim. Sıkışık ve dardı. Ayrıca fermuarı kapatınca karanlık da oluyordu. Nefes almak zor olabilirdi. Benim canım sıkılırdı. Resmen kâbus gibi bir yerdi. Çok korkutucuydu. Biraz doğrulup hemen Yifan'a sarıldım. Gerçekten beni bir bavulun içine koyarsa ne yapardım?

"Yifan, ben bütün hayatımı bu şeyin içinde geçirmek istemiyorum. Beni o şeyin içine koyma ne olursun."

Yifan bana geri sarılmadı. Bu işte büyük bir terslik vardı. Kafamı kaldırıp yüzünü görmeye çalıştım. O sırada kahkahayı bastı. Kendimi gülünç duruma düşürmüştüm. Bu sefer de utancımdan ona sarılıp başımı gizler gibi omzuna dayadım.

"Bunun neresi komik? Yeter artık gülme."

"Sen o bavulun içinden çıkmadıkça iş daha da komikleşecek. Yeol, hadi kalk oradan."

İstemeyerek bavulun içinden kalktım. Yani beni götürmeyecekti. 2 gün boyunca yalnız kalacaktım. Benim evde tek başıma kalmam pek sağlıklı değildi. Bütün gün yorganın altında boş boş televizyona bakmak istemiyordum. İki kişilik yemek masasında tek kişi olmak istemiyordum. Kahvaltıyı halledebilirdim. Çünkü alışmıştım. Son zamanlarda Yifan çok erken çıkıyordu. Beraber kahvaltı yapmayalı çok olmuştu. Ama eğer ki akşam yemeğine geç kalsın, onu hiç güzel şeyler beklemiyor demekti. Bazen akşam yemeğine de yetişemez, eve gece gelirdi. Ben uyurken hep üstümü açtığım için sürekli gece beni kontrol ederdi. 2 gün boyunca kimse beni kontrol etmeyeceğinden hasta bile olabilirdim. Hem o lanet televizyonda güzel programların nasıl kaydedebileceğini bir tek o biliyordu. Galiba çok sıkılacaktım. Sıkılmaktan öte, korkuyordum. Ya geri gelmezse, yine beni bırakıp giderse diye içim içimi yiyiyordu. Yifan'ın böyle bir şey yapmayacağını bilsem de düşüncelerime hakim olamıyordum. O yüzden gitmesine rağmen aklının burada kalmasını sağlamalıydım. Bu çok kolay bir işti. Gülme sırası bendeydi.

Listen To Me While I Am The Silence (Krisyeol Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin