Listen to me while i am the silence 1. part

2.2K 73 4
                                    

"Karşılıksız sevgi var mıdır? Varsa, annemin sevgisi midir bu? Eğer yoksa, sen beni sevmiyorsundur, zaten. Çünkü seven taraf benim."

Bu sözleri kim söyletiyor sana? Neden başkasının ağzından duyuyorum ki bunları? "Bak... Ben sadece hayatımızı güzelleştirmeye çalışıyorum."

Bu ışıklar, bu insanlar, neden bana bakıyor? Sen neden beni karanlığın içinden izliyorsun? Ben neden işime değil de karanlıkta seni bulup sana bakıyorum?

"Artık en iyisi, gitme vakti bu saatte. Umarım eskisi gibi biri olursun... Kris."

Sadece 10 saniye. 10 saniye içinde bitecek ve evimize gideceğiz. Bu kadar. Sorularımın cevabını hiç alamayacağım böylece. Bir kez daha.

Sorularımın bir cevabı olsa bile, cevaplamazdın ki. Sadece birbirimize bakardık sürekli ve ben o gözlerin içinde arardım cevapları. Söylenemeyen cevapları, hiçbir zaman ne kadar güzel oldukları nı sana söyleyemediğim gözlerinin içinde arıyorum. Basit bir insanım, evet.

Belki de ben kelimelerle iyi olmadığım gibi, sen de bir şeyleri saklamakta iyi değilsindir. Her ne kadar çok uzun bir süredir söylemek istediğin her şeyi içinde sır gibi tutmak zorunda olsan da.

Bir gün söyleyeceksin, biliyorum. Sadece, yakın bir zamanda değil. Bundan çok eminim. "KESTİK."

Eve gidebilirim artık.

"Wufan, sana kaç kez dedim? Kız konuşurken 'kıza' bak. K-ı-z-a. Başka yerlere dalıp gitme, lütfen. Yeni nesil oyuncular işte, ne çok kaprisli oluyorsunuz."

Yine azarı yedim Suho'dan. Yemediğim gün yok aslında. Halbuki onu ilk gördüğümde bir melek falan sanmıştım. Öyle bir surata sahipken bana nasıl bu kadar kızabiliyor ki? Anlamıyorum.

Yavaş yavaş soyunma odasına ilerlerken yardımcı yönetmenim ve içinde olduğum kaosu bilen tek arkadaşım Kyungsoo ile göz göze geliyoruz. Ah, bu bakışı çok iyi biliyorum. "Kahve. Mola. Konuş acağız." diyor resmen. İyi madem, bir kez daha 'vazgeç' lafını duymam gerektiğini düşünüyor sanı rım. Pekala.

Ben zaten her zaman dinleyici olmuşumdur. İnsanlar konuşur, ben sadece onları dinlerim. Ama bazen, bazı insanlar konuşmaz. Bazı insanlar konuşmadığında ise gözlerinin içine bakarım, elini tutarım, seni seviyorum derim. Sonra bir sessizlik olur. Süregelir, sürekli. Sonra ben yine dinlerim. Onlar sessizlikken, ben onları dinlerim. Çok basit bir insanım, biliyorum.

Stüdyo kapısının önünde Kyungsoo'yu beklerken, kapıda asılı tabelaya milyonuncu kez tebessüm ediyorum. Her stüdyo kapısında olan, klişe "Çekim var. Lütfen sessiz olunuz." yazısı ile aynı içeriğ ie sahip, fakat buradaki insanların daha sıcak ve daha iç içe olmalarından kaynaklanan bir üslup farkı var.

"Çekim var. XXX, Jongin ve Sehun, sessiz olun!"

Sanırım, burası beni evimde hissettiriyor. Yaklaşık 5-6 yıldır böyle hissetmemiştim. Üstüne siyah boya çekilmiş ismin kime ait olduğunu hep merak etmişimdir. 2 aydır çekim yapmamıza rağmen, kimse söylemedi. Bir de, eskiden Jongin ve Sehun daha gürültülü, daha neşelilermiş. Şimdi olduklarından daha fazla gürültülü ve neşeli olduklarını hayal edemiyorum. Çünkü, zaten bir insan ın tahmin edebileceğinden daha fazla gürültülüler. Neden şimdi de eskisi gibi değiller, onu da merak etmişimdir. Ama bir aile sırrı gibi, içine girmeden bilemezsin. Ben de hâlâ bir aile üyesi değ ilim. Çünkü kafamı kurcalayan çok şey var. Çok şey.

ında sadece tek bir şey. Ama, olur ya hani, yap-boz yaparken sadece tek bir parçayı kaybedersin ve bütün her şey mahvolur... İşte bundan bahsediyorum. Çoğu şey, bir tek şeyin eksik olmasıyla karman çorman.

Listen To Me While I Am The Silence (Krisyeol Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin