Merhaba, ilk bölüm öncesi duyuru yapmak istedim.Eğer bölümü sadece birimiz yazmışsa bunu en başta siyah yazıyla SA , MK yazarak belirteceğiz. Ben SA. Bazı söyleyeceklerim var. MK hasta, muhtemelen o yüzden bölüm yazmıyor. Bölümde karakterlerden birinin adına kısaca ''AS'' diyorlar. Bunun benimle veya gerçek ismimle alakası yok, tesadüf kısaltmalar benzemiş. ( Ve evet, kastettiğimiz SA ''selamun aleyküm''ün kısaltması olan sa değil) Bölüm kısa oldu kusura bakmayın. Eğer Mcmc'in evini hayal etmekte zorlandıysanız sonraki bölüm hayalimdeki Mcmc'in evine benzeyen evlerin resmini koyacağım. Ha, birde AS'ın ismi sonraki bölüm değişebilir.
-SA
-Eyvah top kaçtı!
-Yok ya?!
-Ya konuşacağınıza topu yakalayın!
-Olamaz! Hayır,hayır,hayıır!!! Orası olmaz her yer olur ama orası olmaz hayır hayır!
-İhtiyar Mcmc'in evine gitti top! Eyvah, camı kırdı! İhtiyar mezarından çıkıp oraya bizi gömecek!
-Ya bi sus Elif! Tamam gider alırız şimdi. Altı üstü eski, çift vatandaş ruh hastası bir rahmetli amcanın ölmek üzere olan hayaletli evine topumuz kaçtı. Paniğe gerek yok.
-Ya kes sesini Lara!
Elif sözleri üzerine kıkırdamamı daha fazla tutamayıp kahkaha atıp yere yattım. Bayılıyorum şu Elif'i korkutmaya! İçimizde en cesur o ama konu hayaletlerse... Hahahahhaa!!!
-Sus Lara sus , sus Lara sus! L A R A hadi sussana!
Ha, bu arada size Elif ponpon kız takım kaptanı olduğunu söyledim mi? Söylemedim değil mi. Boş verin bilmeseniz de olurdu zaten.Birden lafa Eylül karıştı . Karışmasa eksik kalır zaten.
-Tartışmayı kesin derhal ! Topu oradan almalıyız. İmzalı o, bırakıp gitsek olmaz. Ama Galip Amca yani sizin deyiminizle '' İhtiyar Mcmc '' öldü ve evin varisi yok. O nedenle girmek için kimden izin alacağız yada buna gerek var mı?
Laf aramızda Eylül en gıcık olduğum grup üyesi. Hoş kalabalık bir grupta değiliz. Niye mi gıcık oluyorum? Özel bir sebep yok aslında , benim bencilliğimden. En yeni üye o, 4 ay önce taşındılar. Diğerleri hemen sevdi onu ama açıkçası kıskandım. Kısa sürede grubun bir '' üyesi '' oldu ki ben buna karşın epey yaygara çıkardım. Bakın, kıskanç değilim. Ama dostlarımı paylaşmam. Onlar benim, benden başkasıyla arkadaş olabilirler ama bizden başkasıyla '' dost '' olamazlar. Zaten sırf bu yüzden adım '' D.P.K.S.L. 'ya '' çıktı. Pardon siz açılımını bilmiyorsunuz doğal olarak. '' Dürüst Patavatsız Kıskanç Sahiplenici Lara '' . Laf aramızda istediğimde epey gıcığım, haliyle bu unvanı hak ederek aldım. ''dürüst'' diyorlar çünkü sır saklamam.''patavatsız'' diyorlar çünkü sır saklamadığım için genelde aşırı dürüstüm. Yani çok pahalıya aşırı beğenerek yeni elbise almışsanız nezaketen bile ''hoş olmuş'' demem. Onun yerine ''Çıkar onu çirkindin zaten hepten çirkin oldun aynı Bülent Ersoy!'' , gibi patavatsızlık sayılacak dürüstlükte cevap veririm. Kıskancım ama sadece dostlarımı ve imzalı eşyaları kıskanırım. Sahipleniciyim çünkü dostlarımı paylaşmam öz ailelerinden fazla sahiplenirim. Ee Lara da adım.Her neyse. Eylül en soğukkanlı ve mantıklı olanımız, hakkını yemeyeyim.
-Bilmem ki. Mcmc öleli 17 yıl oldu, hatta bugün 18. ölüm yıl dönümü.Resmi olarak arsa boş ama belediyeye de ait değil.
-Nerenden uyduruyorsun Lara bunları? Bir binanın evrak üzerinde sahibi yoksa resmi olarak devletindir.
Sonra Lara niye Eylül'e gıcık.
-Genel olarak. Ancak bu Mcmc ' in vasiyeti. 20 yıl boyunca binanın resmi olarak sahibi çıkmazsa belediyenin olacak. Yani belediyeye ait olmasına hala 2 yıl var.
-Yeter konuştuğumuz, gidip babalarımıza söyleyelim.
Bu arada Elif 14, ben 13 ve Eylül'de 13. Almina Selin ise 11. Almina Selin yada kısaca AS en sessizimiz. Gerekmedikçe konuşmaz bile.
-Korkaklık etmeyin. Ben binaya giriyorum. Mcmc 'in evine gelip çitlerin üstünden atladım. Bahçe duvarla çevriliydi.Ancak 99 depreminde 3 metre yükseklikteki duvarın bir kısmı yıkılmış. Mahalle kendine gelince ki bu yıllar sonra oluyor, binayı bu şekilde bırakmak istememiş ama duvarı yıkık bırakmayı da istememiş . Bunun üzerine duvarın yıkık kısmına 1 metrelik çitler örülmüş. Malikaneye baktım. Bahçe bakımsızdı. Bakımsız bir ev için bile bakımsız. Normalde mahallemiz İstanbul'un en verimli yerlerinden, tüm bahçeler, ağaçlar yemyeşil. Oysa bahçe... Sarıyla asker yeşili arası kuru çimlerle dolu. Ön bahçede koca bir meşe ağacı var, ama mevsimin yaz olmasına karşın üstünde sadece bir miktar kuru yaprak var. Arka bahçedeki ağaçlar daha beter bir halde, hepsi kupkuru, bazıları devrilmiş. Malikane çatıyla birlikte 4 katlı ''devasa'' bir malikane. Camların bazıları çatlak ama hiç kırık cam yok. Camlar kir pas içinde. Diğer bir deyişle, anneannenize kalp krizi geçirtebilecek kadar kahverengi. Camın rengi kahverengi olmuşsa kim bilir ne kadar toz oluşmuştur. Bina tahtadan. Ama 99 depreminde pek çok ev zarar görmüşken bu tahta ev nasıl hala yıkılmamıştı? Bu bana hep ironik gelir. Ama bina yıkılmasa da sapasağlam denemez. Bu evin dayanması dünya rekorudur. Gıcırdayan merdivenlerden verandaya çıkıp kapıya baktım. Altın, tozlu aslan şekilli kapı tokmakları vardı. Derin bir nefes aldım. Ekibin geri kalanının da şaşkınlıktan ve korkudan dili tutulmuştu. Muhtemelen şuan burada olmam haneye tecavüz sayılıyordu, çünkü giriş yasaktı. Demir, tepesi dikenli duvarla birleşik dış kapının önüne:
''DİKKAT, TEHLİKELİ!''
''GİRİŞ YASAK!''
Yazan tabelalar vardı. Ama malikanenin sahibi yoktu ki. O zaman girmemin de bir sakıncası olmaz , değil mi? Topun kırdığı cama baktım. Havanın günlük güneşlik olmasına karşın camdan bakınca değil içeriyi, eşyaların siluetini bile göremiyordunuz. Sadece karanlık... Ve siyahı sevmem...!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVDEKİ KATİL
Mystery / ThrillerBasit bir top, basit bir terk edilmiş gizemli ev, basit bir psikopat katil, basit 4 arkadaş. Ve bu kadar basit yaşamlar için, korku dolu bir macera. Evdeki Katil'e hoş geldiniz! ''DİKKAT, TEHLİKELİ! GİRİŞ YASAK!'' Bu hikaye 2 yazar tarafından yazılm...