-4-

23 1 0
                                    

Yeni bölüm karşınızda! Umarım beğenirsiniz. Beğenmeyi unutmayın :)
DORUK MU?! Nasıl ya! O garip çocuk gidip de ne rahatlıkla bunu yapar ki? Yeni gelen bir çocuk neden benim işime burnunu sokuyor ki? Kendimi sakinleştirmek için biraz televizyon izledim ve ödevlerimi yaptıktan sonra yatağıma gidip uyudum. Sabah uyandığımda hala Doruk'a çok kızgındım. Okula gittiğimde hemen o budalayı aradım. Savaş benim birini aradığımı anlamıştı. Kızgın olduğumu da. O beni hep anlardı. Keşke bu kadar kolay çözülebilecek biri olmasaydım. Her neyse Doruk etrafta yoktu. Korida yürürken çoğu kişi bana bakıyordu bunun nedeni o salağın bütün okula kavgamızın videosunu atmasının nedeniydi elbette ! Yağmurla Gökçeyi bulup sınıflara geçtik. Elinde sonunda okula gelecekti sonuçta. Sınıfa girince onu sonunda gördüm. Arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Hızlı ve sert adımlarla yanına gittim. Bu yaptığını ona gösterecektim beni bütün okula rezil etmek neymiş görecekti. Belkide o videoyu müdür görecekti ve bir kere daha ceza alacaktım. Bunları düşünürken daha da sinirlenmiştim ve onun yanında durunca göz ucuyla bana baktı ve "ne var" dermişcesine kafasını salladı. İçimdeki bütün kızgınlığı atmanın vaktinin geldiğini anlayıp sakin ama suçlayıcı bir sesle '"sen kimsin de benim videomu okul sitesinde paylaşırsın ! " dedim. Doruk ise bana öylece bakıp. " Ay tamam atarlanma hemen sileriz ne abarttın" dedi. Nasıl bu kadar sakindi anlayamıyordum. Ben daha çok kızarak "DORUK!" diye bağırdım. "Silicez dedik ya hala ne uzatıyosun ?" Dedi. Neyse silecekmiş sonuçta kendimi daha çok yıpratmamaya karar verdim. Akşam eve geldiğimde o videoyu silmek için uğraşmak istemedim. Sonuçta Doruk videoyu sileceğini söylemişti. Akşam eve geldiğimde uzun zamandır aklımda olan fakat emin olamadığım şeyi düşündüm bir işe başlamak. Çünkü annem ve babam iş için yurtdışındaydı. Çalışmadığım halde de hep A alan şanslı bir öğrenciydim. Bu nedenle bir işi yapabileceğimi uzun zamandır düşünüyordum. Ama ne işi? Bunu düşünürken tam o Sırada ablam odama baskın yapar gibi oyuncak silah alarak ve 'eller havaya' diye bağırarak odama girdi. Başından beri bende onun oyuncak olduğunu biliyorum fakat ablam aniden bağırınca bende korktum tabiki. Ablam ise benim yüz ifademi görünce gülmeye başladı. Selin çok güleryüzlü ve garip bir insandı. Bana huy ve yüz hatları olarak benzerdi. Onun dışında bambaşka insanlardık. Çoğu zaman kavga ederiz ama tabikide eğlendiğimiz zamanlar olurdu. Garip olan şey ise Selin doğuştan yeşil gözlü ve turuncumsu saçlara sahipti. Ben ise kumral ve yeşil gözlüydüm. Her neyse Selin bana ne yaptığımı sordu. Bende başta biraz söylemek istemesemde daha sonra iş aradığımı ona söyledim. Biraz düşündükten sonra "garsonluğa ne dersin?" Dedi. Ben ona garipçe bakarak alaycı bir şekilde "oldu!" dedim. Selin güldü ve "ben lisedeyken garsondum hatırlatırım" dedi. Kendisi çok sakar dolayısıyla işten kovuldu. Bende güldüm. "Senin gibi sonum olsun istemem" dedim. Zaten Yağmur garsonluk yapıyordu ve orada da sahneye çıkıyordu fakat ondan duyduğum kadarıyla hep gıcık insanlarla karşılaşıyormuş. Daha çok az kişinin ve birebir iletişimde olabileceğim bir iş istiyordum. Aslında birkaç aydır aklımda olan bir iş vardı zaten. Bebek Bakıcıkığı. Seline bütün düşüncelerimi anlattım ve oda bunu beğendi. Ama asla tahmin edemiceğim bir şey sordu. " İstersen bende seninle çalılabilirim?"Selin için bu biraz zordu aslında. Bir yandan spor ile ilgilenip bir yandan üniversite bir yandansa bakıcılık. Açıkçası bana destek olması çok hoştu fakat onu zorlamak istemiyordum o yüzden bu olasılığıda kafamdan sildim. Yarın akşam birkaç ilan hazırlamayı kafama koydum. Bu düşüncelerimi hemen birisiyle paylaşmak istiyordum o yüzden Yağmurla ve Gökçeyle görüntülü konuştum. Biraz dedikodu yaptık ve onlara fikirlerimi anlattım. 2side çok beğendi. Yeni işim için çok heyecanlıydım.

Kalbimdeki ÇikolataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin