Ve işte yeni bölüm karşınızda ! Umarım beğenirsiniz beğenmeyi ve yorum yapmayı sakın unutmayın...
Yine okulda Gökçeyle Yağmur'u bulduktan sonra sınıfa girdik. Hoca çoktan sınıftaydı. Sınıfa girdiğimde hemen bir yere oturdum. 1. ders öyle böyle geçti. İlk teneffüs 20 dakikalıktı hemen kantine çıkıp kahvaltı ettik. Sıkıcı dersler geçti ve sıra en sevdiğim ders resime geldi. Sınıfa heyecanla girdim. Hoca bizi ilk dersimiz olduğu için özgürce çalışmamıza izin verdi. Elime fırça aldım. Mavi boyayla uzun bir çizgi çizerek resmime başladım. Çeşitli çizgiler çizerek ilginç bir manzara yaratacak bir resim yapmaya karar verdim. Beyaz rengim bittiği için birinden almaya karar verdim. Gökçe'den beyaz rengi aldım. Onun çok fazla akrilik boyası vardı. Tuvalime doğru yürürken. Hazal çizdiği kağıdı düşürdü. Bir incelik yapıp ona kağıdı verecektim. Fakat kağıdı elime alıp ne çizdiğini merak ettiğim için çizimine hızlı bir göz atmaya karar verdim. Bir de ne göreyim?! Savaş! Savaş'ın resmini çizmiş! "Bu da ne?" diye bağırdım. O da "sanane" diyerek karşılık verdi. İçimdeki sinirin bütün bedenime yayıldığını hissettim. Tüm sınıf bize döndü. Hazal bana kızgın bakışlarla bakarak "çizemez miyim istediğim kişiyi? Hem bu Savaş değil görmüyor musun? Savaş kahverengi gözlü benim çizdiğim ise mavi gözlü" dedi. Bende aptal değilim tabi. Hemen karşılık verdim. "Bu kara kalem çalışması!" Savaş garip bir şekilde resme bakıyordu. Hazalın da çok sinirlendiğini anladım ama çokta umurumda değildi taki eline yeşil boya fırçasını alana kadar. O an anlık bir korku yaşadım fakat üzerimde hissettiğim boya sayesinde korku yerine öfkem geldi. NE CÜRRETLE BUNU YAPABİLİRDİ Ki?? Tüm sınıf gülmek istiyordu. Savaş Hazal'a sakin olur musun? dedi. Hazal Savaş'a bakıp dalmışken benimde artık bir şey yapmam gerekeni anlayıp kahverengi fırçayı alıp onun tam yüzüne tek hareketimle sürdüm .Herkesten 'oooo' diye bir ses çıktı. Hazal'a gözlerimi dikerek güldüm. Daha sonra birbirimize boya sıçratmaya başladık. Savaş yanıma gelip beni korumaya çalışırken Hazal ona mavi boyayı attı. Hazal'ın yüzü bembeyaz olmuştu. Aslında beyaz boyayı suratına sıçrattığım için... Her neyse. Yüzüme yeşil fırçanın birçoğunu fırlattığında sabrım artık taşmıştı! Yanımdaki kırmızı kovayı alıp içindekinin hepsini Hazal'ın kafasından aşağı döktüm. Karşılık alamadım. Galiba zafer benimdi. Hazal kocaman ağzını açarak hafif bir çığlık attı. Ardından aklına bir şey gelmiş gibi hafifçe sırıttı ve ardından "Savaş senin yüzünde mavi benim yüzümde kırmızı boya var. Mor rengi sever misin?" Dedi. Savaş gülerek bana döndü. "Açıkçası Öykü'nün yüzündeki yeşil boya daha güzel görünüyor" dedi. Bende hafifçe gülümsedim. Hazal'a "merak etme kırmızı sana yakışmış" dedim. Hazal kıyafetlerine baktı ve "KIYAFETLERİM" diye bağırıp kızlar tuvaletine koştu. Yağmur ve Gökçe benimle gurur duyar bakışlarla baktılar. Onlarla beşlik çaktıktan sonra içeri hoca geldi. Sınıfın halini görünce kahkaha attı ve dedi ki "sınıfı süslemişsiniz! Bu başarınızı kağıtlarda da beklerim" dedi. Tabi ki de biraz sinirlendi. Ne kadar iyi bir öğretmen olsa bile kimseye haksızlık olmaması için bize ceza verdi. Hazal Hanımla beraber sınıfı temizledik. Cezamız bitince eve gittim. Daha kapıyı açmadan içerideki ablamın kahkahalarını duydum. Ayakkabılarımı çıkarıp anahtarı da yerine astıktan sonra ablamın yanına gittim ve okul sitesinde Hazal ile yaptığımız boya istilasının yayınlandığını gördüm. Bu kadar çabuk nasıl yayılmıştı? Bunu yayınlayan kişi ise... Doruk Koçtepe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Çikolata
HumorTatlı bir marşmelowdun benim için önce dışı yumuşak içi kapalıydın sonra senin kızarmanı bekledim, sanırım çok bekledim çünkü kalbimdeki çikolatayı bile erittin. Aklımdaki sigarasın bağımlılık yaptın, midemdeki ağrısın beni gergin yaptın, gökyüzümün...