Multimedia: Kumsal
Deniz az önce gitmişti. O gittikten sonra kimya sınavına çalıştım. Saat 23.00'ı gösteriyordu. Bugün o kadar çok yorulmuştum ki gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Pijamalarımı giyip yatağımın içine girdim.
Alarm çalmaya başladığında lanet okuyarak yatağımdan kalkıp önce alarmı kapattım. Daha sonra banyoya gidip üzerimdekileri çıkarttım. Ilık bir duş alıp banyodan çıktım. Bornozumu giyip saçlarımı kuruttum. Odama geri dönüp iç çamaşırlarımı giydim. Okul kıyafetlerimi de giydikten sonra siyah nike spor ayakkabımı da giydim. Aynada kendime bakıp elimle saçımı düzelttikten sonra çantamı aldım ve odadan çıktım. Kahvaltı yapıp evden çıktım. Okula geldiğimde Toprak ile karşılaştım. Beni görünce gülümseyerek yanıma geldi.
" Günaydın Kumsal. "
" Günaydın Toprak. "
" Bora ile çıkıyormuşsunuz. "
" Sen nerden biliyorsun? " derken kaşlarımı çatmıştım.
" Abim söyledi. Üzülmüş. "
" Deniz artık umrumda değil. Ayrıca, sizde biliyordunuz değilmi? Ve bana hiçbir şey söylemediniz! " dedim ve yürümeye başladım.Sınıfa girdiğimde kızlar yerlerinde oturuyolardı. Benim girdiğimi gördüklerinde üçü birden bana bakmaya başladı. Yanlarına gidip çantamı sıranın üzerine attım. Sınıfta bizden başka 3 kız vardı. Onlara dönüp
" Çıkın dışarı. "dedim. Aralarından bir kız
" Nedenmiş? " diye sordu.
" Çık dışarı dedim! " diye bağırdım. Neredeyse okuldaki bütün kızlar nasıl bir psikopat olduğumu biliyorlardı. Kızlarda bildiği için hemen çıktılar ve kapıyı kapattılar.
" Demek siz benden bu kadar zamandır saklıyorsunuz. Daha ne kadar saklamayı düşünüyordunuz? Cevap versenize! Hele de sen Selin! Nasıl böyle birşeyi saklarsın benden! Nasıl! " dedim.
" Bak Kumsal, herşeyi anlatıcam. Ama önce sakinleş. "
" Hiç bişey açıklama bana! Senden, sizden böyle bir şeyi hiç beklemezdim. Tamam Deniz eski sevgilin olabilir. Onun için hiçbir şey diyemem zaten. Hani bizim gizlimiz saklımız yoktu! Neden sakladınız!? Neden!? "dedim bağırarak.
" senin iyiliğin için. Böyle olması gerekiyordu. Kumsal, gerçekten çok özür dilerim. "
" Bu konu bir daha açılmayacak. Bundan sonra benden, birbirimizden bir şey saklamak yok. Zaten Deniz yok artık benim için. Bora ile çıkıyoruz. " dediğimde üçüde şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
" Ne!? Sen ciddimisin!? " dedi Gece.
" Evet. Gayet ciddiyim. "
" Yok ya. Şaka yapıyor bence. " dedi Hazal.
" Hayır ya. Ciddiyim. " dediğimde gerçektende çok ciddi bir şekilde konuşmuştum.
" Bencede en doğrusunu yapmışsın. Bora iyi çocuk. Deniz'i de unutman kolay olur hem. " dedi Selin.
" Selin! Konuyu kapat demiştim! " dedim. Hayır yani, neden durmadan hatırlatıyordu ki.
" Tamam, tamam özür dilerim. " dedi. O sırada diğer öğrencilerde yavaş yavaş sınıfa girmeye başladı. Ardından hoca da sınıfa geldi. Yine ve yine dersi dinlemeyip kitap okumaya başladım." Ya, bi yere gidip bişeyler falan mı yesek? Ama bizimkilerde gelsin. " dedi Gece. Aslında canım bir yere gitmek istemiyordu. Ama Deniz'i çağıracaklarını bildiğim için gitmek istedim.
" Olur. " dedim.
" İyi o zaman ben Ali'ye söyliyim de diğerlerine de haber verir. "Kafeye girdiğimizde Ali, Toprak, Batu ve tahmin ettiğim gibi Deniz oturuyordu. Onun inadına Deniz'in tam karşısına oturdum. Sağ tarafımda da Eda oturuyordu. Garson geldiğinde siparişlerimizi verdik. Siparişlerimizi verdikten 10 dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Arayan Bora idi. Napıcağımı bilememiştim. Deniz ve kızlar bizi sevgili olarak biliyordu. Sakin bir şekilde telefonu açtım.
" Efendim Bora. " dedim neşeli bir ses tonuyla. Deniz birden gözlerini bana çevirdi.
" Naber Kumsal? "
" İyiyim Bora'cım. Sen? " dedim. Konuşurken Bora'cım kelimesine özellikle vurgu yapmıştım. Deniz'in gözlerindeki öfkeyi görebiliyordum.
" İyiyim bende. Müsaitsen buluşalımmı? Bişeyler içeriz. "
" Hmm olabilir aslında. Geçen gün tanıştığın arkadaşlarımla Mavi kafedeyiz. Sende gel istersen. " dediğimde söylediğim hiç bir kelimeyi düşünerek söylememiştim. " Olur. "
" Tamam o zaman adresi mesaj olarak atıyorum. Görüşürüz Bora'cım. "dedim ve kapattım. Yine Bora'cım kelimesine vurgu yapmıştım. Adresi mesaj olarak attıktan sonra telefonu masanın üstüne bıraktım. O sırada siparişlerimiz gelmişti. Yaklaşık 20 dakika sonra Bora kafeden içeri girdi. Yanıma geldiğinde ayağa kalktım. Onu kucakladım ve yerime oturdum. O da herkese -Deniz'de dahil- selam verip bir koltuk çekip yanıma oturdu. Garson çağırıp kendine birşeyler sipariş etti.
" Hayırlı olsun. Çıkıyormuşsunuz. " dedi Deniz. Nereden çıkmıştı şimdi bu. Neden söyleme gereği duymuştu. Bora bana şaşkın şaşkın bakıp olayı anlamaya çalışıyordu.
" Yoksa çıkmıyor musunuz? " dedi sırıtarak Deniz. Bora sağ kolunu benim omzuma atıp beni kendine doğru çekti ve
" Yoo, çıkıyoruz. Ve gayet mutluyuz. Sadece Kumsal bir süre kimseye söylememek istemişti. Ondan şaşırdım. Saol bu arada. " dedi ve gülümsedi. Bora durumu anlamış olmalıydı ki hiçbir şey çaktırmamıştı. İçim rahatladı.
" Hayırlı olsun. " dedi Ali.
" Benimde haberim yoktu. " dedi Batu kaşlarını kaldırarak. Kafamı onaylarcasına salladım. Bora masaya bir 200'lük bıraktı. Sol elimi sağ eliyle tuttu ve
" Neyse, biz kaçalım. " dedi. İlk başta şaşırsamda bozuntuya vermedim. Deniz önce elime öfkeyle baktı. Ardından gözlerimle gözlerini buluşturdu. Aynı öfkelik duruyordu gözlerinde. Çantamı sandalyenin üstünden aldım ve kafeden ayrıldık.Bora'nın arabasına doğru ilerledik ve arabaya bindik. Benden bir cevap beklermişcesine bakıyordu.
" Neden öyle bakıyorsun? "dedim.
" Deniz öyle deyince şok oldum. Biz ne zaman çıkmaya başladık. Benim neden haberim yok. " dedi ve güldü. " Kusura bakma seni de zor durumda bıraktım. Ama bir nedenden dolayı böyle bir yalanı söylemek zorunda kaldım. Eğer senin içinde bir sorun yoksa bu yalanı bir müddet devam ettirebilir miyiz? " diye sordum.
" Açıkçası şaşırdım sadece. Yani benim için bir sorun yok. Devam ettirebiliriz yani. Ayrıca bu aralar çok canım sıkılıyor zaten. " dedi ve göz kırptı.
" Çok teşekkür ederim. Neyse eve gideyim ben. " dedim. Tam arabadan inecekken Bora sol kolumu tuttu.
" Nereye? "
" Evee. " dedim.
" E ben bırakırım, niye iniyorsun. "
" Hee, doğru. Tamam o zaman. " dedim ve ikimizde güldük.Eve gelğimden beri 2 saat geçmişti. O iki saat içerisinde üstümü değiştirip biraz ders yaptım. Yatağımı açıp içine girdim. O kadar uykum vardı ki gözlerim kendiliğinden kapanıyordu.
" Şu lanet alarmı biri kapatsın ya!" diye uyandım. Tabiki kimse duymadı. Alarmı kapatacak kişi de bendim. Alarmı kapatıp banyoma doğru ilerledim. Yüzümü yıkadım ve odama geri döndüm. Okul kıyafetlerimi ve Adidas olan spor ayakkabılarımı giydim. Çantamı ve telfonumu da alıp odadan çıktım.
Aşağı indiğimde annemle babam yoklardı. Doğru ya bugün önemli bir toplantıları vardı. O yüzden de erken çıkmaları gerekiyordu. Kahvaltı masası hazırdı ama canım birşey yemek istemedi ve evden çıktım. Ahmet abiyi arabaya yaslanmış bir şekilde gördüm.
" Günaydın Ahmet abi. "
" Günaydın prenses. Bugün okul yok. " dedi gülümseyerek. Şakamı yapıyordu acaba.
" Eminmisin Ahmet abi. Neden yok? "
" Öğretmenlerle alakalıymış. Okuldan Emir beyi aramışlar ve tatil olduğunu söylemişler. " dedi. Emir bey diye bahsettiği kişi babamdı.
" Tamam Ahmet abi. Teşekkürler, görüşürüz. " dedim ve eve geri döndüm. Madem bugün tatildi neden beni o güzel ve sıcak yatağımdan sabahın saat yedisinde o alarma mahkum bıraktılar. Yukarı çıkıp odama girdim. Üstümdeki okul kıyafetlerinden kurtulup pijamalarımı giydim. Simsiyah perdelerimi kapattım ve uyumak için o mütüş, sıcak ve güzel yatağıma kendimi attım.Tekrardan merhabalarrr. Bu bölüm biraz kısa ve sıkıcı oldu sanırım. Fakat 6. Bölümde çok heyecanlı olaylar sizleri bekliyorlar. Düşüncelerinizi sabırsızlıkla bekliyorum. Kötü ya da iyi yorum yapanlara çoook teşekkür ederim. Sizleri çooookk seviyorum. Umarım sizde beni seviyorsunuzdur. Şimdiden iyi okumalarrr.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSALIN DENİZİ
Dla nastolatków" Seviyorum kızım seni. Deliler gibi seviyorum. Kimsenin sevemeyeceği kadar seviyorum seni. Kıskanıyorum lan seni. " dedi anlını anlıma yaslarken. Konuşmaya devam etti. " Kendimden bile kıskanırken o piçe o kadar yakın olmana dayanamıyorum ! " dedi...