1. Bölüm: SÜRPRİZ

248 48 34
                                    

Okulun önüne gelene kadar Ahmet abiyle çok az konuşmuştuk. Arba durduğunda indim ve yavaş yavaş okula doğru yürüdüm. Okul kapısında kızlarla karşılaştım. Hepsini teker teker öptim. Sonra biraz sohbet ettik. Hiçbiri doğum günümü kutlamadı. Açıkcası biraz üzüldüm ama belli etmemeye çalıştım. Kızların yanından ayrılıp okul binasına girdim. 2. Kata yani sınıfım 12-B ye çıktım. Ben kızlardan ayrılınca, sınıfa çıkmadan önce hepsi sevgilisinin yanına gitti. Hepsinin sevigili vardı. Ben hariç.

Selin okulun basket takımnın kaptanı Batu Kaya ile 1 yıldır sevgili. Birbirlerini çok seviyolar. Aynı zamanda çok yakışıyolar. Batu tatlı bir çocuk. Hafif kumral ve ela gözlü. Ayrıca çok uzun. Bu arada Batu kuzenim olur. Amcamın oğlu. Selinle arada hatta neredeyse hergün ‘ yenge ’ diye dalga geçerim.

Hazal Deniz'in kardeşi Toprak ile 8 aydır sevgili. Toprak bizimle aynı yaşta. Aynı okuldayız. Ama aynı sınıfta değiliz. Birbirkerine çok yakışıyolar. Toprak Neyfel da en az abisi kadar iyi bir çocuk. Toprak da esmer ve yeşille mavi renginin arası gözleri var.

Gece ise Deniz'in en yakın arkadaşı Ali Bulut ile sevgili. O da tatlı ve aynı zamanda iyi bir çocuk. Ali Deniz ile aynı yaşta. Fakat geçen sene özel bir sebepten dolayı sınıfta kaldı. Yine aynı okuldayız ama aynınsınıfta değiliz. Gece bu yüzden okula lanet okuyor.

Geçen sene Deniz bizimle aynı okukda olduğu için hep birlikte takılıyorduk. Selin Deniz'i pek sevmezdi. Gerçi hala sevmiyor. Selin Deniz' i biraz itici ve gıcık buluyor. Ama bence öyle değil. İlk ders Fizik sanırım hiç çekemicem.

SELİN'DEN
" Kızlar bugğn Kumsal'ın doğum günü biliyosunuz dimi. Ayrıca sabah kutlamadığımız için baya bi bozuldu. Neyse akşam keyfi yerine gelir artık. Ne yapalım sizce. Sizin bi fikriniz falan varmı ? " diye sordum. Gece konuşmaya başladı
" Bence bi kafeyi kapatabiliriz. Orda kutlarız. Süsleriz falan. Hem bizimkiler falanda gelir. Olmazmı ?" dedi. Bizimkilerin içine umarım Deniz'de dahil değildir. O çocuğu hiç sevmiyorum. Kumsal'ın etrafında olmasını da istemiyorum. Onu üzüyor.
" Bence kafe fikri güzel. Fakat umarım bizimkilerin içine Deniz dahil değildir. " dedim.
" Bence de kafe fikri güzel. Neden Deniz dahil değil. Bence o da gelmeli. Zaten Toprak kesin gelir. Hem sen niye istemiyorsun? " dedi Hazal.
" Çünki o çocuğu sevmiyorum. Kumsal'ın etrafında olmasınıda istemiyorum. " dedim. Gece yine konuşmaya başladı.
" Ama Kumsal seviyor. Bence kötü bi çocuk değil. Ayrıca Kumsal'a değer veriyor. Hem önemli olan senin değil Kumsal'ın ne istediği. " dedi sakin bir şekilde.
" Neyse ne, akşam görürüz gelip gelmediğini. Son ders bitince Kumsal'a birşey çaktırmadan birlikte Mavi kafeye gideriz. Olurmu kızlar ? " dedim. Kızlar başlarını onaylayan bir şekilde salladı. " Hadi Kumsal'ın yanına gidelim de daha fazla sinirlenmesin. " dedim ve güldüm.

KUMSAL'DAN
Birinci dersin başlamasına tam olarak 10 dakika var. Kafamı telefondan ayırıp, sınıf kapısına çevirdiğimde Gece, Selin ve Hazal'ı gördüm. Yüzleri gayet gülüyordu. Nasıl olurda doğum günümü unutabiliyolar anlamıyorum. Selin yanıma Gece ve Hazal'da önümüze oturdu. Biz duvar kenarında en arkada oturuyoruz. Gece ve Hazal ise hemen önümüzde oturuyor. Genelde dersleri dinlemeyip kitap okuyorum. Kitap okumayı seviyorum. Bana huzur veriyor. Selin " Kız yine nelrr düşünüyon." diyince Gece ve Hazal 'da dahil 3 ü birden benden cevap bekliyor gibi bakıyordu. " Hiç. Hiç birşey. " dediğimde üçüde aynı anda " Hı Hı." dediler ve güldüler. Bende sesli bir şekilde ofladım. Onlarda önüne döndü. Çantamdan okuma kitabımı alıp tam okumaya başlayacağım sırada hoca sınıfa girdi. Tabiki dersi dinlemeyip kitap okuyacağım.

---

Neyse ki son dersin bitmesine 5 dakika var. Kızlar bütün gün ne doğum günümü kutladılar ne de benimle takıldılar. Bütün gün sevgilileriyle ilgilendiler. Bende bu yüzden onlara ders bittiğinde hiç birşey demeden çantamınalıp sınıftan çıktım. Eve gidene kadar kulaklıklarımı takıp müzik dinleyerek yürüdüm. Zaten evimle Aras Kolejinin arası en fazla yarım saatti. Asıl aklıma takılan şey bugğn Eda'yı hiç görmedim. Eda ile aynı sınıfta değiliz ama aynı okuldayız. Ve o tenefüslerde bizim yanımıza geliyo ve biz hep birlikte takılıyoruz. Telefonu elime alıp Eda'yı aramaya karar verdim. Eda'nın numarasını tuşladım ve açmasını beklemeye başladım. Sude telefonu;
" Efendim canım. " diyerek açtı.
" Naber Edaa. "
" İyiyim canım sen. "
" Bende iyiyim. Bugün göremedim seni okulda. Yanımıza da gelmedin hiç. Bir sorun mu var ? "
" Yok ya bugün bütün gün ders yaptım okukda. Ondan gelemedim."
" Hmm. İyi o zaman. Neyse canım kapatıyorum görüşürüz. "
" Görüşürüz. " dedi ve telefonu kapattım.

İnanamıyorum. Eda'da  doğum günümü kutlamadı. Hayır yani beni hşç bir arkadaşım umursamıyormu. Sanırım kimsenin umrunda değilim. Deniz bile unutmuştu. Ne aradı ne de mesaj attı. Bugün herkese bişeyler olmuş ama anlamıyorum. Telefonu yatağın üstüne bırakıp odamda olan banyoma doğru ilerledim. Yüzümü yıkadım. Daha sonra odaya dönüp tam dolabımı açacakken telefonum çalmaya başladı. Arayan Hazal'dı. Cevap verdim.
" Efendim Hazal. "
" Kumsal buluşabilirmiyiz. Lütfen. "
" Neden ? "
" Toprak ile kavga ettim. Rahatsız etmek istemezdim. Kızları aradım ama işleri varmış. İşin yoksa Mavi kafede buluşalımmı. Lütfen. "
" Tamam canım geliyorum. " dedim ve telefonu kapattım. Sesi gerçekten kötü geliyordu. Hemen dolabımın önüne gidip kapağını açtım. Siyah dizimin bir karış üstünde olan eteği aldım ve giydim. Ardından üstüne hafif göbeği açık mavi tişörtümü giydim. Siyah mevsimlik bir botla deri ceketimi alıp aynada kendime baktıktan sonra siyah çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım. Merdivenleri inerlen annemle karşılaştım. Ona Hazal ile buluşacağımı söyledim ve aşağı indim. Ahmet abiye beni bırakmasını söyledim.

Yaklaşık 20 dakika sonra kafenin önünde durduk. Ahmet abiye teşekkür ettim. Beni almaya gelmesine gerek olmadığını, kendim dönebileceğimi söyledim ve o da itiraz etmedi ve gitti. Kafenin içi dışarıdan gözükmüyor. Çünkü dış camlarının rengi mavi. Kapıyı açıp içeri girdiğimde içerisi karanlıktı. Saate baktığımda henüz erkendi. Bir anda ışıklar açıldı ve herkes doğum günü şarkısını söylemeye başladı. Şaşkınlıktan haraketsiz kaldım ve ağlamaya başladım. Herkes teker teker sarıldı ve öptü. Aralarında Eda'da vardı. Demek kimse unutmamış.

İçeride sevdiğim herkes vardı; Selin, Gece, Hazal, Eda, Toprak, Ali, Batu, hey bir dakika, Deniz ? Deniz neredeydi ? Neden o yoktu ? Yoksa gerçekten unuttumu. Selin'in yanına gidip yavaşça onu Batu'un yanından çektim ve " Selin, Deniz gelicek mi ? Merak ettim. " diyip gülümsedim.
" Hayır gelmicek. Çünki ona haber vermedim. Çünki gerek duymadım. " dedi. Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı.
" Neden ? " diye sordum.
" Çünki onu sevmiyorum ve senin etrafında olmasını da istemiyorum. Ayrıca hem doğum gününü kutlamamıştır bile. Öyle değilmi ? "
dedi.
" Neyse ya önemli değil. Herşey için teşekkür ederim tekrardan. Bugün bir ara unuttunuz sandım doğrusu. " dedim. Ardından güldüm ve sarıldım.

" Biliyoruz biliyoruz. Bi ara burnundan soluyodun. " deyip kahkaha attı. Diğerlsrinin yanına döndük ve oturduk. Batu ile konuşurken birden kafenin kapısı açıldı. İçeri hiç beklemediğim biri girdi. Evet Deniz gelmişti. İçimden onu kimin çağırmış olaabileceğini düşünürken aynı zamanda ayağa kalktım. Selin sanki benim aklımı okumuştu. Gece ve Ali'ye dönerek " Onu buraya kim çağırdı !? " diye öfkeyle sordu. Gece tam konuşacakken Ali konuşmaya başladı;
" Ben çağırdım. Ne olmuş ki yani ? "
Diyr sorarcasına cevap verdi. Selin şaşkınlıkla Ali'ye bakarken, Ali kolunu Gece'nin omzuna atmıştı. Gece de şaşkınlıkla Selin'e bakıyordu. Hazal ve Toprak yaklaşık 10 dakika önce işleri olduğununsöyleyip gitmişlerdi. Bende onlara teşekkür edip, sarılıp veda etmiştim.

Selin Deniz'e dönüp işaret parmağıyla kapıyı göstererek
" Seni çağırdığımı hatırlamıyorum ve gitmeni istiyorum ! " dedi. Tam ben konuşacakken Deniz benden önce davranıp
" Senin için değil Kumsal için geldim. " deyip gülümsedi. Sonra yanıma gelip sarıldı. Yanaklarımdan öptükten sonra doğum günümü kutladı. Bende teşekkür ettim ve uzattığı hediyeyi elinden aldım ve masanın üstüne koydum. Selin;
" Sana gitmeni söyledim! Anlamıyomusun ! " dedi öfkeyle. Bubsefer ben Deniz'den önce davranıp " Hayır ben kalmasını istiyorum Selin. Lütfen. " dedim sakin bir şekilde. Selin şaşkınlıkla bana bakıp " İyi o zaman ben giderim ! " dedi. Aniden çantasını ve ceketini alıp kafeden çıktı. Batu'da arkasından " Bende bir Selin'e bakayım. Kumsal mutlu yıllar tekrardan. Görüşüriz. " dedi ve gülümsedi. Ardından o da kafeden ayrıldı. Hayır yani ben ona gitmesi gerektiren bişey yapmamıştım ki.

Moralim gerçekten bozulmuştu. Gece'ye, Eda'ya, Ali'ye ve Deniz'e teşekkür edip, ceketimi ve çantamı alıpnkafeden çıktım. Kafeden çıkıp 3 adım atmıştım ki, sol kolumun dirseğini biri tutup aniden beni durdurdu. Benimde ani dönüşümle kafamı Deniz'in omzuna çarptım.
" Özür dilerim. Benim yüzümden Selin ile aranız bozuldu. " dedi Deniz
" Saçmalama Selin'in abartması. Ben onunla aramı düzeltirim. Sen takma kafana. " dedim ve gülümsedim.
" Biraz yürümek istermisin ? Benimle ? " diyip gülümsedi.
" Hmm evet olabilir aslında birşeylerde yapabiliriz. " dedim. Yanına geçtim ve ellerimi ceketimin cebine atıp yürümeye başladım.

KUMSALIN DENİZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin