Okul otobüsüne bindiğimizde kızlar sevgilileriyle, ben ise Ömer'le oturmak zorunda kaldım. Otobüse bindiğimizden beri Ömer susmuyor. Anlatıyorda anlatıyor. Çenesine işemişler mübarek.
" Ondan sonra iş- "
" Ömer'cim, canım arkadaşım, biraz sussanmı acaba? " dedim sözünü keserek.
" Yok, canım sıkılır benim. " dedi omuz silkti. Göz devirdim ve çantamın fermuarını açtım.
" Yine bir göz devirme. " dedi alayla. Çantamdan kulaklıklarımı çıkardım ve telefona taktım. Ömer'den kurtulmanın tek çaresi buydu.
_________
" Geldik Kumi. Uyan artık salyalı. " diye söylenmeye başlamıştı Ömer. Gözlerimi açarken
" Kumi ne ya. " dedim. Kumsal demek çokmu zor geliyordu.
" O değil de, çok komik uyuyorsun. " dedi ve kahkaha attı. Telefonunu bana döndürünce sinirden gözlerim açılmıştı. Gerizekalı! Uyurken fotoğrafımı çekmiş. Hayır yani, kötü çıkmamışım ama yine de habersiz fotoğraflarımın çekilmesinden hoşlanmıyordum. En nefret ettiğim şeydi.
" Ömer! Sil o fotoğrafı ! " dedim. Kullandığım her kelimeye vurgu yapmıştım. Otobüste en fazla 5 kişi vardı. Diğerleri aşağıdaydı. Ben bağırınca hepsi bize bakmıştı.
" Hayır, silmeyeceğim. Hatıra olarak kalsın. A a a şimdi düşündüm de belki koz olarakda kullanabilirim. " dedi ve sırıttı.
" Ömer ver o telefonu bana! Başlatma hatırana, kozuna " dedim. O sırada oturduğum koltuktan kalkınca bir adım geriledi.
" Yakala o zaman. " dedi ve koşmaya başladı. Onun peşinden bende koşmaya başladım. Otobüsten inip koşmaya devam ettik. Herkes bize bakıyordu. Ama umrumda değildi. O salak o fotoğrafı kimseye göstermeden silmem lazımdı. Ömer, Hazal'ın arkasına geçip durdu.
" Ver o telefonu! Ömer, hemen! " dedim ciddi bir şekilde. Hayır dedi ve tekrardan koşmaya başladı. Bende koşmaya başladığı sırada bir vücuda çarptım. Yere düşmüştüm. Ama ona hiç birşey olmamıştı. Hayvan gibiydi. Giydiği tişmrtten kasları belliydi. Esmer ve yeşil gözlü bir çocuktu. Benden bi 10 cm uzundu. Ayağa kalkıp elimi silkeledim ve
" Önüne baksana be! " dedim.
" Hem çarpıyosun, hemde söyleniyor musun. "
" Ne diyosun sen lan! " dedim. Zaten sinirliydim. Şimdi bide bu salak çıkmıştı.
" Aptal! " dedim ve arkamı döndüm. Ömer kahkaha atarak buraya bakıyordu. Tam onlara doğru ilerleyecekken kolumdaki elle durduruldum.
" Bak kızım, düzgün konuş benimle! " dedi çarptığım çocuk.
" Hadi ya, konuşmazsam ne olur! "
" Gösteririm şimdi ne olacağını. " dedi. Ondan kolumu kurtarmaya çalışmıştım. Ama hayvan gibi tuttuğu için bir işe yaramamıştı. Ayağımda botlarım olduğu aklıma gelince diz kapağına bi tane vurmuştum. Acıyla inledi ve kolumu bıraktı. Batu'ların yanına doşru koşmaya başladım. Ben koşarken çocuk birşeyler söylemişti ama aldırış etmemiştim.
" Kumsal, ne oldu? " dedi Batu. Ömer ise gülüyordu. Ömer'e ter bakışlarımı atıp
" Yok bişey. " dediğim sırada Fatma Hoca bağırarak konuşmaya başladı.
" Arkadaşlar mola bitti. Herkes otobüslere. Otele gidiyoruz. Yarın da Ankara'yı gezeceğiz. " dedi. Hiç sevmiyordum şu kadını. Otobüslere bindiğimizde herkes eski yerine oturdu. Telefonuma gelen mesaj sesiyle çantamdan çıkardım.
![](https://img.wattpad.com/cover/54765915-288-k503013.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSALIN DENİZİ
Novela Juvenil" Seviyorum kızım seni. Deliler gibi seviyorum. Kimsenin sevemeyeceği kadar seviyorum seni. Kıskanıyorum lan seni. " dedi anlını anlıma yaslarken. Konuşmaya devam etti. " Kendimden bile kıskanırken o piçe o kadar yakın olmana dayanamıyorum ! " dedi...