5.Bölüm-Şimdi Gidebilirsiniz Bayım

100 6 0
                                    

Çok çabuk sabah olmuştu. Aslında yorgun kalkmıştım ama yine de mutluydum. Onu göreceğim içindi belki de. Bir an önce gitmek istiyordum okula. Daha önceden hiç samimi olamadığım nefret ettiğim okul, belki de en sevdiğim yer haline gelebilirdi. Hemen elimi yüzümü yıkayıp, kahvaltı hazırlamaya başladım. Can'ı uyandırdım. Her sabah olduğu gibi bu sabah da ''Abi 5 dakika daha'' diye sayıklıyordu. ''Hadi Can, okula gideceksin'' dedim. Yakınarak kalktı. Elini yüzünü yıkayıp kahvaltısını yaptı. Çantasını kontrol etti. Çıktık yola. Ecrin'e mesaj attım. ''İstersen in aşağı beraber gideriz'' diye. Biraz yavaş gidiyordum hazırlanıp insin diye. Can ''Hadi abi erkenden kalktın yavaş gidiyorsun'' dedi. Yurdun önüne baktığımda Ecrin gözükmüyordu. Aslında pek kız yoktu kapının önünde. Ceplerimi yokladım. Can'a ''Telefonumu evde unutmuşum Can. Sen okuluna gide dur. Ben alıp giderim, hadi abicim iyi dersler'' dedim. ''Of, tamam abi'' dedi. Eve dönüyormuş gibi yaptım. Can gözden kaybolunca tekrar döndüm. Yürüdüm yurdun önünde bekliyorum. Hala bekliyordum. Mesaj attım ''Hadi, neredesin?'' diye. Cevap yoktu. Aradım, çalıyordu fakat açan yoktu. Okul umrumda değildi. Umrumda olan onu görmekti. Bir şey yapıp görmem lazımdı. Ya da nerede olduğunu bilmem lazımdı. Uyuya mı kalmıştı? Yoksa neden cevap vermiyesin ki? Her halde telefonu da sessizdeydi. O yurda bir şekilde girmem lazımdı. Bahçe kapısından içeri girdim. Yurdun içine de girdim. Etrafta kimse gözükmüyordu. Odasını falan nereden bulacaktım bu kızın? Ufak bir yurt olduğu için fazla oda yoktu ama yine de bulmam pek mümkün değildi. Liste gibi bir şey mutlaka olmalıydı. Sağa sola göz atarken koridorun sonunda bir oda vardı. Orası olamazdı. En alt katta yemekhane bulunuyordu. Yemekhaneye göz attım. Yemek sırasının olduğu yerde isimler vardı. Ecrin'i arıyordum. Bulmuştum sıranın en altındaydı. Yanında numara gibi birşey ve sanırım kat sayısı yazıyordu. 2. katta 12. odadaydı. Büyük ihtimalle öyle tahmin ediyordum. 2. kata çıkmaya başlamıştım. İlk katta iken ayak sesleri bir iki kız kahkahası duydum. Sanırım 1. kattan geliyordu. Aşağı seri adımlarla indim. Yemekhanenin bulunduğu kısma doğru saklanmaya gittim. Kapının arkasında durdum. Kızlar dış kapıdan çıktı gitti. Seri adımlarla 2. kata çıkmaya çalışıyordum. Koridorun en sonundaydı sanırım oda. En azından öyle düşünüyordum. Evet 10-11 ve 12 işte orada. Kapıyı açacaktım bir düşündüm acaba açmasam mı diye? Ve açtım. Tahmin ettiğim gibi, mışıl mışıl uyuyordu. Uyumasını izlemek çok zevkliydi, çok masum ve güzeldi. Odaya bir göz attım. Dolaplar ve 2 ranza vardı. 4 kişi kalıyorlardı anlaşılan. Ama şu an ondan başka kimse yoktu. Uyandırsam mı yoksa uyandırmasam mı? diye tereddütte kalmıştım. ''Ecrin, hadi kalk canım benim sabah oldu'' dedim. ''5 dakika daha'' diye mırıldandı. Bu sözü herkes mi çok seviyordu acaba. ''Hadi ama bak sabah oldu okula geç kaldın'' dedim. ''Tamam ya'' dedi. Afallamıştı, hemen kalktı. Panikle ''Okul? Onur? senin ne işin var burada? Nasıl girdin? Ya başka birisi görürse?'' sorular sormaya başladı. Telefonunu gösterdim. ''Mesaj attım cevap vermedin, aradım cevap vermedin. Merak edip geldim. Merak etme kimse görmedi'' dedim. ''Okula geç kaldın'' dedim gülümseyerek. ''Saçım başım dağınık, daha hazırlanacağım zaten okula geç kalmışım, madem sen gitseydin'' dedi. ''Sen olmayınca okul çekilmez'' dedim. O sırada bir kız sesi geldi ''Ecrin daha kalkmadın mı yoksa?'' diyerek. Ecrin panikledi. ''Ya seni görürse? Yurttan atılırım falan diye'' Gitti dolabını açtı ''gir şuraya çabuk'' dedi. Şaşırdım. ''Olmaz'' dedim. ''Hadi geliyor görecek şimdi'' dedi. Kapı açılıyordu ki girdim dolaba o sırada Ecrin kapısını kapattı. Hiçbir şey görmediğim için sesleri dinliyordum. ''Daha kalkmadın mı güzellik?'' diye sordu Ecrin'e . ''Kalktım şimdi hazırlanıyorum işte'' diyerek karşılık verdi. Anlaşılan iyi dosttular. Kız Ecrin'e ''Hadi tatlım ben çıkıyorum, bugün okula gitmeyeceğim'' dedi. ''Saçım bozuk tarağını kullanabilir miyim?'' diye sordu Ecrin'e. Anlaşılan tarak benim bulunduğum dolaptaydı. Ecrin biraz panikledi sesinden anlaşıldığı kadarıyla. ''Tabiki, ben vereyim'' dedi. Geldi dolabı açtı. Kız sağda olduğu için beni görmedi. Ecrin'e gülümsedim. Tarağı aldı ve kıza uzattı. Saçlarını tarayıp kapıyı kapatıp gitti. Dolaptan çıktım. ''Bir gitmek bilmedi'' diyerek sızlandım. ''Hadi hazırlan okula gidelim bari'' dedim Ecrin'e. Öksürdü biraz. ''Tamam ben çıkıyorum'' dedim. Kapının önünde bekliyordum. Yaklaşık 10 dakikadır hala bekliyordum. Merdivenlerden birisi geliyordu sanki. Geleni görmüştüm bir görevliydi. Panikledim hemen kapıyı açıp girdim. ''Ecrin bağırdı sana bekle demiştim'' diye. Arkamı döndüm ''Bakmıyorum hadi, buraya birisi geliyor. Ya da koridorda birisi var görevli olabilir'' dedim. Ecrin giyinmiş olacak ki ''kapının arkasına geç'' dedi. O sıra kapı açıldı. ''Bir sorun mu var küçük hanım dedi'' görevli birisiydi sanırım. Sesinden anlaşıldığı kadarıyla kadındı. ''Evet'' dedi Ecrin. Bir tereddüt ettim. ''Saçlarım düzleşmiyor bir türlü'' dedi. Kadın güldü ''Ah, siz gençler'' dedi ve kapıyı kapatıp çıktı. Ecrin' e baktığımda gülümsedi ''gitti'' dedi. ''Hazırsan, inşallah çıkıcağız bugün'' dedim. Gülümsedi ''Hazırım, nasıl görünüyorum?'' diyerek etrafında döndü. ''Çok güzelsin'' demiştim. Saçlarını salmıştı. İlk kez görmüştüm onu böyle. Ecrin' baktığımda kumral saçları belinin biraz üstündeydi. Masmavi gözleri adeta deniz gibiydi. ''Ben bir dışarı çıkayım ona göre sana gel diye mesaj atarım'' dedi. Kafamı tamam anlamında salladım. Koridora çıktı. Biraz sonra mesaj geldi. ''Hadi gel çabuk ol'' diye. Çıktım odadan, merdivene doğru ilerledim. Odanın bulunduğu yere bakarken, görevli kadını gördüm. O beni gördü mü görmedi mi bilmiyordum ama seri adımlarla dışarı çıktım. Bahçenin kapısından çıkarken arkadan kadın kapıyı açtı, hemen kenarı geçip saklandım. Kadın Ecrin'e bakıp ''Sen miydin kızdım? Bende başka birisi var sandım'' dedi. Ecrin ''Sorun yok'' dedi gülümseyerek. ''Hadi iyi dersler'' dedi. ''Teşekkürler'' dedi Ecrin. Kadın kapıyı kapatıp içeri girince bana işaret yaptı gel diye. Gittim yanına. ''Bu kadın her yerde sanırım'' dedim. Güldü ''Yurt ondan sorulur'' dedi. Koluma girdi okula doğru ilerliyoruz. Mutlu olmuştum. ''Yurtta fazla rahat hissedemiyorum kendimi, gönül isterdi ailemle olmak'' dedi. Ona baktım, ''Senin ailen benim'' dedim. ''Seni seviyorum'' dedi. Okula vardık. Anlaşılan teneffüs zamanıydı. Dışarıdaydı herkes. Bize bakıyordu tanıdıklar. Sınıfa girdik, oturduğum sıra boştu. Girince Kaan baktı ve gülümsedi. Diğerleri de bakıyordu. Çantamı koydum. ''Köşeye mi yoksa buraya mı oturmak istersin'' diye sordum Ecrin'e. ''Köşeyi yeğlerim'' dedi. Arkadan bir ses duydum ''Sert ve soğuk çocuğa bak sen hele'' dedi. Kafamı çevirdim lafı söyleyen Engin'di. ''Evet, şu an ona bakıyorsun'' dedim. Sınıf bir sustu. Engin gözlerime bakıyordu. ''Utanmıyorsun değil mi Yeni gelen bir kızı ayartmaya?'' dedi. Kızarmıştım biraz. ''Senin gibi efendi ve sert bir çocuktan beklemezdim'' dedi. Sinirlenmiştim. ''Kayanın içinde sünger varmış'' dedi. Tam güleceği sıra. Bir yumruk attım suratına. Şaşırdı o da bana yumruk atacaktı. Tuttum elini çevirip belinin üstünde tutuyordum. Çeviriyordum. Bağırdı. ''Ben sert değilim, siz çok yumuşaksınız'' dedim. Kolunu çevirirken Ecrin'i gördüm. Yüzüme dehşetle bakıyordu. Sanki bir katilmişim gibi. Onu o halde görünce bıraktım Engin'in kolunu. Yanındaki arkadaşları bana bir bakış attılar. Öğretmen gelmişti. Sırama geçtim, Ecrin'e ''kusura bakma, sinirlenmiştim'' dedim. Bir şey demedi Ecrin. Ne düşünüyordu ki aklında? Ne sanıyordu beni? Ama ilk saldırıyı Engin yapmıştı altta kalmamalıydım. Onlar bundan anlıyordu. Kafamı arkaya çevirip baktım. Pis bakıyorlardı. Engin yalancı bir tebessüm attı. Öğretmen dersi anlatıyordu. Bu günde sıkıcı geçmişti. Çıkışta Ecrin'i yurda bırakıp işe gitmeyi planlıyordum. Ecrin'i yurda bırakırken, ''Çok mu kötüyüm?'' dedim. ''Hayır, sen kendini korudun'' dedi. Bu biraz içime su serpmişti. ''O zaman görüşürüz tatlı kız'' dedim. İşe yetişmem lazımdı. ''Tamam görüşürüz'' dedi. Giderken ''Nereye?'' dedi. Döndüm gülümsedi ''Gel buraya'' dedi. Sarıldı ve ilk defa yanağıma bir öpücük kondurdu. Tuhaf olmuştum. Belki hayatımda aldığım ilk öpücüktü. Gülümsedim. ''Şimdi gidebilirsiniz bayım'' dedi. Gidiyordum. Ecrin'e bakmayı kesip, önüme baktığım sıra birisine çarptım. Çarptığım kişi Engin'di. ''Önüne bakmalısın dostum'' dedi. Sınıftaki haylaz arkadaşlarını toplayıp önümü kesiyordu. 5 kişilerdi. ''Eşkıyalık da yapıyorsunuz'' dedim. ''Attığın yumruğun bedelini almaya geldik'' dedi. Bir yumruk attı suratıma. Kafamı çevirdim 2. yumruğu atarken tuttum elini. Burnuna bir kafa attım yere düştü. Diğerleri üstüme geliyordu. Birisi tekme savurdu. Kurtulmuştum fakat diğeri karnıma vurunca nefesim kesildi. Bir kere daha vurucaktı elini tutup çevirdim. Karnına sertçe yumruklar attım. Diğeri tekme attı yere düşmüştüm. Kalkacağım zaman birisi daha vurdu. Çok afallamıştım. Engin ayağı kalktı yerdeyken tekme atacaktı ayağını tutup kendime çektim. Yere düştü. Diğerleri tekmeleyeme başladı. Kendimden geçmiştim. Ayağı kaldırmışlardı. Engin,''Yumuşamışsın dostum'' dedi. Bir yumruk attı. Yere düştüm bir tekme attı. ''Bu da sana ders olsun'' demişti. Giderlerken yerdeydim. Sanki boşluktaydım. ''Onur'' diye bağırışlar duydum. Ecrin'in ''İyi misin?'' deyişleri ve ağlayışları kulağımda yankılanıyordu. Gözlerimi kapatmıştım. Uyku belki de en huzurlu şeydi. Kendimi dışarıdan izliyor gibiydim sanki. Bayılmıştım. Gözlerimi açtığımda...



Tenhadaki KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin