1.Bölüm

286 2 0
                                    

Senelerdir yaptığım tek şey içmek ve bugün yine içiyorum.

Ben alkol ve uyuşturucu bağımlısıyım hiç bir zamanda bunu inkar etmedim. Bağımlı olmayı kendim istedim. Git gide de bedenim tükenmeye başladığını hissedebiliyorum. Uyuşturucu bulamadığım günlerde ise krizlere giriyorum engellemeye çalışıyorum fakat engel olamıyorum. Uyuşturucuyu bulduktan sonra rahatlıyorum hiç bir şeyim kalmıyor. Sanki bedenimi sarj etmiş gibi dinç oluyorum.

Bırakmayı defalarca denedim ama sonucunda kendimi yine uyuşturucu kullanırken buldum. Bende pes ettim.  Zaten hayattan hiç bir beklentim yoktu. Tek bir umut kırıntısı bile içimde yer almıyorken benim yaşamam niyeydi? Yaşamak bana eziyet gibi geliyordu fakat elimden hiç bir şey gelmiyordu çok kez intihar etmeyi denedim fakat her intihar edişim de ölümün kıyısından döndüm. En sonunda hayatı akışına bıraktım. Hayatım sadece kaybedilişlerden ibaretti. Pes etmeyi, yenilgiyi çok küçük yaşta tatmıştım. Benim yaşıtlarım erkek arkadaşlarıyla gülüp eğlenirken ben kuytu köşede tek başıma ağlamakla geçirmiştim en güzel yıllarımı. Peki şimdi o zamandan farkım var mı? Hayır hatta her şey çok daha kötü ve çekilmezdi.

Merak ediyorsunuz değil mi? neden böyleyim, neden bu kadar mutsuzum diye,

Küçük yaşta üvey babam tarafından tecavüze uğradım. 17 yaşımda bütün hayatım elimden alındı. Anneme anlatmak istedim ama üvey babam olucak pislik herif yüzünden ağzımı açıp tek kelime edemedim. Annem olmadığında beni döverdi evden kaçmaya yeltendiğimde ise odama kitlerdi. Annem işten geldiğinde bir melek misali başımda pervane olup anneme iyi bir insanmış gibi gözükmeye çalışırdı. Vücudumdaki morlukları annem, "Ne oldu" diye sorduğunda benim cevap vermeme fırsat bırakmadan,

"Okulda arkadaşıyla kavga etmiş hayatım hocaları bana haber verdiğinde ögrendim bende."diyerek beni suçlu durumuna düşürür bir tonda annemden azar yerdim. Bunun gibi daha bir sürü şeyler uydururdu pislik adam. Annemin gözünün içine bak baka nasıl yalan söyleyebiliyordu. Nasıl bu kadar iğrenç olabilirdi ?

1 sene boyunca okulumu bitirmek için uğraştım bütün olumsuzluklara rağmen. İyi, kötü bir üniversite tutturmuştum. Arkama bile bakmadan o evden uzaklaştım. Ama hayatım onlardan kurtulmama rağmen iyi değildi. Bir süre sonra arkadaşlardan hap almaya başladım. İlk baş bağımlı olduğumu fark etmedim fakat o hapı yuttuktan sonra ki mutluluk rahatlık hiç bir yerde yoktu bir kuş misali uçuyordum sanki gökyüzünde. Evet ilk başlarda böyleydi ama zaman geçtikçe mutluluktan çok ihtiyaca dönüştürmüştü.

Pişman mıydım? Hayır değildim. Çünkü yaşamak için bir amacım yok. 

Çok küçük yaşta da babamı trafik kazası sonucunda kaybettim büyük bir travma geçirdim kendimi toparlamam çok uzun zaman aldı çünkü babam benim için herkesten her şeyden farklı bambaşka birisiydi onu kaybetmek içimde kocaman bir boşluğa sebep olmuştu ve o boşluğun hiç bir zaman doldurulamayacağını bilmek insanı daha da kötü yapıyordu. Babam benim güvenebileceğim tek insandı annemi küçüklüğümden beri pek sevmezdim şimdi diyeceksiniz anneler sevilmez mi diye tabi ki seviyordum o zamanlar şimdi sorsanız seviyor musunuz ? diye ölse mezarına bile gitmem. Belki büyük konuştum ama içimdeki nefret bana bunları söylettiriyor.  Bazen yatağıma yattığım da keşke o arabada ben de olsaydım da babamla beraber ölseydim dediğim çok gece oldu. O zaman işte benim için her şey daha güzel olurdu. Yaşamak istemiyordum ama yaşamak zorundaydım. İstemediğim bir hayatın baş rolünde yer alıyordum.

Çok sigara içiyor. Bırakamadı bir türlü. Diyorlar arkamdan. Ölümle ilgili hiç bir şeyi dikkat almadığım için diyorlar ama değil. Aslında sadece ellerimi nereye koyacağımı bilmiyorum. Ölmek kolay bir şey değil. Bunu defalarca yaşadım. Bazen keşke annem benimle biraz daha ilgilenmiş olsaydı bendeki değişimi fark etmiş olsaydı o zaman onun ellerini sımsıkı tutar asla bırakmazdım ama o benim elimden tutmak yerine daha da çok uçuruma itti. Daha kendimi babamın yokluğuna alıştıramadan iş yerinden beş para etmez bir adamla evlendi ilk başlarda o pislik herif olacak Erdal kendini sevdirmek için şekilden şekle giriyordu, babamın kızı olduğumda buradan belliydi işte yapmacık hareketlerden küçüklüğümden beri hoşlanmazdım. O yüzdende o adam kendini sevdirmek için yaptığı tek harekette biraz daha soğudum ve kendimi geri çektim. En sonunda o da pes etti. bir kaç sene sadece yemekte yüzünü gördüğüm adam genç kız olmaya başladığım zamanlarda benimle ilgilenmeye başlamıştı ilk başlarda amacının ne olduğunu anlayamamıştım, bir yaz günü annem çarşıdayken salonda film izliyordum ve Erdal şerefsizide evdeydi. Yanıma gelip oturdu halimi hatrımı sordu ve elini bacağıma koyup okşarcasına bana her şeyini anlatabilirsin deyip göz kırpıp mutfağa doğru gitti. O günden sonra evde bir daha şortla dolaşmadım kendimi bir şekilde yatıştırmaya çalışıyordum boş yere elhamlandığımı düşündüm ilk başlarda fakat sonra olanlar oldu ve bir çırpıda hayatım ellerimin arasından kayıp gitti.

Yatağımdan sırılsıklam ter içinde uyanıyorum. Sürekli aynı rüyayı her gece görüyordum ve her uyandığımda etkisinden kurtulmam çok zor oluyordu.

Herkes başımda toplanmış bana gülerken ben ağlıyorum. "Yazık sana."deyip büyük kahkahalar atıyorlar daha da çok ağlamaya başlıyorum. Sonra birden odamda beliriyorum. Bir hayalet misali odamda olanları izliyorum. Üvey babam beni tecavüz ediyor ağzımı bir bezle kapatmış acı çığlıklarım duyulmasın diye, gözlerimden yanaklarıma göz yaşları süzülüyor. vurmaya tekme atmaya yelteniyorum ama hiç birinde istediğim gibi bir etki yaratamıyorum en sonunda çaresizce onun işini bitirmesini bekliyorum. Odanın kapısını kitleyerek uzaklaşıyor. Hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Çaresizce, hayatımı çaldıkları için ağlıyorum, pislik adama küfrederek ağlıyorum, annem için ağlıyorum bu kadar kör olduğu için ve en çok da kendim için alıyorum. Bu hallere düştüğüm için..

İşte her gece bu rüyayı görüyorum 17 yaşımdan beri sadece bu rüyayı.

Hayatımı mahveden adama bir kez daha lanetler ederek yatağımdan kalkıp banyoya gidiyorum. Soğuk suyu yüzüme çarparak ayılmaya çalışıyorum. Daha sonra hazırlanarak evden çıkıyorum.

Kar yağmıştı. Yerler bembeyazdı. Küçükken kara bayılırdım. Saatlerce oynar üşüdüğümü farketmezdim bile. Annem camdan "Hadi gel kızım." Dediğinde hayıflanarak eve gelirdim. Şimdi ise hiç cazip gelmiyor aksine bir yerden bir yere gitmeyi zorlaştırdığı için küfürler ediyordum. Çok değişmiştim eski ben değildim.

Kahkahaları bütün mahalleyi inleten, bütün sevimliliyle komşuların gözdesi olan tatlı kız gitmiş. Yerine bambaşka hayattan hiç bir beklentisi olmayan uyandığı her güne lanet eden bir kız gelmişti.

Zaten şanslı olsaydım erkek doğardım. Başıma bunca şey gelmemiş olurdu.

O pislik adamın bana yaptığı saldırıdan sonra erkeklerden uzak durdum ve o zamandan bu yana hayatıma hiç erkek sokmadım.

Hiç bir erkeğe güven olmazdı. Onların bi anlık zevkleri için onca kızın hayatını mahvederler. Sonrada sanki kızlar suçluymuşcasına gece yarısında kız dışarda gezerse, mini etek giyerse, gögüs dekolteli giyerse ve buna benzer bir sürü seylerden dolayı yine biz suçlu olur toplumda biz kadınlar küçümsenirdik. Hayat bu kadar acımazsızdı işte..

Adamım(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin