KD. 5

40 3 4
                                    

Multiler Mert

"Arda yumurtaları getirir misin ?"
"Yakala"
"Arda bu halıyı sen temizleyeceksin !"

Evet Arda ile yemek yapıyorduk. Bana birkaç şey anlattı.

Arda insanlara gözükebilirmiş isterse. Ama o pırlanta orada olduğu sürece insanlara gözüktüğünde ömründen bir gün eksiliyormuş tabi bu bende de geçerli. Markete yemek almak zorunda olduğu için gitmiş ve ablasının öldüğünü 1 yıl önce öğrenmiş. 20 yaşındaymış. Üniversite ikinci sınıfa gidecekmiş. Ama ömrünün eksildiğini öğrenince üniversiteye gitmekten vazgeçmiş.

"Yemek hazır Gök."
"Gök ?"
"Ben sudan korkuyorum."
"Anladım ama bana Gök deme"
"Tamam Zeynep"
"Of"
O güzel gülüşünü yaptı.

"Arda ben sana soru sormak istiyorum."
"Sadece bir tanesine cevap vereceğim."
"Domates almamıştım ben ama sen domates doğradın ve kirli bıçak yoktu. Kesme tahtası da yoktu sen bunu nasıl yaptın ?"
"Domatesi ben getirdim hatta yatağın kenarına koymuştum orada sanırım ve senin bıçağınla kesmiştim. Kesme tahtası da kullanmadım. Tabağın içine kestim. Gizem'in sesini duyunca mutfak kapısından çıktım. Domatesleri aldım. Bahçede yedim sonra köpek kovaladı. Kaçarken tabağı bir yere fırlattım. Öyle yani."
"Peki beni sen öldürdün ne demek ?"
"Sadece bir soru cevapların demiştim."
"Ah peki"
"Hadi gel gidelim. Bugün bizim olacak"
"Tamam"
"Telefonunu alma"
"Peki ben hazırlanayım"
"Bekliyorum"

Odama gidip dolabımı açtım. Siyah bir şort siyah bluz siyah spor ayakkabı ve atkuyruğu saç. Evet güzel oldu.

"Hadi gidelim "
"Hadi ama gizli çıkalım yeterince ömrüm azaldı zaten"
"Pekala araban varmı herkes görür yolda ölürüz mazallah"
"Yok ama var"
"Ne "
"Gel"
Dedi ve kolumdan çekti. Bahçenin arka kapısından çıktık biraz ilerledik ve bir arabanın önü geldik. Pembe bir arabaydı. Bu çocuğun pembe ile ne ilişkisi var acaba.

Cebinden bir pinpon topu çıkardı. Arabanın anahtar yerine pinpon topunu dayadı ve topun arkasından vurdu. Kapıyı açtı ve arabaya bindi.
"Atla "
"Ama''
"Hadi çabuk "

Arabaya bindim Arda "vuhhu" diye bağırdı. Kahkaha attı. Ona öyle hayranlıkla bakıyordum. Bana bir saniye baktı ve "radyoyu açsana " dedi. İlk şarkıyı açtım.

Demi Lovato - Confident

Arda gelerek bana baktı ve şarkı ile aynı anda "So you say I'm complicated" dedi aynı anda bağıra bağıra şarkıyı söyledik.

Sonra araba durdu. Şarkıyı kapattı. Arabadan indi ve cebinden sigara çıkardı ve yaktı.

"Eee ne yapacağız şimdi ?"
"Bak burada bir kapı kolu var aç bakayım burayı."

Spreyli bir boya ile boyanmış duvarın arkasında kapı kolu vardı. Yavaşça kolu çektim. İçeriye girdim ışıkları açtım. Bir tahterevalli, salıncak ve kaydırak vardı. Kapalı bir ortamdı. Ama çok genişti. Top havuzu vardı. Voleybol topu ve futbol topu vardı. Park gibiydi.

"Burası benim evim. Hadi çocukluğumuza gidelim"
"Çok güzel burası."
"Seni sallayacağım."
"Tamam"

Salıncağa oturdum. Koruma yeri yoktu. Küçük dikdörtgen bir tahta vardı ve sırtımdan beni iterek sallamaya başladı. Kahkahalara boğulmuştum. Kendimi gökyüzüne çıkmış gibi hissediyordum.

"Hadi daha hızlı sallayamıyor musun ?"
"Hayır" dedi ve durdu.

"Ben senden ağırım Göksu."
"Ne ?"
"Tahterevalliye binelim."
"Tamam"

Tahterevalliye aynı anda oturduk. Tabiki havadaydım.
"Susadım hadi kokteyl yapalım." dedi ve hayvan gibi inmek için hamle yaptı. Kendimi kurtarmak için atladım ve düştüm.

Güldü. İçimden ona öküzden girip pırlantasından çıktım.

Amerikan mutfağı vardı. Park ile birleşikti. Bar koltuklarında birine oturdum.
"Sen nerede uyuyorsun ?"
"İçeride bir oda var orada"
"Bakabilir miyim"
"Hayır, kilitli zaten"
"Peki"

Bak şimdi merak ettim.

"Hadi havuza girelim"
"Ne"
"Havuz"
"Sen yüzmeyi biliyor musun?"
"Hayır"
Dedi ve top havuzuna atladı. "Boğluyorum kurtarsana" dedi gülümseyerek. Bende kokteylleri aldım ve top havuzuna girdim.

"Yakala"
"Ne"
Tap kafama geldi.
Bende Arda'ya top attım. Böylelikle havuzdaki toplar yarıya indi.
"Bunları sen toplayacaksın yanlız"
"Yoo"
"Yoo mu ?"
"Evet yoo"
"Gıdıklarım bak"
"Ben gıdıklanmam"
Tak kaşını kaldırdı ve dedi ki "sen insan mısın?"
"Hayır periyim ben"

Ayağa kalktım kokteylin içindeki pipeti aldım.
"Şimdi seni kurbağaya çevireceğim"
Pipeti salladım.
"Hokus pokus vırrak kurbağa olunuz"
"Vırrak vırrak"
O kadar komik hareketler yaptı ki gülmekten karnım ağrıdı.

"Ee şimdi piremses kurbağayı öpsün de kurbağa yakışıklı bir piremse dönüşsün."
Dedi gülerek.
Sonra bana yaklaştı. Bende ona. Dudağına küçük bir öpücük yerleştirdim. Geri çekildim.
"Mmm kesinlikle vişne"
"Ne ?"
"Dudağın vişneli mi?"
Kahkaha attım. Sonra kokteylimden bir yudum aldım.

"Anlat bakalım "
"Neyi ?"
"O evde neden tek yaşıyorsun?"
"Uzun hikaye. Sonra anlatsam olur mu ?"
Kafasını onaylarmışcasına salladı.

Sonra kaydırağın arkasındaki televizyonu açtı. CD'lere baktı bir Cd'yi uyduya yerleştirdi. Koltuğa oturdu bende yanına oturdum. Labirent'i açmıştı. Sonra benim dizlerime yattı. Filmin yarısında uyuyakaldı. Bende orada uyudum.

Fotoğraf çekme sesleriyle uyandım. "Ünlü güzel uyurken yakalandı"
"ya Arda sil onu ayrıca ünlü müyüm ben salak"
"Kalbimde ünlüsün"

Diyecek bir lafım yok...

"Uykum var benim"
"Uyu bende seni izliyim"
"Git kahvaltı yap açım"
"Yatağın ters tarafından mı kalktın ayol"
"Yitiğin tirs tirifindin mi kilktin iyil evet ters tarafından kalktım. Uykumu alamayınca böyle oluyo şekerim kusura bakma."
"Tamam kızma ayol. Ben kahvaltıyı hazırlayım."

Uykuma kaldığım yerden devam edecekken Arda'nın "lan" diye bağırışını duydum.

KARANLIK DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin