"Acıktım"
Koltukda uzanmış ve son bir haftadır üzerimde olan yükü unutmak istercesine suratıma yastıkla vuruyordum. Fakat yine o ses dolmuştu kulaklarıma. Delirmek üzereydim.
"Yeter seni çöp torbası! Yaşın olmasa da, vücudun benden çok daha yapılı ve güçlü! Gidip mutfakda kendine yemek hazırlayabilirsin, ha?"
Suratıma bastırmakda olduğum yastığı, ayıcıklı pijamalarla tepemde dikilen çocuğa(!) fırlattım. Bu hatalı bir davranıştı. Uyarı anında gelmişti elbette.
"Yah! Soo! O bir bebek! Nasıl ona sesini yükseltip zarar verirsin?!"
Luhan koşar adımlarla merdivenleri indi ve 'bebek' sıfatını verdiği esmer ve pijamalı adama sarıldı. Ben ise bu görüntü karşısın da sadece gözlerimi devirmekle yetinmedim. Bu aptalcaydı. Luhan'ın sahiplenici tavrına sinir olmuştum. Yanlarından geçerken bilerek bebek adamın poposuna sessiz bir şaplak attım. Fakat sonuç yine korkunçtu.
Ona bağırıp yastık atarak zaten ağlatmıştım, birde bu ufak şaplak yüzünden Luhan'a daha sıkı sarılarak çığlık atmaya başlamıştı! Sinirden ve şaşkınlıktan ellerim titremeye başlamıştı. Bu lanet adamı tek yakaladığım yerde parça pinçik edecektim.
Luhan bebeğini sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da bana köpürmekle meşgüldü.
"Git ona yemek hazırla görgüsüz penguen!"
Lakabımı sadece ikimiz varken kullanırdı. Bu siktiğimin bebek adamı elbette anlayamazdı. Gerçi hala şizofrenin teki olduğunu düşünüyordum ama bunu umursamamaya gayret ettim. Şimdilik bu kadar ekşın yeterdi.
Mutfağa girip, dün Luhan'a 7000 Won'a mal olan mamaları bulup kaseye koydum. Ne gerek vardı salak bir adam için bu kadar özen göstermeye? Söylene söylene mamayı hazırladım ve bardağa da çilekli bir süt koydum. İşte bebek adamın günlük öğünü böyleydi...
Mutfak kapısının girişin de masumca bana bakan bebek adamı görmemle kaygan zeminde popomun üzerine düştüm.
"Seni aptal! Niye ses çıkarmıyorsun?"
Ben yerden kalkmaya çalışırken bir anda önümde belirdi. Elini bana uzatıyordu. Evet, ondan sevimli ailemizin ilgi odağı olduğu için nefret ediyordum. Fakat bu davranışını takdir ediyordum. Bir kez olsun onu terslemeden teklfini kabul ettim.
Ve...
Şeytan bebek adam elinin içine gizlediği elektrikli zımbırtıyı bana uygulayana kadar! Yüksek sesle çığlık attım ve boylu boyunca zemine uzandım. Ah lanet olası sürtük! Titremem geçince seni boğazlayacağım!
Masada bulunan mamalarını alıp giderken daha önce hiç görmediğim bir yüz ifadesini bana sunmuştu. Gözlerini kısmış, yan ağızla gülümsemiş ve tahminimce şu kelimeyi mırıldanmıştı.
'Pabo'
|||
Akşam saat sekiz civarlarındaydı. Olağanüstü ev halkı kurulu devasa salonda toplanmıştı. Pijamalarıya ve patlamış mısırlarıyla ciddi anlamda olağanüstü gibi duruyordu. Şaka bir yana, bu akşamki konumuz 'bebek adam' idi. Daha adını bile bilmediğimiz bu adamı evlat edinen salak ev arkadaşlarıma burnumdan soluyarak adeta tepar atmaya hazır bir boğa gibi bakıyordum. Baekhyun bakışlarımı fark edince Channie'sinin göğsüne sokuldu ve minik parmağıyla beni gösterdi. Sevimliydi lanet herif. Chanyeol sevgilisinin gözlerine elini siper edip bana ters bir bakış attı. Fakat bu beni yıldırmamıştı. O salak adamı eve almamızın en büyük nedenlerinden biri de Baekhyun'un iyi niyetiydi. 'Şuan' dövemiyorsam, bakışlarımla yiyebilirdim! Chanyeol vazgeçmeyeceğimi anlayınca bağırdı gür sesiyle.
"Luhan Hyung! Sevgiline hakim ol, bebeğimi korkutuyor!"
Ha? Ne? Sevgilimi? Iç sesim sevinçle amuda kalkarken dışarıdan sadece,
"Ne?"
Diyebilmiştim. Luhan ise sadece gülümsüyordu. Kızması ve Chanyeol'u kulaklarından tavana çivilemesini bekliyordum oysa ki. Hoşuna gitmiş olabilir miydi?
Xiumin kargaşayı önlemek için konuşmaya girdi.
"Bebek adamı ne yapacağız arkadaşlar?"
Her zaman resmi bir havası vardı onun. Resmi, sert, sessiz ve büyük baba. Xiumin konuşunca kimsenin sesi çıkmaz ve sadece ona odaklanılırdı. Şuan olduğu gibi.
Chen öksürerek ortama ayak uydurmaya çalıştı.
"Vücudu iyi görünüyor. Bize kucak dansı yapsın eheheh.."
Herkesin onu delen bakışları yüzünden susmak zorunda kalmıştı zavallı ChenChen. Ben ise ciddi ciddi bunu düşünmüştüm. Mutfakda bana attığı o çekici kategorisine giren bakışları beynimin duvarlarına çarpıyor ve yine geri sekiyordu. Sanırım o surat ifadesinden hoşlanmıştım. Dahası, o bebek adamın cidden çikolatayı andıran bir teni vardı. Arzu edilesi bir beden,neden bu safhada aptal bir adama bahşedilmişti ki? Istemsizce şu kelimeler fırladı ağzımdan;
"Denesek hiç de fena olmaz."
Kafama yediğim beş yastık ve şaşkınca bana dikilen gözlerle söylediğim şeyi idrak ettim. Tanrım! Evde ki tüm gizemli adam imajım yerlebir olmuştu! Tuhaf olan ise, merdivenlerin en tepesinde ki basamağa oturmuş bana gülerek bakan şeytan bebek adamı fark etmemdi.
Kesinlikle dediklerimizi duymuştu. Sırada ki lanet planını düşündüm. Kafamdan aşağı boya kutusu dökebilirdi, uh?
Eski yazarı etiketleyemedim fakat kullanıcı adı burada:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Boy
FanfictionArkadaşlar bu hikaye @rapunzelinperugu adlı yazara aittir fakat o devam ettirmek istemediği için ben devam ettiricem lütfen hikayeye ön yargı ile yaklaşmayın teşekkürler... Tüm Hakları Stark Endüstrilerinde Saklıdır...