"Tamam, sakinleş Soo!"
"O iyi."
"Basit bir kaza. Niye büyütüyorsun ki?"
Gözyaşlarımı durduramazken tekrar bebeğimin ince parmaklarını tuttum. Onu ilk kez bu kadar solgun ve bitkin görüyordum. Omzuma değen elle karmakarışık olan duygularım yine yüzünü göstemişti. Dolu gözlerime inat, sinirle kafamı arkama çevirdim.
Luhan.
Sikik herif.
"Olayı bu kadar trajik yaptığın için seni kutluyorum Soo. Sadece ufak bir trafik kazası."
Suratında ki küçümseyici ifadeyi yakmak istiyordum. Boşuna tükettiği oksijen için onu cezalandırmak, parçalara ayırmak istiyordum.
Mutluluk, arzu, üzüntü, sinir. Tüm bu duyguları ardı ardına yaşıyor olmam bünyemi fazlasıyla zorluyordu.
Alt dudağımı sertce ısırıp tekrar meleğime döndüm, aksine Luhan'ı yok etme planlarım konusunda ciddileşecektim. Gözleri hafifce aralanıyor, dudaklarını şapırdatıyordu. Tanrıya şükür!
"S-sehun?"
Ev halkı da koltuğun başına dikkatlice toparlandı. Herkes onun tek bir hareketini gözlemliyordu. Aslında, Sehun evin küçüğü olduğu için en çok değe verilen parçasıydı. Her ne kadar basit bir kaza olarak adlandırsalar da, inanın her bir kişi onun için gözyaşı dökmüşlerdir.
Gözlerimi kazağımın koluna silip beynimde ki düşünceleri savurdum. Sehun derin bir nefes aldı, yüzüne hafifce buruşturarak gözlerini açtı. Tam sevinçle tepar atmaya hazırlanıyordum ki ağlamaya, çığlık atmaya başladı!
Korkudan ve şaşkınlıktan kala kalmıştım. Ne oluyordu?
Kris atıldı.
"Ayağı! Sargısı çözülmüş! Hangi or-"
Gözlerimi hızla ayağına çevirince kanların tenine hakim oluşuyla karşılaştım. AH!
"KAAAAIIIII!"
Sesim tüm evde yankılanırken bebek şeytanın merdivenleri tırmandığını salisesinde yakaladım! Çökdüğüm yerden kalkacakken kolumda bir soğukluk hissettim. Kızaran gözlerim ve gerilen suratım tüm sinirimi açıkca ifade ediyordu. Kafamı aşağı çevirince Sehun'un hasas yüzüyle karşılaştım.
Öyle güzeldi ki. Ayı kıskandıracak teni, her bir kusuru göstermek için and içmişti. Oysa ki, o mükemmeldi.
"Gi-gitme Soo. Bırakma. B-beni."
Her bir kelimenin ardından dişlerini sıkması ve acısın rağmen devam ediyor olması onu gözümde yüceltiyordu. Ayağına baktığımda ilgilenen Chen, Baekhyun ve Lay'i gördüm. En azından eskisinden iyi olacaktı, hım?
Şefkatle saçlarını okşadım ve sakin olmaya çalıştım. Kai ibnesinin cezasını sonraya saklıyordum.
"Bu gece benimle uyuyacaksın yumurta. Anlaştık mı?"
Gözle görülür bir şekil de yüzü aydınlandı ve zorlukla gülümsedi. Saf kalbini sevgiyle okşamıştım sanırım...
###
"Nasıl oldu bu kaza? Detayları istiyorum Sehunnie."
Göğsüme yatan bebeğin yanaklarını okşayarak sordum. Sabahın beşiydi ve biz hayatımızda ki ekşınlardan yeni sıyrılmıştık.
Minik dudaklarını yaladı ve bir kedi misali burnunu göğsüme sürttü. Ufak bir kahkaha seramonisi ardından ciddileştik. Duymam gereken gerçekler vardı nihayetinde.
"Evde çerez yoktu. Suho Hyung ile film izleyecektik ve atıştırmamız gerekiyordu. Bende markete gidebileceğimi ve bir kaç çerez alabileceğimi söyledim. O da kabul etti.-"
"O saatte? İnanamıyorum Suho'ya!"
"Gece 2 ila 3 arasındaydık sanırım."
Sinirle gözlerim yine kocaman açılınca Sehun hemen çeneme bir öpücük kondurdu. Masumiyeti karşısında yine suspus olmuştum.
"Her neyse. Iki blok ötede ki High Avm her zaman açıktır. Oraya gitmek için evden çıktım. Alışverişimi tamamladım ve dönerken oldukça lüks siyah bir jeep bana çarptı. Tek görebildiğim plakasıydı. Bu kadar."
Derin bir nefes vererek gözlerimi tavana diktim. O plakayı polise verip adamları idam ettirmeliydim. Sanırım biraz uçtum...
"Plaka neydi? Bir yayaya çarpıp kaçan o şerefsizleri şikayet edeceğim!"
"Ah, gerek yok hyung. Zaten gecenin o saatin de muhtemelen sarhoştu sürücü."
"Plakayı verecek misin?"
"88 KAI 1212"
Kore de plaklar genelde 07 ㅎ 9278 seklinde oluyor. Senaryoya göre kurguladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Boy
FanfictionArkadaşlar bu hikaye @rapunzelinperugu adlı yazara aittir fakat o devam ettirmek istemediği için ben devam ettiricem lütfen hikayeye ön yargı ile yaklaşmayın teşekkürler... Tüm Hakları Stark Endüstrilerinde Saklıdır...