yani, bilmem ki. üzerinde bayağı bir zaman harcadım yani umarım beğenirsiniz? beğenmiş gibi yapın? :D iyi okumalaaar x
"Korkuyor musun?"
"Hayır," diye cevapladı Louis, gerektiğinden biraz hızlı bir şekilde. "Niye korkacakmışım ki? Yani öhöm- efendim."
Aniden üstlerine çöken sessizlik her ne kadar Louis'ye Bay Styles'ın o anda mucizevi bir şekilde havaya buharlaştığını falan düşündürse de, adamın neredeyse ensesinde hissettiği nefesi aksini anlatıyordu.
Koca şirkette daha büyük bir asansör yapamamışlardı sanki.
Hımladığını duydu. "Bilemiyorum," Louis, Bay Styles'ın parmağını kendi çenesine yerleştirdiğini hayal etti. "Demek istediğim, asansörde kaldık, elektrikler kesildi ve-" Louis metalin çıkardığı ani sesten ilk önce ürkse de, patronu olacak piçin duvara şöyle bir tıklatmış olduğunu anladı. "bu asansörün sağlamlığından da pek emin olduğum söylenemez."
Louis yutkundu. Bay Styles'ın sırf onu korkutup -onu korkutabileceğini sanıyordu!- sanki fazlası zarar değilmiş gibi günlük ibnelik dozunu aşmak için bunları söylediğinin farkındaydı ama...
Doğruya doğruydu. Asansörde kalmışlardı, elektrikler kesilmişti ve... Louis sadece asansörün yeterince sağlam olduğunu umdu.
Yine de, bu adam ondan ne istiyordu ki? Louis'yi yaptığı bin bir ibneliklerle cezalandırmaya ant falan mı içmişti? Yoksa onu Bay Styles'la cezalandıran Tanrı'nın kendisi miydi? Louis bunu hak edecek ne yapmış olabilirdi ki? Belki de önceki hayatında bir yavru köpek katili falandı da, cezasını bu hayatta çekiyordu.
Sabır. Nefes al, nefes ver. Sabır.
"Bay Styles," diye konuştu Louis, hakim olabildiği en sakin tonlamayla. "Lütfen yardım düğmesine basar mısınız?"
Bay Styles düşünceyle iç çekti - hah. Niall bir de Louis'ye drama kraliçesi derdi.
Korkmaya gerek yok. Asansör sağlam. Nefes al, nefes ver.
"Hm... Demek istediğim, elektrikler kesildiği için pek bir şey gördüğümü söyleyemem ama, istersen rastgele bütün düğmelere tıklayabilirim tabii?"
"Bas şuna Harry!" Louis, kendine hakim olamadan içinde köpüren korku ve endişeyle haykırdı.
Ve tabii ki, bunu yapar yapmaz olduğu yerde ufalıp yok olmak istedi çünkü... sadece patronuna bağırmakla kalmamış, adama aynı zamanda ilk ismiyle de hitap etmişti.
Ona en son ilk adıyla hitap ettiği zamanı hatırladı ve... hayır. Şimdi bunları düşünmek için doğru zaman değildi. Özellikle de Bay Styles'ın ta kendisiyle bir asansörde tıkılıp kalmışken.
Ups. Doğru.
Louis hayatının ne zaman bir romcom'a dönüştüğünü bilmiyordu.
Karanlıkta Bay Styles'ın başını hızla ona döndürdüğünü hissetti. Adam boynunu o kadar hızlı çevirmişti ki, Louis'nin azıcık şansı varsa bir yerini kırmış olabilirdi.
Louis, ağzını bir balık gibi açıp kapamaktan başka hiçbir şey yapamıyordu. Önceden değilse bile şimdi boku yemişti işte. Kediler dokuz canlıdır derler; Louis az önce on ikincisini tüketmiş olabilirdi.
Dar alanda yavaşça kendine yaklaşan vücudun farkına varır varmaz geri adım atmaya çalıştı ama- tabii ki, el kadar asansörde geri atabileceği adım sayısı biri geçmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
still be a fool #LFESonbahar
Fanfiction21 yaşında şirketi babasından devraldığından beri, Harry Styles hovardalıktan başka hiçbir şey yapmadı. Ama Forbes editörleri onu yılın en başarılı 20 iş adamı listesine alırken kesinlikle bundan haberdar değiller. Çünkü büyük, kudretli Styles ofisi...