Dün geçirmiş olduğum mutlu bir günün ardından huzurla gözlerimi araladım.Güneşin tam gözüme denk gelmesiyle gözlerimi hızla kapattım ve sol tarafa dönüp yorganı başıma çektim.Annemin çoktan gelmesi lazımdı diye düşünürken kapı bir hışımla açıldı.Tam tahmin ettiğim gibi gelen annemdi."Kereeem kalk hadi" diye bağırıyo şimdi.Sesi tüm oda da rock konserindeki gibi büyük bir gürültüyle yayılırken ben daha büyük bir keyifle yatağıma yayıldım.Birden gelip altımdaki çarşafı tutup çekti.Ben de kendimi komidinin önünde buldum tabi.Annemin sert bakışları eşliğinde ayağa kalkıp pijamamı düzelttim.Annem çoktan çıkmıştı.Hemen banyoya gidip bir duş aldım.Çıktığımda ise telefon çalıyordu.
Gelen Arama
Manita:)
Hemen boğazımı temizleyip telefonu açtım.
-Günaydın gıcık bey
-Günaydın manita
-Yaa öyle deme garip hissediyorum kendimi ayrıca sinirleniyorum
-Tamam tamam
meleğim bana kızmış mı?
-Hayır kızmadım yani kıyamam ki sana.Bak sana ne diyeceğim okulda 'sevgiliye mektup' adlı bir yarışma varmış.Kazanan çifti de 3 gün tatile gönderiyorlarmış.Bizde bu yarışmaya katılalım mı? Lütfennn.
- (ses yok)
-Kerem orda mısın?
-.......
-Bak korkutma beni, Kereemm
-Tamam katılırız
Diyip telefonu kapattım.Demek kazanana 3 gün tatil var.Hayır yani tatil bahanede Başakla dolu dolu üç gün geçirme fırsatı ayağıma kadar geldi.Ne olursa olsun bu yarışmayı ben kazanmalıyım diye düşünüp hazırlanmaya başladım.#Başak'ın Ağzından#
Keremle konuştuktan sonra aşağı indim.Annem ortalıkta görünmediğine göre yine çalışma odasına kapandı galiba diye düşünüp mutfaktan bir kaç abur-cubur alıp tv' nin önüne geçtim.Bi kanala göz kestirip onu izlemeye başlamıştım ki kapı çaldı.Gelen Oğuzdu.Allah'ım bu çocuk kendine ne yapmış böyle.Dudağı patlamıştı.Ve sanırım içmişti.Oğuz'u bu halde ilk kez görüyorum.Ayakta zor duruyordu yani en azından kucağıma bayılıp düşmeseydi.Zor bela içeri taşıyıp koltuğa yatırdım ve bi koşu gidip ilk yardım çantasını getirdim.Biraz pansuman yaptıktan sonra mutfaktan kahve getirmek için salondan çıktım.İçeri girdiğimde kendine yavaş yavaş geliyordu.Birden ağlamaya başladı.Bildiğiniz kız gibi hüngür hüngür ağlıyordu.İçim parçalandı.Biraz doğrulup gözlerimin içine baktı."Çok" dedi titrek bir ses tonuyla."Ne çok?" diye sordum."Çok seviyorum Başak hem de çok.Bir zamanlar hiç birşeyim olan bir yabancıydı ama şimdi şimdi ise herşeyim." dedi ve sustu.Ağlaması durmuştu ama hala iç çekiyordu."Ki-kimi?" Diye sordum.Gözlerini gözlerime kilitledi ve "birini" diyebildi sadece.Fazla üstelemedim bende.Kahvesini içirip uyuması için yalnız bıraktım.O da hemen sızdı zaten...
#Oğuz'un Ağzından#
Fazla içmişim galiba.Uyandığımda başımın ağrısı yetmiyormuş gibi bir de eklem ağrısı vardı üzerimde.Saate baktığımda çok geç olduğunu farkettim.Birden Başak girdi salona."Nasılsın?" diye sordu."Yani böyle iyi değil de ölmüş gibi çürümüş gibi küflenmiş gibi.." Susmakla yetindi.Yanıma gelip "Her ne yaşadın bilmiyorum ama bi daha içmek yok.Anlaşıldı mı?" dedi yüzünde masum bir tebessümle.Kafamı onaylarcasına sallayıp ayağa kalktım.Başım dönüyo galiba ve sanırım kusucam...