♤18

1K 79 4
                                    

Neon ışıkları karanlıkta parlarken Camila yavaş adımlar ile ilerledi. Lauren'ın kulakları dolduran kahkahasını takip etti.
Boş bira şişelerinin dolu olduğu koridorun sonunda duman dolu odaya ilerledi. Bilardo masasının üzerindeki bedeni hemen tanıdı.
Göz bebekleri büyümüş, ifadesizlikle tavana bakan Lauren'ı gördü. Etrafında bir kaç erkek birayı onun kıyafetleri üzerine döküyordu.
Lauren gözlerini açtığında kapı eşiğinde öylece ona bakan Camilayı gördü. Anlamsızca kahkahalar atmaya başlamıştı. Masadan kalkıp zar zor ilerleyerek onun yanına vardı.
"Merhaba ?" dedi alkol kokan nefesi ile. " Seks arkadaşını da getirdin mi ?" Kahkaha atmaya devam etti. Arkasına dönüp uzun boylu gençlerden birine ilerlerken devam etti. "Belki grup yaparız." Eliyle sertçe yüzünü kavradı gencin, hızla dudaklarını öpmeye başladı.
Camila gözlerini kaçırdı. "Yapma." dedi bir süre sonra. Hızla ilerleyerek kolundan çekti onu.
Gencin nefesinden aniden kopan Lauren sinirle kolunu sallayarak Camila'nın elinden kurtuldu. "Bana." dedi. "Sakın dokunma. "
"O zaman kendine zarar verme !" diye bağırdı Camila. "Bana ver, çevrene ver." yutkundu. "Ama kendine verme."
"Sen James ile yatarken bana zarar vermedin mi ?" dedi Lauren ufak gülümsemesi ile. "Bencil sürtük."
Gözünden yaşlar süzülen Camila fısıldadı. "Seni seviyorum." dedi.
"Sevme." dedi Lauren, arkasına dönüp kenardaki bira şişesinden bir yudum alıp çalan müziğe vücudunu bıraktı.
Arkasını dönüp gitmeye hazırlanan Camila duraksadı. Gözlerini sıkıca kapatıp yaşların düşmesine izin verdi. Cesaret ile tekrar Lauren'a döndü, hızla yanına ilerledi.
Kolundan tutup çekmeye hatta sürüklemeye başladı. Lauren alkol ve aldığı maddenin etkisiyle zaten doğru düzgün haraket edemiyordu. "Dokunma bana." diye bağırıyordu.

Soğuk suyun altında bu sefer Camila'ya sarılan Lauren değildi. Heyecanla, aşkıyla çarpan bir kalbi yoktu. Suyun altında Camilayı kavrarken titreyen bir Lauren yoktu.
Lauren'a sarılmış Camila vardı. Suya tepkisiz kalmıştı Lauren, uykuda gibiydi ama gözleri açıktı. Tanrı biliyordu ki buz gibi suyun altında ona sarılan Camila ona hiçbir yerde olamayacak kadar güvende hissettiriyordu.
Küvetin kenarında onun sol eline elini bastıtmıştı Camila. Buruşmuş parmaklarına, ojesi çıkmış tırnaklarına. Avuçlarındaki boşluğu doldurmuştu artık.
Lauren'ın düz, çiçek bahçesi gibi kokan saçları Camila'nın yüzündeydi şimdi. Su anlamsızca akıp giderken başını Lauren'ın omzuna yaslıyordu bazen.
Küvetten kirli hisler akıp giderken, Lauren Camila'nın göğsünde uyumuştu bile.

In the Wonderland  (Camren)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin