♤2

1.7K 115 4
                                    

          'Güney Yakasında öğle saatlerinde yağmur etkin olacak, şemsiyelerinizi hazır bulundurmanızı tavsiye ediyoruz ve şimdi de spor haberleri.'
           Lauren televizyonu kapatıp kenardaki çantasını boynuna astı. Şimdiden çiselemeye başlayan yağmur sebebiyle kaykay ile gitme fikrinden uzaklaştı.
            Kapıyı açtığında duvarına yaslanmış dudakları arasında sigarayı yönlendiren Tim figürü ile karşılaştı.
            "Günaydın." dedi yağmurlu havaya rağmen kısa kollu tişörtlerinden giymiş Timothy.
            Lauren kapşonunu kafasına geçirip onun önünden hızlıca geçti. "Şimdi de komşu muyuz ?" dedi durağa doğru ilerlerken. Her dakika yağmur biraz daha şiddetini arttırıyordu.
           Tim'in sarımsı saçları ıslanırken yanıtladı. "Beni özlediğini düşündüm."
               "Cabello'yu elde etme planların ne durumda ? " dedi Lauren durakta gülümserken, kapşonunun yanından serbest kalmış saçları ıslanmıştı.
               "Fazla zor olmayacak." dedi Tim dudakları arasındaki sigara ile gülümserken. Baş ve işaret parmağı arasına aldığı sigarayı Lauren'a uzattı. Lauren kendi dudaklarına değdirip bir nefes aldıktan sonra ona geri verdi.
               Korna çalarak durağa yaklaşan otobüse adım attıklarında boş olduğunu gördüler. Iki ayrı yöndeki tekli koltuklara oturdular. Lauren kulaklarını takıp cama düşen yağmur damlalarına bakarken ,Tim ayaklarını uzatıp öndeki mini etekli kızı izlemeye başladı.
       ■
            "Günaydın." dedi Tim koridorda yanında yürüyen Camilaya. Camila duraksadı .
              "Seni tanıyor muyum ?"
            "Tanınmaya değer bir yönüm yoktur ama ben Tim." Tim gözlerini Camilaya sabitledi. "Ama senin gözlerin bile seni tanımak için yeterli bir sebep."
              Camila gülümsedi." Sonra görüşürüz, Tim."
                Tim arkasını dönüp köşedeki duvara yaslanmış, derin bir ciddiyetle onu izleyen Lauren'a "Bir." anlamında işaret parmağını kaldırdı.
            Lauren ufak bir gülümseme ile onun yanından uzaklaştı. Koşarak koridorun sonuna ilerledi ve Camilaya yaklaştı. Camila onu gördüğünde kaşlarını çatıp gitmeye hazırlandı ama Lauren onun aniden elini tutup gitmesini engelledi.
          Camila duraksadığında ne yaptığını anlayan Lauren hızla onun elini bıraktı. "Dün için özür dilemek istedim." dedi.
           "Beni herkese rezil ettiğin dün." Camila ciddiyetle baktı.
             "Aslında bence ödeştik." gülümsedi. " Belki arkadaş olabiliriz diye düşünmüştüm." dedi Lauren.
          Camila gülümsedi.  "Yanlış düşünmüşsün."
            
         ■
             Kurşun kalemini iki parmağının arasında sıraya çarpan Lauren derin bir nefes alarak etrafına baktı. Sol çarprazındaki sırada oturan Camila, önünde oturan Tim derin bir dikkatle Kimya dersini dinliyorlardı.
             Tim numarasını karaladığı kağıdı Camila'ya uzattı. Camila kağıda uzanıp açtığında gülümseyerek telefonuna kaydetti. Arkasındaki Lauren'a dönen Tim iki parmağını gösterdi.
             Lauren gözlerini ondan kaçırıp Camilaya odakladı. Kusursuzlukla dersi dinliyor, bazen bordo spor ayakkabılarını sallıyor, sıkıldığında derin nefes alıp bırakıyor, sakarlığı ile eşyalarını sürekli yere düşürüyordu.
            Çıkış zilinin çalışıyla herkes ayaklandı. Çantasını toparlayan Camila'nın yanına ilerleyen Lauren söze başladı. "Belki de bana kimya çalıştırabilirsin."
                "Neden yapayım bunu ?" dedi Camila çantasını doldururken.
              Lauren düşündü, bulabildiği en mantıklı yalanı sıraladı. "Çünkü notlarım düşük olursa burs kaybedeceğim."
              Camila başını kaldırıp Lauren'a uzunca baktı. Daha sonra çantasını sırtına taktı. "Cumartesi." dedi. "Beşte bizim eve gel. Gelmezsen beklemeyeceğim."

In the Wonderland  (Camren)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin