BİR TUTAM HAYAL

Bölüm Başlığı

Sabah 10 da Madam Eliza hepimizi uyandırdı ve duyuru yaptı.
-Herkes eşyalarını arabaya koysun gideceğiz
Sırt çantamı arabaya koyduktan sonra otobüste oturup gitmemizi bekledim. Otobüs harekete geçti ben Selin'le oturuyordum. Beraber müzik dinledik, yanımıza Doğa geldi
-Özür dilerim Ada
-Affetmek büyüklükse küçük kalmayı tercih ederim, yaptığının affedilir bir yanı yok
-Peki
Beni küçük düşürmeye çalıştı ve onu asla affetmicem. Madam Eliza'nın bir duyurusu daha vardı, herkes dikkatle Madam Eliza'yı dinliyordu.
-Otobüs okula gidecek, matematik sınavınız iptal ona tekrar gireceksiniz
Bu çok kötü bir haberdi, ben matematik sınavımı eski okulumda olmuştum haksızlık bu. Kimse bu habere sevinmedi, zaten 4 gün sonra okul kapanacaktı. Aramızda bunu tartışırken okula geldik. Hemen sınıfa çıktık Selin'le. Nöbetçi öğretmen bir kağıt getirdi
-Bu kağıt ne Selin ?
-Biz sınavı farklı sınıflarda oluyoruz, sınıfımıza bakmak için kağıt geliyor
-Niye öyle ki ?
-Kopya çekmiyelim diye
-Peki
Sınıfımı öğrendikten sonra hemen gittim, mavi gözlü lacivert takım elbiseli genç bir öğretmen gelip yerleştirmeleri yaptı ve yerime oturdum. Yanımda 12. Sınıf oturuyordu. Sırada bir kağıt vardı ne olduğuyla ilgilenmeden sınava başladım. Sınav olalı henüz on beş dakika olmuştu ve yanıma öğretmen geldi
-Bu kağıt ne ?
-Bilmiyorum
-Nasıl bilmiyorsun kopya mı çekiyorsun ?
-Koca kağıttan mı kopya çekicem ve henüz üç soru yaptım
Öğretmen sınav kağıdımla sıradaki kağıtı karşılaştırdı uymuyordu ama yinede kopya diyordu. Bana takmış olmalı
-Kopya çekmedim diyorum uzatıcak mısınız ? Sıradaki kağıt çalışma kağıdına benziyor sınav öncesi hazırlanmak için
Öğretmen kağıdımı aldı kopya saydı, haklıyken haksız duruma düşmekten nefret ediyorum. Hemen ağlıyarak sınıftan çıktım ve olanları anneme anlattım okula gelmesi gerektiğini söyledim. Sınıfa kalemliğimi almaya geri döndüm
-Kopya çekcek olsam onu sıraya koymazdım
-Çık dışarı aptal
-Sen benimle bu şekilde konuşamazsın, ben senin öğrencinmiyim ? Hayır. Arkadaşınmıyım ? Hayır. Öğretmenliğini yapsaydın sıraları gezseydin.
Son cümlelerimi söyleyip sınıftan çıktım ve annem geldi ağlamaya başladım annemin omzunda ve olanları anlattım
-Ağlama Ada matematik öğretmeninle ve sana bağıran öğretmenle konuşacağım

Annemi önce matematik öğretmenimin yanına götürdüm öğretmen bir şeyler diyordu yanlarına yaklaşıp dinlemeye başladım.
-Ben Ada'nın kopya çektiğine inanmıyorum bir yanlış anlaşılma olmuştur, öğretmenle konuşurum
Sadece bu kadarını duyabildim. Annemi bana bağıran öğretmenin yanına götürdüm
-Merhaba ben Ada'nın velisiyim, kızımla bu şekilde konuşamazsınız. Öğrenciler nasıl öğretmenlere saygı duyuyorsa sizinde duymanız gerekiyor. O genç bir kız ve herkesin içinde rencide etmeye hakkınız yok. Kopya çekmedi çekmiş olsa bile senin görevin kağıdını almak. Atatürk "Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz" olacaktır sözünü söylemiştir öncelikle bunu hatırla. Birde son bir şey daha söyliyeyim ben öğretmenler odasına girip "Çık dışarı aptal" desem senin hoşuna gidermi ? Neyse açıklama yapmanıza gerek yok söyliyeceklerim bu kadar.
Annem bunları söyleyip öğretmenin yanından gitti bende anneme kapıya kadar eşlik ettim. Biraz içim rahatlamıştı. Moralim çok bozuktu olanları Selin'e anlattım
-Üzülme, bak ne diyeceğim kafanı dağıtman için bugün konsere gidebiliriz, "EDM" grubu geliyor. Grubun gitarcı çocuğu çok yakışıklıymış
-Tamam olur saat 8 de buluşuruz
Konuşmanın üzerine zil çaldı ve eve gittim. İştahsız iştahsız yemek yiyip "EDM" grubunun müziklerini dinlemeye başladım konsere hazırlıklı olmak için, güzeldi ve gitarcı şarkı söyleyen çocuğu çok merak ediyordum. Saat geliyordu az kalmıştı hazırlanmaya başladım. Üstüme beyaz gösterişli bir kazak ve altıma lacivert mini eteğimi giydim. Saçlarım kıvırcık olduğu için uğraşmama gerek yoktu şanslıydım. Hazırdım evden çıktım, gittiğimde Selin oradaydı. Biletler kapıdan alınıyordu ve önümüzde 5 kişi daha vardı. Sıra bize geldi biletlerimizi alıp içeri girdik. Grup henüz gelmemişti, Selin'in arkadaşlarıyla karşılaştık onlarla tanışırken birden birinin şarkı söylediğini duydum sese kulak verdim kafamı çevirdiğimde çok yakışıklı sesi de çok güzel olan birisi vardı gözlerimi alamadım. Bu Selin'in dediği çocuktu. Kumral,buğday tenli, kahverengi gözlü, yüzüne düşen saçlarıyla çok yakışıklıydı. Üstüne kaslarını belli eden t-shırt altında kot pantolon ve ayağındaki supralarla harikaydı. Karnımda sanki kelebekler uçuşuyordu ilk defa böyle hissetmiştim aşık mı olmuştum yoksa. Konsere ara vermişti sahneden indiğinde tüm kızlar başına toplanmıştı, kızlar etrafını daire yapmış muhabbet ediyorlardı, Doğa'da oradaydı
-Çocuktan gözlerini alamıyorsun Ada
-Ne alakası var Selin, yok öyle bir şey
-Tabi tabi eminim yoktur, hem bence bu çocuk kız avcısı gibi baksana
-Bilmem
Cidden öyle bir şey olabilirmiydi ki ? Bu soru benim aklıma çok takıldı. Kendini beğenmiş bir tipi vardı. Doğa yanımıza geliyordu ve yanındada o vardı
-Yeni arkadaşımla tanışın kızlar
Doğa'yı hiç umursamaz gibi cevap vermedim.
-Merhaba ben Rüzgar Malkoç
-Merhaba ben Ada
-Memnun oldum Ada
-Bende
Kalbim duracak gibi oldu çok tuhaf hissediyordum. Birden Doğa konuşmaya başladı
-Biliyormusun Rüzgar, Ada'nın hiç sevgilisi olmamış
-Cidden mi
-Evet
İkisi beraber gülmeye başladı, daha dün özür dileyen Doğa bugün yine aynı hatayı yaptı. Çok kötü hissettim gözlerim doldu kendimi zor tuttum ve konuşmaya başladım.
-Bunun neresi komik ? Ayrıca çok ukalasın, kendini beğenmişsin Rüzgar, benim sevgilimi dinleyecek destek çıkacak bir ailem olmadı kusura bakmayın bu benim suçum değil.
Rüzgar bozulmuştu ilk defa bir kız ona karşı böyle konuşuyor olmalıydı
-Ayrıca Doğa'nın son sevgilisinin Doğa'yı neden bıraktığını biliyormusun ? Doğa'nın ağzını kapatmadan yemek yemesinden. Bence gülüncek bir şey varsa o da bu.
Doğa çok utanmış olmalıydı hemen yanımızdan ayrıldı, bende Rüzgar'a ukala diyip gittim. İlk defa bir kızdan böyle tepki görmüş olmalıydı.