Alıkonmuş

6 0 0
                                    

30.12.2015
Aradan zaman geçmişti. Deadknife ekibi olarak yoğun çalışıyorduk. Ancak hiçbir sonuç elde edemiyorduk. Önceden bitti sandığımız kara bulutlar , şimdi bize fırtına olarak dönüyordu. Nereden geldiği belirli olmayan bir fırtına... Her gün bir kısır döngü içerisinde yüzüp duruyorduk. Etraf bembeyazdı. Her yer karla kaplıydı. Bu yoğun kar, büze gizlenmemiz için avantaj olabiliyordu. Ancak çok iz bırakıyorduk.

30.12.2015 , saat : 18:30
Gün normalden erken batmıştı. Bu da bizim için göreve erken çıkmak anlamına geliyordu. Kostümlerimizi giydikten sonra çıktık. Nate'e baktım, çok bıkmış duruyordu. Bu gayet normal bir durum. Bu yaşta olmasına rağmen bizimle beraber görev yapması bana çok yanlış geliyor. Ancak ısrar edip duruyordu.
Bu sefer klasik bir aksiyon taktiği kullanarak bu görevi tamamlayacaktık.
Havalandırma deliği. İşte tam bir klasik. Neyse, içeri girdik ve gölgelerde kalmaya çalışarak bilgiyi alabileceğimiz yeri saptamaya çalıştık. Sanırım Elena yeri bulmuştu. Gösterdiği yere göre 50 metre ötemizde bir karargâhı andıran kapalı ve her yerden giriş olacağı olan bir yerdi. Tam altımda adım sesleri duydum. Aşağı baktığımda Cross armalı bir koruma gördüm. Elime bir bıçak aldım. Bir elimle tutunurken diğeriyle adamın boğazına bıçağı geçirdim. Hızlı ve sessiz bir öldürüşten sonra farkettim ki karargahın anahtarlı cebindeydi. Onları elime alıp yerime döndüm. İnce demirlerin üzerinde yaklaşık bir 30 metre ilerledikten sonra aşağı doğru atladım. Yerde 10 kişi vardı. Arkamdan birisi gelip elindeki boruyu kafama doğru savuruken bir silahın ateşlendiğini duydum. Arkamı döndüğümde herifin kafasında 50 kalibrelik bir mermi gördüm. Sharpshot'ın yardımıydı bu elbet. Nate'in arkamda olduğunu farkettim. Elena'ya işaret ettikten sonra anahtarları Night Fighter'a fırlattım. Onlar bilgi toplarken. Ben bu salakları alt edecektim. Önümdekinin bana savurduğu yumruktan sonra kelebek bıçağını hafif ama hızlı bir hamleyle savurduktan sonra ağır bir şekilde onun boğazına geçirdim. Bıçağın, adamın omuriliğine girdiğini hissettim ve onu tam bırakacakken birisinin silahına şarjör taktığını gördüm. Diğer kolumla bıçakladığı o adamın ensesinden tuttum ve onu kalkan gibi kullanıp silahlıya doğru koştum. Mermilerin hepsi derisine işliyordu. Ama en son cesedi silahlı ya doğru fırlattım. Cesetle beraber bir şeyi daha yolladım. Semtex (yapışkan bir patlayıcı). Yere bir gaz bombası atıp kaçtım ve bum. Adamlar havaya uçmuştu. Ekibin yanına gittim. Tam içeriye giriyordum ki birden kapılar kilitlendi. İçeri girmenin her yolunu denedim ama giremedim. Onlar da anahtarları denediler ama olmuyordu. "Baba ! " diye bağırdı Nate. Elena ise "John bizi kurta-" diye başladı ama bitiremedi sözünü. Çünkü içeriden bir gaz salınıyordu. Onların yere düştüğünü gördüm ve bu o an benim gördüğüm son şey olmuştu. Bana elektrik silahı ile ateş etmişlerdi.

...

Gözlerim hafifçe aralanıyordu. Etraf karanlıktı. Birden bir sinevizyon gördüm. " M-merhaba J-john. Beni özledin mi? Crossfire'ı özled-din mi. " . Bu Edward Cross'tu. Ses gelip gidiyordu. Kekeler gibi oluyordu. Sonra iki ışığın açıldığını gördüm. Karşımda Elena ve Nate duruyordu.

Alıkonmuştuk...

Deadknife:BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin