MİSKET (3.Bölüm)

73 7 0
                                    

Kısa bir özgeçmişten sonra hikayemi anlatacağım size.1 baba 2 anneden toplam 10 kardeşin 8 numarasıyım. 8 numara diyip geçmeyin genetik bir artığım neredeyse.Babam ve annelerim üstün özelliklerini yaşayan yaşamayan sayısız çocuğa dağıtmış(artık düşük yaptıkları,kızamıktan kazıkkı hummadan kaç tane öldü kendileri bile bilmez durumdalar) geriye kalan artık zeka,sıkıntılı psikolojiyide bana aktarmışlar.Benden sonraki 2 kişimi onları buradan anlatmaya sanırım benim ömrüm yetmez.Gelelim bana dediğim gibi tam bir psikolojik işkenceyim.Kendime de çevremdekilerede. 5 yaşımdan itibaren anlatmaya başlayacağım size.Ben kadınım o yaşlardada kadın olmak şimdiki kadar zordu.Doğrusunu isterseniz ben erkek oyunlarına davranışlarına daha meraklı olduğumdan kadın olmak gibi bir hevesim çabamda yoktu.Buradan erkek baskın kültürden bahsetmeye başlarsam işin içinden çıkamayacağız konuyu dağıtmadan anlatayım.İnanılmaz derecede dediği dedik,astığı astık bir çocuktum.Bazılarınız 5 yaşındasın astığın astık olsa ne yazar diyebilirsiniz.Demeyin öyle allah düşman başına vermesin amanınnn amanınn,mahallede adım benim gibi asi davranan tüm kız çocukları gibi erkek fatma ya çıkmıştı.Ama bunu benim ardımdan söyleyebiliyorlardı yüzüme söyleyemezlerdi.Ağızlarını burunlarını kırardım.Kırardım valla hiç bakmazdım.En büyük zevkim misket oynamaktı.O misketlerin biribirilerine değerken ki çıkarttıkları sesi kazanma hırsını ve başarının hazzını hiçbirşeyle değiştirmem.Ellerin toprakla temastan katlamış kirden pasaktan kanlar içinde kalmıştı.Yinede o misketi başparmağımla işaret parmağımın arasına sıkıştırır içimdeki hırs,öfke ile öyle bir sıralanmış misketlere yollardım ki bütün misketler dağılırdı.Buradan kendimi övmek gibi olmasın kazanan hep belli idi yani Ben.O zamanlar ne laptoplar,ne akıllı telefonlar,nede oyun konsolları vardı.Oyunda,oyuncakta bizlerdik.Mahallede kendi yaşıtım 20 den fazla çocuk vardı.Hep beraber misketlerimizi dizer,En şanslı dediğimiz,en sevdiğimiz misketle dağıtmaya çalışırdık.Günlerden cumartesi idi.Ağustos ayının başları olması lazım sıcaktan gölgelik arıyorduk.Benim memleketimde 8 ay kış 1 ay ilk bahar 2 ay yaz 1 ayda sonbahar olur.Öyle denizimiz neyimde yoktur.Sıcağa inat oyuna başladık,Harala gürele kıran kırana devam ediyor oyunumuz.Misketlerini tamamen kaybeden kazananlara nefret bakışlarıyla kenara geçip,tezahürat ve ben olsam şuradan vurudum buradan vururdum nidalarıyla kuru kalabalık yapardı.Ama kimse kaybetmenin ağır birşey olduğunu iddia etmez birdahaki sefere kazanmak ümidiyle oyunu beyinlerine kazırcasına seyrederlerdi. 2 kazanan vardı sadece 2 miz kalmıştık mahallenin en iyi 2 misket oynayanı.Biri AYTAÇ tı.Aytaç 3 erkek 2 kız toplam 5 kardeşin en küçüğü hemide erkek olandı:)Bir o kazanıyor bir ben,Zaman iyice ilerledi eve geç kalsam babam ağzımda kırılmadık diş bırakmayacak.Şiddete düşkün olduğundan değil.Atasından öyle görmüştü kız kısmı geç vakite kadar dışarıda durmazdı.(Düpedüz şiddete düşkündü alkol alınca kendini kaybedeblerdendi) Kazananın bir an önce belirlenmesi gerekirdi.tek bir oyun oynayacağız dedim bende yaklaşık 50 tane misket var.Aytaç ta da 20-25 sen kazanırsan bütün misketlerim senin mahallenin şampiyonuda sen olacaksın.Ben kazanırsam benim misketleri alır giderim.Onun misketlerinin 2 katı vardı bende erken saatler olsa bu riski almazdım.Kim bana misket alacaktı.Bütün misketlerimi kaybetsem oyuna da almazlardı bir daha.Ama evde baba görüntüsünde bir canavar misketleri kaybetmekmi hayatını kaybetmekmi?Uyanık Aytaç balıklama atladı bu fikir üzerine tamam dedi.Ama kaybedenin vazgeçmesini önlemek içinde tarafsız birine vermeliydik misketleri.Onun kuzeni benim candostum arzuya verdik misketleri.Her haltı yediğim çocukluğum süsü Arzu.Tek oyun tek vuruş.Önce sen at dedi.Tamam dedim vurdum 10 sıranın 7 tanesi dağıldı.Sıra Aytaç da idi o vuracaktı 8 ve üstü dağıtsa bütün servetim ona geçecekti.Ben çaresiz bekliyorum.O dönemler ağlayamıyorum da şimdiki gibi üzerimde ağır bir güçlü olma yükü ve misyonu var.Aytaç oturdu hazırlandı.ve vuruşunu yaptı gözlerimi kapadım.Olmazdı hata yapmıştım hepsini ortaya koymamalıydım.Geçen birkaç saniye o yaşta bile bir ömür gibi gelmişti.kaybetmek demek sadece misket kaybetmek değildi.Prestijin,onurun.oyun heyecanının kaybedilmesi idi.Aytaç öyle kötü bir atış yapmıştıki sadece 1 misket dağıtabilmişti.Hepsi benimdi basdığım kazanma çığlığı mahalleli çocukların başıma üşüşmesi.O heyecanı birda asla ve asla yakalayamadım:(Arzu ya döndüm misketlerimi ver dercesine baktım.Arzu çaresiz bir yanda ben,öteki yanda kuzeni şaşkın buruk.gururlu bir duruşla tavrını belli edip bana uzattı poşetle misketleri.2 adet poşet sokakdan bulunmuş.Öyle süslü püslüde de değil.Kapkara poşetler.Aytaç misketlerimi ver diye bağırıp saldırmaya başladı.kaybetmenin çirkefliği ile deli gibi tekme atıyor.yumruk savuruyor.Her hamlesini geri çeviriyorum.Her hamlesine kat be kat cevap veriyorum.Elimdeki poşetleri bırakmaya hiç niyetim yok.Ayağımdan tabanı sağlam olan çorabın tekini çılarttım.Misketlerimi içine doldurdum.O sırada arzu araya girdi. Aytaç ın attığı tekme onun suratına gelince usulca boğazını bağladığım misket dolu çorabı Aytac ın kafasına indirdim.Kafası kırıldı kanamaya başladı dehşet içinde herkes Aytaç ın kafasına bakıyor.Kimi bağırıyor,kimi Aytaçların evine doğru koşarak gidiyordu.Usulca eğilip Arzunun gözlerinin içine baktım.Senin suçun değil bakışı.Seni seviyorum gülümsemesi ile eve gitmek zorunda olduğumu hatırlattı.Koşarak eve gittim.Bahçemiz bir futbol sahası genişliğinde idi.Yan tarafda yeni yapılacak olan evin temel taşları duruyordu.Misketlerim için daha emin bir kasa olamazdı.Oraya bir taşın altına saklayıp,can havli ile kendimi eve attım.Saniye farkı ile babamdan önce girmiştim eve.Bu benim için çifte heyecan çifte şanstı.O gün en şanslı günüm olmalıydı.Üzerimi değiştirdim ellerimi yıkadım.Annem mutfakta yemek hazırlıyordu.Kızım it gibi sokaklarda duruyorsun sen ne yedin ne içtin dedi.Başına birşey gelecek baban senide benide öldürecek.Sen büyüyüp nasıl yuva kuracaksın,çocuklarının olduğunu görmeden geberip gideceksin vb gibi düzinelerce laf yedim.Sessizce dışarıda canavar olan ben içeride minik savunmasız bir bedendim.Yere bir sofra örtüsü serildi.Etrafına dizildik 10 kardeş sessizce,sukunet içinde yemek yemek zorundasın.Kimse kimseye kaşının üstünde gözün var diyemez.Ses çıkaramaz.Babamız evde.Oturduğum yerden bizim cemekan dediğimiz,komple cam olan bahçeye bakan antrye doğru iki kişinin bağırarak geçtiğini gördüm.Birisi çelimsiz,aytaçtı.Tabi yanındaki de annesi.Altın Altın (annemin adı altıngül) bu dine vicdana sığar mı?ermeni ermeniye yapmaz bunu.Altın altın dışarı çık bu kanı neyle temizleyecekseniz temizleyin.Benim oğluma birşey olsun senin AĞA kocanın hiçbir forsu(havası bizim şivede) geçmeyecek.O nu hapislerde süründüreceğim.Annem gözlerinde sorguyla hanginiz derken hepimizin sessizce başı yere eğildi.Annem kapıya yöneldi açtı.Aytaçın annesi Zümret  teyze bağırıyor.Anam anam sizde heç arnamus haysiyet yokmu.Bu parnak kadar çocuğa yapılirmi.Hiç olarmı ele şeyler.(yazım yanlışı yok şive var:)Annem zümret hanım hangisi yaptı gürhanmı halilmi(abilerim)anam anam ne halili ne gürhanı senin erkek fatma kızın vurmiş.Kim kim yarımamış kızın muradı gözünde kalsın onun.Oğlum kötürüm olsa ne olacak hee?Zavallı annem ne diyeceğini bilemedi.Şaşkın şakın kadının suratına bakıp nasıl diyebildi.Zümret teyze oğlanın misketlerini almak için daşı kafasına indirmiş dedi.Daş mı diye kendime olan inancım kayboldu.Birden bağırdım ben o misketleri kazandım.Hem misket dolu çorapla vurdum kafasına ne daşı,daşla vurmadım dedim.Sofrada olan üvey annem ve 9 kardeşim bakışları  bana kenetlenmiş.Soluk almayı bile kesmişlerdi.Eminim bu kız bu geceyi çıkaramaz.Artık sonu geldi diye düşünüyorlardı.Annem herif çok sinirli geldi zümret alahını seversen sabah olsun neyse yaparız.Oğlan iyi doktora götürmüşsün kafasını sarmışlar.neyse diyeti öderiz sabah ola hayrola diye savdı başından.İçeri bir geldi pir geldi.Acıyan gözle ben bilirdim böyle olacağını kızım ne edecen şimdi.Baban duymuştur hepsini.Ben hala dik hala onurlu.Ben daşla vurmadım.Ben kazandım o misketleri.Önce o vurmaya kalktı.Ben misket dolu çorapla vurdum.Babam içeriden öle bir çıktı ki çıkışının rüzgarı bile çil yavrusu gibi herkesin dağılmasına neden oldu.ne bağirirsiz ne oldu.O ahlaksız kadının benim kapımda ne işi var.Kari ben sene demedimmi o kari benim semtime gelmeyecek.Siz beni katilmi edeceksiniz, diye kükrüyordu.Etrafda ben ve annemden başka kimse yoktu.Herkes sinmişti köşeye Annem zoraki herşeyi yalansız babama anlattı.Ben içimden tamam bu adam beni öldürür.Bunca rezilliği kaldıramaz.Bittim artık derken.Babam olayları pür dikkat kesintisiz dinledi.İsmimle yaklaş yanıma dedi.Adımlarım gitmiyor çivi gibi çakılıp kaldım.Tekrar bağırdı gel buraya dedi.Kaçacak hiçbir yer yok.Kaçsam kurtulurmuyum acaba dedim.Daha bir adım atmadan yakalanırdım cezam iki katına katlardı.Çaresiz babama yaklaştım.Daşlamı vurdun,misket dolu çoraplamı dedi.Baba sen en çok yalandan nefret edersin hemi dedim.He dedi.Kazandığım misketleri de kendi misketlerimide çorapsız ayağımı gösterip çorabımın içine koydum.Onunla vurdum.Ama baba bana attığı tekme arzunun suratına geldi.Hem o kız o ş... gibi erkek değil.Zaten çok çirkin evde kalsada birşey olmaz gibi saçmasapan laflar sarfettim.oturdu benide dizlerinin üzerine oturtturdu.Öyle derin öyle içten bir kahkaha attıki,demek çorapla hee dedi.Çoraplaa.Sonra döndü kızım kafada attınmı dedi.He dedim ben he dedikçe keyiflendi.Şaşkınlık içinde ben kucağında ev halkı sindikleri yerlerden birer ikişer çıkarak etrafımıza toplandılar.Bana dönüp o sümüklü piçi hergün döv.Her gün dövdüm diye gel sana 250 kuruş benden.Derin bir oh çekip paramı aldım sofraya döndük hepimiz.Neşe içinde buz gibi olmuş yemeğimizi bitirdik.İçerden babamın hala kahkahası geliyordu.Kendi kendine çorapla diyip diyip gülüyordu.Annem kızım sakın baban sarhoş kafa ile ne dediğini bilmez.Sakın vurma ölür seni hapse atarlar sonra kız başına kimsede almaz seni ne edecen kim bakacak sana.Yemeğimi bitirip pencere camına yaklaştım gökyüzüne bakıp Allah ım sana şükürler olsun bugün benim şanslı günümdü dedim.Neşe içinde yatağıma uzandım.Ertesi gün kazanmış olduğum bütün misketleri aytaç a geri iade ettim.kendi misketlerimdende bir bölümünü misketi olmayanlara dağıttım.Bu benim o zamanlardaki sadaka anlayışım ve diyet ödememdi.Aytaç iyileşince hergün dövdüm.Ufaktan kafa göz yarmadan.Hergünde aldım 250 kuruşumu zengindim ben o sıralar...




Ahanda BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin