İlk Gün

24 1 0
                                    

    Bugün yanımda oturan o kişiyi fark etmemle başladı hikayem, kısacık saçları, kirli sakal diye tabir edilen sakallarıyla öylece oturuyordu yanımda. Bir süre sessizce tam karşısına odaklanıp durdu, o yöne baktığımda hiçbir şey göremiyordum lakin o sanki çok heyecanlı bir macera filmi seyredercesine bakıyordu o boşluğa ve artık dayanamayıp hafiften dürterek nereye baktığını sordum. Bu küçük ve merak barındıran soruyla kendimi karmaşık ve bir o kadarda farklı bir dünyanın içinde bulacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi. Bazen bir şeyi yaptıktan hemen sonra gelen pişmanlık hissiyle keşke dersin ya, işte bende o an keşke dedim ve itiraf etmem gerekirse hayatımdaki hiçbir keşke bu kadar anlam taşımamıştı... Nedenini bilmediğim bir tedirginlik vardı içimde, birazda korku sarmıştı bedenimi, oysaki daha cevap bile vermemişti ve hatta gözlerini o boşluktan ayırmamıştı bile. Bir yanım kalk ve uzaklaş oradan derken içimdeki merak duygusu engel oluyordu bu gizemli adamın yanından gitmeme. Bir süre daha beklemeye karar verdim ve meraklı gözlerle anlam veremediğim o yöne doğru bakmaya başladım. Hiçbir şey göremesem de gözlerimi alamıyordum, bir şey görme umuduyla bakıyordum, tam o noktaya odaklanıp dakikalarca baktım fakat yoktu işte hiçbir şey neye bakıyordu o adam? neden gözlerini hiç ayırmıyordu? Cevap bulamadığım birçok soru oluştu kafamda. Bir süre düşündükten sonra hiçbir şey söylemeden oradan sessizce uzaklaşmaya karar verdim. Merakımdan içim içimi yiyecekti biliyordum ama en doğrusunun bu olduğunu da biliyordum. Bu düşüncelere dalmışken o sesle irkildim "gitme sadece bekle" dedi yanımdaki gizemli adam.

    Korkmuştum, kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. Hiçbir şey söyleyemedim gideceğimi nerden biliyordu, ben korku içinde bunları düşünürken o hiç istifini bozmamıştı, hala oraya bakıyordu, cesaretimi toplayıp yüksek sesle "yeter artık nereye bakıyorsun saatlerdir" dedim dalga geçercesine bir yüz ifadesiyle "sakin ol" diyerek gülümsemeye devam etti. Daha çok sinirlenmeye başladım istemsizce bağırıyordum, daha fazla kendimi kaybetmeden uzaklaşmak istedim oradan gidecekken kolumu tuttu "istediğin kadar kaç, sen nerdeysen ben ordayım. Benim olmadığım yer yok senin dünyanda şimdi gidebilirsin" dedi tehdit edercesine, delirmek üzereydim kafam fazlasıyla karışmıştı korkuyordum da bir yandan, ne yapacağımı bilmiyordum saatte epeyce geç olmuştu bu gecelik bu kadar korku yeter dedim kendime ve eve doğru yürümeye başladım. Sürekli arkama bakıyordum, hala oradaydı ve hala o yöne bakıyordu, biran önce evime varıp uyumak istiyordum. Hızlı adımlarla eve geldim, biraz olsun rahatlamışlık hissi vardı içimde lakin hiç aklımdan çıkmıyordu yaşadığım o olay. Kısa bir duştan sonra yatağıma yattım, o adam aklımdayken uyumak kolay olmayacaktı derin düşüncelere daldım. Bu olayın bir açıklaması olmalıydı, kimdi o adam? Nereye bakıyordu? Benim düşüncelerimi nasıl olur da bilebilirdi? Düşünüp durdum saatlerce ama mantıklı bir açıklama bulamıyordum, saatte epeyce ilerlemişti gün doğmak üzereyken yorgunluğun etkisiyle uyuya kalmışım.

     Uyandığımda öğleden sonra olmuştu bile, hızlıca yataktan kalktım, yüzümü yıkadım dışarı çıkmak istemiyordum, aslında hiçbir şey gelmiyordu içimden hala o adam vardı aklımda o ara telefon çaldı gizli numara arıyordu, tahmin etmek o kadarda zor değildi, o arıyordu işte telefonu açtım "doğru tahmin" dedi daha bu düşüncemden ona bahsetmemiştim bile, hiçbir şey değil de bu davranışları çok korkutuyordu beni, daha ben ona söylemeden biliyordu tüm düşüncelerimi. Nasıl mümkün olabilirdi bu? Bilmiyorum ama başarıyordu bir şekilde. Telefon hala açıktı fakat hiçbir şey söylemeden susuyordu öylece dayanamadım ve bağırarak "ne istiyorsun söyle artık" dedim "ben bir şey istemiyorum her şey sen istedin diye oluyor" diyerek karşılık verdi. Söylediklerine anlam veremiyordum kısa cevaplarla geçiştiriyordu beni her defasında bunlar gerçek mi yoksa bir rüyanın içine mi hapsoldum bilmiyorum belki de çok iyi kurgulanmış bir şakaydı bu evet evet şakaydı beni çok iyi tanıyan birisinin yaptığı bir şakaydı tüm bunlar diye düşünürken "hayır her şey gerçek tüm bunlar sen istedin diye oluyor unutma" dedi. Fazlasıyla korktum ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim her şey şakaysa düşüncelerimi nasıl bilebiliyordu delirmek üzereydim belki de çoktan delirmiştim her şey çok saçmaydı mantıklı bir açıklama bulamıyordum "peki tamam sen gerçeksin tüm bu yaşadıklarımda peki ya sen kimsin? Neden bunları yaşıyorum ben?" diye sordum kısa bir sessizlik oluştu bir cevap bekliyordum hala suskun bir şekilde bekliyordu dayanamayıp söyle ne söyleyeceksen demeye kalmadan "kapıdayım aç kapıyı" dedi tüm bunların ne tür bir oyundan oluştuğunu öğrenme umuduyla koşar adım kapıya yöneldim kapıyı açtığımda kimse yoktu işler gittikçe daha karmaşık bir hal alıyordu kızgın bir şekilde içeri koştum telefonda ona bağıracaktım yani öyle planlıyordum salona girmemle donup kalmam bir oldu içerideydi oturuyordu tam karşımda yüzünde anlamsız bir gülümsemesi de eksik değildi.

    Bu kadarı da fazlaydı korkuyordum tırnak uçlarıma kadar titrediğimi fark ettim ağlayabilirdim şuanda öylesine korku ve anlam veremediğim bir heyecan vardı içimde, karşısına oturdum ve ona bakmaya başladım o'da her zamanki gibi sessizdi evin dekorunu inceliyordu saate baktım ve bir şok daha geçirdim saat 21:37 yi gösteriyordu nasıl olurdu daha 5 dakika bile olmamıştı o geleli ne yani ben burada tam 4 buçuk saattir oturmuş onu mu seyrediyorum diye düşünürken "bir an hiç konuşmayacaksın sanmıştım" dedi bu defa korkmamıştım alışmıştım belki de bu duruma bilmiyorum ama anlamsız bir heyecan vardı içimde. Bu heyecanım dışa vurmuş olacak ki gülümsemeye başladım içimdeki o tedirginlikte yoktu artık hatta fazlasıyla rahatlamış hissediyordum. Ben bu düşüncelere dalmışken konuşmaya başladı bende tüm düşüncelerimi bir kenara bırakıp dikkatlice onu dinliyordum.



Şizofreniye YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin