Açıldı ve şu ses duyuldu "Katil benim ve düşündüğünüz her şey yanlış, kan davası söz konusu bile değil. Orada sadece ölüme mahkum olanlar cezasını buldu." Dıt dıt dıt telefon kapandı. Bir şüpeyle öldürülen kişilerin kimlik belgelerini almaya gittik. Bize yaşımızın çok küçük olduğunu hatırlatıp kapıyı işaret ettiler. Ama yılmadık ve tanıdıklarımızdan, olan olaylardan bahsettik. Belgeler artık bizdeydi. Hepsi Amerika da yaşayan mültecilermiş. Buna çok şaşırdım. Nasıl olurda ceza vermek için insanlar öldürülürdü ki. Ve biz bu duruma nasıl gelmiştik. Bunları düşünmeden John Kerry i tekrar aradık. Bizimle konuşmak istediğini fakat yarını beklememiz gerektiğini söyledi. Yarını heycanla bekliyor ve John Kerry i araştırmaya çalışıyorduk. Hakkında pek bir bilgi yoktu. Ama yakın sürelerde hapishaneden kaçtığını öğrendik. Çok şaşırtıcı değildi. Çünkü burda yaşanan olaydan dolayı olabilirdi. Yarın oldu ve John Kerry i aradık. Bize şunları söyledi "Minik dedektifler, bu olayın aramızda kalacağından eminim. Neden öldürdüğüme gelirse 10 yıl önce birbirimize ünlü olup olmayacağımıza dair söz vermiştik. Eğer kim olursa o diğer kalanların canına okuyacaktı. Bu yüzden böyle bir aptallık yaptım. Şu an çok pişman ve üzgünüm. Yapmak istemedim ama yaptım. Artık geçti. Neyse kızlar artık her cumartesi sizi arayıp bilgi vereceğim. See you later( Sonra görüşürüz). " Dedi ve kapattı. Bizde kaçtığı hapishane hakkında bilgi edinmeye başladık. Ve karşımızda gördük ki....
