Kitapdaşlarım,
Hepinizi en içten şekilde seviyorum. Kitabımı okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Bana özel olarakta ulaşabirsiniz. Sorularınızı cevaplarım.
Medyada Toprak var.
************
Toprak'ın ağzındanLanet olsun onu tutamadım. Nasıl olduda atladı? Bu ne cesaret? Ne yazıyordu o kağıtta?Psikopat mı bu kız? Kafamdan saçma sapan soruları atıp uçurumun kenarına geldim. Suda hiçbir oynama yoktu. Sinirlendim. O kızı bana emanet etmişti babası. Üzerimdeki deri ceketimi çıkartıp t-shirtümle suya atladım. Kollarımı bedenimle düz bir şekle sokup suya yavaşça çarptım. Suyun dibine girip yüzeye çıktım. Derin bir nefes alıp tekrar suya daldım. Bir kaç kulaç attıktan sonra onu gördüm. Baygındı. Yavaşça kollarımın arasına aldım. Zorlukla bir kayanın kenarına geldim. Onu kayaya yatırdım. Göğsünün az üstünde bulunan yere ellerimi bastırdım. İki üç kere daha tekrarladıktan sonra yavaşça öksürmeye başladı. O kahverenginin en güzel tonundaki gözlerini açmasıyla
kalbim yeniden doğmuş gibi oldu. Kafasını döndürerek etrafa baktı. Sonra hüzünle gözlerini kapatıp derin bir 'off' çekti. Yavaşça doğruldu. Bana baktı,gözlerime;
-"Neden ölmeme izin vermiyosunuz?" dedi bıkkın bir sesle.
-"Neden ölmek istiyorsun?" Dedim merak içinde çıkan sesimle.
-"Hayat bana acımıyor anladın mı? Sence yaşamalı mıyım? Annem öldü, öz babam zannettiğim insan gerçek babam değilmiş. Ve...." dedi ve sustu. Kafasını yere eğdi.
-"Ve ne?" dedim. Bakışlarını yerden ayırmadı. Sadece bir hıçkırık sesi duydum. Tabi ya! Yukarıda söylemişti. O tecavüz edilmişti. Aklımdan geçen bu söze sinirlenip dişlerimi sıktım. Elimi çenesine koyup kafasını kaldırdım. Gözlerimden derinlemesine yaşlar akıyordu;
-"Tamam boşver. Yeni bir sayfa açalım sana ha?" dedim soru sorarcasına.
-"Keşke herşey o kadar kolay olsa!" dedi. Kalbime bir hançer gibi saplanan bu söz canımı acırmıştı. Onu tutup sımsıkı bir şekilde sarıldım. Daha çok ağlamaya başladı. İçini boşaltması için hiçbirşey söylemedim, kıpırdamadım. O an kalbime o kadar çok kızdım ki mikrofon yutmuşçasına atıyordu. Ya onu rahatsız ederse? 10 dakikaya yaklaşık bir sürede hala böyle dururken neden hala kalkmadığına bakmak için onu geri itmeye çalıştım. Tüm ağırlığını bana bırakmıştı. Suratına baktığımda uyumuş olduğunu farkettim. O kadar narin uyuyorduki kendimi onun boşluğunda hissettim. O kahverengi gözlerini aradım. Üstü ıslaktı. Telefonumu da deri ceketimin cebinde unutmuştum. Lanet olsun! Ne yapacağım şimdi? Sinirle arka tarafımda bulunan kayaya yaslandım. Babasını söylediği kadarıyla adının Esil olduğu kızın kafasını dizlerime yatırdım ve bacaklarını uzatmasını sağladım. Benim üzerimdekiler kurumuştu ama onunkiler hala nemliydi. Üşüyor olmalıydı. Neden çıkartmıştım ki deri ceketimi? Kafamdan bu soruları silip kafamı arkamdaki kayaya dayadım ve gözlerimi düşünmek için kapattım.
*************************
Esil'in ağzındanGözlerimi açtığımda hastane odasında olduğumu anladım. Meraklı gözlerle etrafıma baktım. Kafamı sertçe arkamdaki yastığa vurdum. Sıkıldım artık. Hayatım bir gün düzgün geçemez miydi? Sessizce gözlerimi kapattım. Duyduğum sesle bıkkınca açtım gözlerimi. Dışarıdan geliyordu bu ses;
-"Esil nerde? Ona birşey oldu mu?" bu soruyu bir erkek soruyordu ve bu da muhtemelenbana notu veren çocuktu. Kapımın hızlı,sert ve sesli bir şekilde açılmasıyla ödüm bir yerlerime karıştı. Korktuğumu belli eder şekilde baş parmağımı üst dişlerimin altına koyup yukarıya doğru kaldırdım. Karşımda tek çift yeşil höz bekliyordum fakat üstsüz bir şekilde değil. Gözlerim kocaman açıldı. Kasları o kadar güzel bir uyum içinde döşenmiştiki bakmaya dayanamayacağımı anladığım anda bakışlarımı gözlerine çevirdim. Korktuğumu anlamış olmalı ki;
-"Korktun mu? Ben seni korkutmak istememiştim. Sadece nasılsın diye merak etmiştim. Özür dilerim seni tutamadım. Bak ben nasıl uyuya kal......"
-"Susmazsan kötü olacağım." dedim ve laflarını böldüm. Sadece suratıma baktı. Yavaşça gelip yatağın yanındaki koltuğa oturdu. Yanımdaki çarşafı alıp ona fırlattım;
-"Kapat şu üstünü kendimi kötü hissediyorum." Dedim. Gülmeye başladı;
-" Neee? Sonuçta bende bir kızım."dedim. Çarşafı alıp ğzerine sardı;
-"Oldu mu?" dedi gülerek, sadece kafamı sallamakla yetindim.
-"Acıktın mı?" dedi bu seferde.
-"Evet." dedim. Oda bekle biraz işareti yapıp odadan çıktı. Yarım saat boyunca onu bekledim. Tamm yarımm saatt!! Karnım iyice acıkınca artık isyanlara başladım. Annem yaşağı zamanlarda sesimin güzel olduğunu söylerdi. Ben de 'Christina Aguilera'nın Say Something' şatkısını söylemeye başladım.(Medyada var)
Say something, I'm giving up on you.
I'll be the one,if you want me to.
Anywhere I would've followed you.
Say something, I'm giving up on you.....
Söylemeye devam ederken kapının açılmasıyla susmam bir oldu.Elinde koca bir tepsiyle tek çift yeşil göz. Utancımdan kafamı yere eğdim.
-"Sesin doğa kanunlarına aykırı dercede güzel." Dediğinde daha çok utandım.
-"Tamam tamam utanma!" dedi ve elindeki tepsiyle yatağın yanına geldi.
-"Yarım saattir nerdesin sen?"dedim ellerimle oynarken.
-"Kapıda seni dinliyordum" dediği anda sinirle ona baktım.
-"Beni daha fazla utandıracaksan kapı orada" dedim kapıyı işaret ederek.
-"Tamam hadi ye." dedi ve yatağın kenarına oturup tepsiyi kucağıma koydu.
-"Sen yemeyecek misin?" Dedim ekmeği alırken.
-"Ye sen" dedi bana bakarak. Salata tabağındaki salatalığa çatalı batırdım ve ona doğru tuttum. Bana şaşkınca baktı.
-"Neee?" Dedim. Ve çatalı tekrar ona doğrulttum. Salatalığı ağzına aldı. Dişleri her ayrıntısına kadar inanılmaz derecede sıralanmıştı. Bir tane salatalıkta ben attım ağzıma. Beni izlemesini kesmesi için ona baktım.
-"Bakmayı kes! Yiyemiyorum." dedim ve yemeğe döndüm.
-"Ne yapacaksın bundan sonra?" bana içindeki duyguları her ayrıntısına kadar belli eden bir sesle söylemişti bunu. Söylediği söz üzerine sinirle kaşığı tepsiye çarptırdım. Çıkan ses tüm sinirimi ortaya vuruyordu.
-"Ne yapmamı bekliyorsun? Ha? Yine o iğrenç yaşantıma devam edeceğim. Her gece o boş eve girip acaba bu gün hangi şerefsiz birşey yapmaya kalkacak diye süşüneceğim!Her gün o iğrenç bardaki barmenliğime devam edeceğim ve o bir kere bile tadına bakmayıp başkalarına sattığım her türlü şeyi göreceğim. Yine yalnız yaşayacağım. Oldu mu? Bak ne kadar güzel bir yaşantım var!" dedim ve ayağa kalkmak için yeltendim. Elim seruma giderken elimi tuttu ve beni kendine çevirdi.
-"Bak seni anlıyorum. Hayatının ne kadar iğrenç bir yaşantı içinde geçtiğinide biliyorum ama ben senin o iğrenç yaşantını tertemiz yapmak istiyorum."dedi. Söyledikleri yüreğime dokunurken yanağımda hissettiğim ıslaklık ve sıcaklıkla ağladığımı farkettim. Elimin tersiyle sinirlice yüzümü sildim. Ne kadar da duygusallaşmıştım.
-"Sen benim neyim oluyorsun ki? Ha? Nasıldüzelteceksin yaşantımı? Annemi geri getirebilecek misin? Neden şimdi çıktın ortaya?" dedim ve sinirlice bacaklarımı bağdaş kurarak yatağa oturdum.
Kafamı eğdim. Yüzümü kapatan saçlarımı kulağımın arkasına aldım. Ayağa kalktı.
-"Ben senin birşeyin olamam zaten! Sadece seni korumalıyım. Sen bana emanet edildin. Senden daha önce haberim olsa sanki o zamanda korumayacakmıydım sanıyorsun!"dedi. Kafamı kaldırdım.
-"Bak şuan çok sinirliyim ve gerçekten kalbini kırabilirim" dedim. Ellerini sinirlice saçlarına daldırdı ve;
-"Kırsan ne olur? Senin kalbin benimkisinden çok kırıldı. Benimkisi ne kalırki seninkisinin yanında!" demesiyle kafamı kaldırığ şaşkınca ona baktım. -"Gerçekten konuşmak istemiyorum! Daha fazla geçmişe dönmek istemiyorum." Dedim. Telefonum neredeydi benim? Ona baktığımda beni izlediğini farkettim. Sessizliğimizi bozan tiz sesim oldu;
-"Telefonum nerede?" Dedim.
-"Tamirde. Suya atladığında bozulmuş." Dedi.
-Ben burdan çıkmak."istiyorum dedim. Bana vereceği mimiğe bakmak için gözlerimi kocaman açtım.
-"Ben doktorla konuşayım." dedi ve odadan çıktı.
10 dk sonra Allah'a gelmesi için dua ederken o gelmedi,altı üstü 'bir doktorla konuşayım' dedi hala ortalıklarda yok. Bence kaçtı. Gözlerim yavaşça kapanırken son kez etrafa bakındım ve gözlerimin kapanmasıyla kabuslarıma açılan yolda koşmaya başladım.
VEEEE SOOON! Alın size kocaaamaaaan bir bölüm. Yanlışlarım varsa affedin çok yoruldum. :):(;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
ЧиклитYine başladığımız yerdeydik. Yavaşça uçurumun kenarına yaklaştım. Arkamdan geldi. İlk gün baktığım gibi baktım etrafa. Sesimi sadece onun duyabileceği şekilde konuşmaya başladım; -"Bittiğim yerdeyiz." Dedim içten olmayan bir gülümsemeyle. -"Yanlış...