3.Senin Koruyucun!

98 14 11
                                    

Canlarım yeni bölüm geç geldi biliyorum. Üzgünüm.
Medyada Esil var.
*************************
Toprak'ın ağzından;

Odadan çıktıktan sonra hızlı adımlarla doktorun odasına yürümeye başladım. Onu buradan çıkartmam lazımdı. Doktorun odasının önüne gelince kapıyı tıklatıp içeri daldım. Doktor beni görünce yüzünde kocaman bir gülümseme ile büyük ihtimalle çalışırken taktığı gözlüğünü çıkartıp bana baktı;
-"Esil Hanım'ın sevgilisisiniz değil mi?" dedi çıkarttığı gözlüğü kutusuna koyarken. Sorduğu soru kalbimde bir etki oluştursa da hüzünle cevap verdim;
-"Hayır, biz sevgili değiliz." dedim. Bakışları şaşkınlaşırken;
-"Ama öyle duruyorsunuz."dedi şaşkınlığını belli eden sesiyle. Konuyu daha fazla uzatmamak için;
"Esil'i ne zaman çıkartabilirim? Çıkmak istiyor."dedim.
-"Bir saat sonra taburcu edelim, çıkartabilirsiniz." Dedi. Yüzümde tebessüm oluşurken ayağa kalkıp kapıya yöneldim.
-"Herşey için sağolun." dedim ve odadan çıktım. Esil'e müjdeli haberi vermek için sabırsızlanırken hızla asansörün düğmesine bastım. Asansör bir kaç dakika sonra gelince bindim ve beşinci kata çıktım. Koridorda pek kimse yoktu. Mesai saatleri bitmişti heralde. Esil'in odasının önüne gelince derin bir nefes alıp kapının kulbunu indirdim. Bu eylemi açılması umuduyla yapmışken kapı açılmamıştı. Kilitli olmalıydı. Kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince;
-"Esil orda mısın? Ses ver!" ses gelmeyince sinirlice kapıya tekme attım. Kendisine birşey mi yapmıştı? Eğer öyle birşey olduysa kendimi affedemezdim. İçeriden boğuk bir ses gelince bu sesin Esil'in sesi olduğunu anladım ve anlar anlamaz başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Kapı açılmayınca bu sefer tüm gücümle kapıya omuz attım. Kapıda hafif bir açılma şekli oluşmuşken tekrar tekme attım ve kapı açıldı. Kapının ardında gördüğüm manzara karşısında kalbim bir anlık atmayı durdurmuştu.

****************************
Esil'in ağzından;
Hâlâ Adını bile bilmediğim çocuk,doktorla konuşmak için odadan çıkmıştı. Beş dakika kadar etrafa öylece malca bakmakla yetindiğim için hayata bir kez daha lanet okudum. Kapının sertçe açılmasıyla onun geldiğini düşünmüşken o gelmemiş hiç tanımadığım iki adam gelmişti. İçimde oluşan korkuya aldırmayarak ayağa kalktım ve kolumdaki serumu çıkartıp banyoya kaçmaya yeltendimki ki adamın beni duvara yapıştırması bir oldu. Tüm kaburgalarım birbirine geçmişken beni duvarla arasına aldı. Nefesini boynumla kulağımın arasında bir yerlerde hissederken;
-"Baban sana kaçmaman gerektiğini öğretmedi mi?" Dedi sırıtırken. Söylediği söz üzerine sinirle adamın kasıklarına tekmeyi geçirdim ve;
-"Bunu öğretti" dedim. Adam sızlanırken diğeri sinirle beni tutup yatağa fırlattı. Bana yaklaşırken;
-"Bana yaklaşma seni adi herif!" diyerek bağırmaya başladım. Sinirle bana bakıp;
-"Sus be küçük sürtük seni!"dedi ve cebinden çıkardığı bantı ağzıma yapıştırdı. Kasıklarına tekme attığım adam sinirden mi desem acıdan mı desem bilemediğim bir nedenden dolayı kıpkırmızı bir şekilde bana yaklaştı. Ben boğuk çıkan sesimle onlara lanet yağdırırken. Hızlıca üzerindeki ceketi çıkartıp kollarını sıvadı. Sert bir şekilde üzerime çıktı. Eski hatırlamak istemediğim anım gözlerimin önüne geldi. Sinirden ve birazda olsa korkudan dolayı gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Üzerimdeki pislik cebinden bandana çıkartıp gözlerimi kapatmaya çalışırken ona yumruklar ve tokatlar savuruyordum ki nafile. Adam gözlerimi bandanayla kapatıp saçlarımla oynamaya başladı. Adi herif kendimi o kadr yalnız hissediyorum ki o günde böyle hissetmiştim. Neredeydi bu çocuk? Hani hayatımı değiştirecekti? Hani beni koruyacaktı? Adamın elleri yanaklarımı okşamaya başlamıştı ki daha da çok ağlamaya başladım. Bir kaç dakika sonra kapının tıklanmasıyla kalbimin yeniden doğduğunu ve beynimin yeniden çalışmaya başladığını anladım ve bağırmaya çalıştım. Üzerimdeki adam elleriyle ağzıma baskı uygularken ben dahada direnip bağırmaya devam ettim. Gözlerim kapalı olduğu için hiç birşey göremiyordum. Kapıdan sert bir şekilde ses çıktı. Üzerimdeki adam diğer adamla fısıldaşırken bir ses daha. Üzerimdeki adam boynuma eğilip öpmeye başlayınca bende bağırmaya başladım ama sesim boğuk çıkıyordu. Ve bir ses daha ki bu öteki seslerden daha sertti. Evet kapı açılmış olmalıydı. Üzerimdeki adam hızlı bir şekilde doğruldu. Duyyduğum ses yumruk sesiydi ve ardından ;
-" Siz kimsiniz lan!" sesini duydum. Evet bu onun sesiydi. Ona vurmuşlar mıydı? Gözlerim artık ağlamaktan yanarken bir ses daha!
*********************************
Toprak'ın ağzından;
Karşımda gördüğüm görüntüyle kalbim bir anlık dursada hızla kapının yanında duran adama yumruğumu geçirip;
-"Siz kimsiniz lan?" Dedim. Diğeri Esil'in üzerinden inip;
-"Asıl sen kimsin lan?" dedi. Sinirle ona doğru adımlayıp yakasından tutup duvara yapıştırdım. O ve Esil'e dokunmak. Aklımdaki düşünceyle dahada sinirlenip bir yumruk daha geçirdim. Sonrada bacağına tekmeyi indirdim. Adam yerde yatarken diğerinin bana doğru koştuğunu gördüm. Yan tarafta bulunan iki çekmeceli masanın üzerindeki iğneyi alıp bacağına sapladım acı içinde kıvranırken Esil'in hıçkırık sesini duydum. Onu daha fazla üzemezdim. Esil'i hızlıca kucağıma aldım. Boğuk çıkan sesiyle bir şeyler söylenirken bir yandanda bana vuruyordu. Yavaşça kulağına eğildim;
-"Esil benim! Senin koruyucun!Bak burdayım. Sana söz vermiştim. Bu sözüde tutuyorum.

Sevgili kitapdaşlarım;
Kısa olduysa hepinizden özür diliyorum çünki bu aralar baya bi sınav var. Ama söz telafi edicem.Sizi seviyorum. Yanlışlarım olduysa affedin.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin