Luhan otel aramaya başlamalıydı. Ama nasıl?
(Artık üyelerin adlarıyla ficime devam edeceğim)
Suho, Luhan'ın yanına gelerek "Yardım edebilir miyim? Bir sorun mu var?" demişti. Luhan "Ama? Sen?" Suho "Evet ben çince biliyorum" diye gülümsemişti. Artık Luhan'ın yabancı gibi hissetmesine gerek yoktu.
Suho "Bizim arkadaşlardan üçü de çinli. İyi anlaşacağınızı düşünüyorum. Hımm, sen, sanırsam otel arıyorsun. Seoul'de otel fiyatları pahalıdır. Ama dur biraz! Sen bizimle V.I.P'yle uçtuğuna göre..." Luhan, Suho'nun sözünü keserek "Evet ama benim ihtiyacım var!" Suho "Pardon? Neye?" Luhan "Fark ettim de otelde kalmamalıyım diye düşündüm. Sen ve arkadaşların nerede kalıyorsunuz?" Suho "Ohohoho! Tabiikide yeni bir arkadaşa kapımız açıktır. Seni yanımızda görmeyi isteriz. Gel bizimle!" Luhan gülümsemişti.
Suho, arkada kalan Sehun'a bağırıyordu "Kaldır bi taraflarını ve taksi çağır. Görmüyor musun? Hepimizin ağır valizleri var. Tabii sen pek kıyafet değiştirmediğin için..." Sehun, Suho'nun lafını keserek "Tamam be anladık!" demişti.
Luhan bu konuşmaya şahit olmuştu. Tanrım! Bu delikanlı çok asi idi. Ayrıca muhteşem bir havası da vardı.
Luhan, Sehun'a bakakalmıştı. Sehun "Heey sana diyorum! Nereme bakıp duruyorsun?" Luhan utanmıştı. Yoksa Sehun'a çok mu dikkatli bakmıştı? Ama napabilirdi! Sehun çok çekiciydi Luhan'ın gözünde.
