5.Bölüm

2.8K 183 83
                                    



Uyandı, uyandım..
Günaha bulanmışlığın pis kokusu tenine serildiğinde, anlayacaksın beni vurgun yanım.
Neredeysen gel ve sürtün soluma, adresini hiç bulamayan vefasızım..
Ne şehirler uzaktı, ne tenin ne adın..
Elini uzatsan bana dokunacaktın.
Uzatmadın..


Seni yeniden görebilecek miydim, yanında kaybettiğim korkularımın, beni sendeki güvene esir edişini tekrar yaşayabilecek miydim?
Kendi kendime soru sorup cevaplamak bana seni getirmezdi, bir şeyler yapmalıydım.
Ortak ne kadar arkadaşımız varsa hepsine seni anlatıp, dert yandım.
Seni yeniden görmek istediğimi söyledim defalarca..
Boşuna mıydı bu uğraşlarım?
Senden bihaber geçirdiğim yıllara kustum öfkemi, acıdım.
Bu sevda benim sevdam ve bu hayat, bizim kavgamız olmalıydı yalnızca.
Bütün günü yatağımda geçirdim.
Acaba şuan ne yapıyor, üşüyor mudur, yoksa onu ısıtan bir kadın var mıdır yanında?
Görüştüğümüz günden sonra, onun da aklına gelmiş miyimdir acaba?
Düşünmesi mühim değil, aklından geçmiş miyimdir?
Bu yolda da mı yalnızım yoksa?
Ama aşk, aşk iki kişilik değil midir?

... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ...

Son görüşmemizden bu yana dört gün geçmişti. Senden haber almadan, seni görmeden, bu hikaye bizi nereye götürecek bilmeden tam dört gün bekledim. Belirsizliklerin içinde kaybolmak, kendine tutunacak bir neden aramak, beklemek öylece, yoksul bir umutla..
Uzayan zaman kavramı, bitmek bilmeyen geceler olup sararken saçlarımı; düşündüm.
Bazı geceler bitmek bilmiyor, sanki güneş ve ay inatlaşıyor pervasızca.
Hemen bir hikaye canlandı, düşler gezegenimde.
Ay ve Güneş..
Ay, geceyi beklemeye mecburmuş, Dünya'nın güzelliklerini görmek için. İçten içe hoşlanırmış Dünya'dan. Güneş, Ay'ın, Dünya'dan hoşlandığını anlamış ve bu yüzden erkenden uyur, geç uyanırmış. Ay gökyüzünden Dünya'yı izler, onu daha çok görmek istermiş. Ve Güneş'in doğuşunu kıskanırmış hep. Dünya'yı ondan başka kimse görsün istemezmiş. Dünya, bu durumu farkına vardığında, Güneş'e olan aşkını haykırmak zorunda kalmış. "Benim Güneş'e ihtiyacım var!"
Bunu duyan Ay, nefret etmiş Dünya'dan. Hiç gece olmasın istiyormuş artık. Güneş'e yalvarmış Ay.
"Erkenden uyan, geç uyu.. Dünya'yı görmek istemiyorum artık!"
Güneş, Ay'a üzülmüş ve bu isteğini gerçekleştirmeye başlamış. Ama bir süre sonra Dünya, Güneş'ten sıkılmış ve onun da kalbini kırmış. Güneş erken uyumak istiyor, Ay'da hiç gece olmasın istiyormuş. Bu yüzden her gün inatlaşıyorlarmış. İkisi de kırılmış çünkü. Dünya çok üzmüş onları. Bir gün üzüntülerinden yıldızlar kaymaya başlamış. Kayan bir yıldızla lanet inmiş Dünya'ya.
''Bundan böyle birbirlerini seven insanlar yan yanayken, Güneş erkenden uyuyacak, Ay'da erkenden uyanıp; Dünya'nın hızla geçen zamana karşı çaresizliğini izleyecek. Ve Güneş.. Sevenler birbirlerinden ayrıyken, erkenden uyanacak ve çok geç uyuyacakmış ki; Dünya'nın bitmek bilmeyen gün karşısında üzüntüsünü, yorgunluğunu izleyecek."

Evet, şimdi her şeyi daha iyi anlıyorum. Bu yüzdendi demek;
Yanındayken havanın nasıl karardığını anlayamayışım, zamanın hızla akıp gitmesi.Ama bu dört günün, asırlar gibi yaşlandırması; gözlerimi..









KUTSAL LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin