Eve varmıştım sonunda.İçimdeyse küçücük bir çocuğun mutluluğu...Hemen çantasından çıkarıp elime aldım.İzlediğim film ve animelerden en azından nasıl tutulacağını biliyordum ve çalmaya başladım, 10 saniye sonra durdum.Farkettim ki Tanrı bana böyle bir yetenek vermemiş.O kadar kötü çalıyordum ki güzel keman benim ellerimde adeta ağlıyordu.Derin bir iç çektim belki de çizim yeteneğimden çok müzik yeteneğimin olması daha iyi olurdu.Kemanı alıp başköşeye koydum ve oturdum.Laptopu biraz internetten araştırma yapınca kampüsüme yakın bir yerde keman kursu buldum.Telefonla ulaşıp konuştuktan sonra herşey hallolmuştu.Neredeyse her gün çıkışta bir buçuk saattlik bir kursum vardı.İyice sabırsızlanmaya başladım.Laptoptan müzik açıp mutfağa geçtim ve karnımı doyuracak birşeyler hazırladıktan sonra camın kenarına oturup yemeğimi yedim.Oturduğum ev diğer evlere nazaran güzel bir daireydi.İkinci katta oturuyordum ve alt katta Yaşlı bir çift,Ayşe Teyze ve Rahmi Amca,oturuyordu.Ailemin bir tanıdıkları olduğu için uygun bir fiyata böyle güzel bir eve çıkabilmiştim.Benimle ilgileniyorlardı üstelik.Bazen onlara yemeğe de gidiyordum.Birden telefon çaldı ve bu pek hayra alamet değildi çünkü öyle pek arayanım soranım olmazdı.Ya annem arardı özlediğinden ya da eski arkadaşlardan bazıları...Telefona baktığımda bu sefer arayan Merve'ydi.Konuşmaya başladık.Neden aradığını sorduğumdaysa kötü olduğunu söyledi.''Buluşabilir miyiz?'' diyince onu kırmamın imkanı yoktu.''Hemen çıkıyorum.'' dedim ve yola koyuldum.Saat 10'a geliyordu.Sıcaktan çok ılık bir hava vardı dışarıda.Yaz rüzgarları ağaçları sallıyordu ve en sevdiğim mevsimde bu saatte dışarda gezmek benim için çok iyiydi.Derin düşüncelere dalmadan bir an önce Merve'nin beni çağırdığı Gül Tepesine gittim.Üniversite öğrencileri bu güzel havayı fırsat bilip sokaklara,parklara dökülmüşlerdi.Biraz ilerledikten sonra Merve'yi bir bankta otururken gördüm ve yanına gidip bende oturdum.Ona ''Neyin var?'' diye sorunca gözleri yaşlar içinde bana baktı.Bu bana çok dokunmuştu.İçim gerçekten acıdı bu Merve'yi bu şekilde ikinci görüşümde.Bir an onda kendimi gördüm.Yüzünü göğüsüme basıp ''ağla'' dedim ve durmaksınız hüngür hüngür ağladı.Biraz sonra kafasını kaldırıp ''Mert neden hep ben?'' diyince ''Biz sanırsam seçilmiş insanlarız ve bu dünyanın ağır,leş kederli yükleri hep bizlerin sırtında.Belki de bundandır.'' diyince hafif bir tebessümle karşılık verdi.İki dakika beklemesini rica edip,kalkıp yandaki marketten mendil,su ve biraz abur cubur bir şeyler doluşturdum poşete.Geldim ve mendili Merve'ye uzattım.Gözlerini sildi ve anlatmaya başladı.
''Hani hatırlıyor musun?Lisede çok sevdiğim bir çocuk vardı fakat birbirimizi çok sevmemize rağmen onun beni,benim onu deliler gibi sevmeme rağmen mesafeler yüzüne beni yarı yolda bıraktığı günü hatırlıyor musun?İşte o zamanda aynı şimdi olduğu gibi yanımdaydın hiçbir şey gözetmeksizin yanıma yardımıma koşmuştun ve o günde deliler gibi ağlamıştım omzunda...Sen gerçekten değerli bir dostsun benim için Mert.Bu yüzden her zaman bana destek ol,arka çık!''
''Tabiki her zaman.''
''Bu yıl üniversiteye başladığımda bir çocukla tanıştığımdan bahsetmiştim hatırlıyor musun?Adı Can'dı.Geçen onu benim ev arkadaşım olan Beril'le gördüm.Çok canımı sıktı bu olay fakat ona güveniyordum ama geçen tekrar bir kafede beraber oturduklarını görünce gerçekten bu sefer şüphelenmem gerektiğini düşündüm.Ağzını arıyordum fakat pek bir şey bulamadım.Geçen gün Beril duştayken telefonu çaldı ve arayan kişinin Can olduğunu görünce gerçekten kaskatı kesildim.Beril banyodan çıktıktan sonra Can ile ilişkisini sorduğumda benden gözlerini kaçırarak cevaplar veriyordu.Biraz baskı uygulayınca her şeyi anlattı.Ciddi bir tartışma yaşadık.En son ağlayarak 'canın cehenneme!' diyip kendimi dışarı attığımı hatırlıyorum.''
''Kahpe Beril!''
''Değil mi?Cidden bu insanları anlamıyorum.Beril'i geçtim Ahmet!Ahmet bunu bana nasıl yapar?''
Ve tekrar ağlamaya başladı.
''Bu konularda hep müzdaribiz bilirsin değil mi Merve?''
'' Galiba öyleyiz''
''Birkaç gün kafa dinlemek istersen bizde kalabilirsin?Hem Ayşe Teyze ve Rahmi Amca'nın da pek bir şey diyeceğini sanmıyorum.Aksine geldiğin için bile mutlu olurlar.Aylardır arayan soranları yok.''
''Olabilir.Yanımda olduğun için teşekkürler Mert.İyi ki buradasın eğer sende burada olmasan ben bu koca şehirde kime sığınacaktım bilemiyorum.''
''Deme öyle şeyler ben senin her zaman bir telefon uzağındayım.''
Bana sarıldı ve tekrar teşekkür etti.Beraber kaldığı eve doğru yola koyulduk.Bu güzel esen havada beraber yürümek gerçekten de eğlenceliydi.Gökyüzünde hiç bulut yok ve yıldızlar aynı güneş gibi parlıyordu tepemizde.Böyle anları hep yad ederim eskiden de severdim.Yıldızları,gökyüzünü,yalnızlığı...
Merve'nin kaldığı eve varmıştık.Birkaç eşyasını alıp geleceğini söyledi.''Bende geleyim istersen?'' diye sorunca '' Gerek yok merak etme.Bir sıkıntı çıkacağını sanmıyorum.'' diyip yukarı çıktı.Bir 10 dakika sonra geldi.Birkaç gün başka bir arkadaşının yanında kalacağını söyleyip Beril'in yüzüne bile bakmadan çıkmış.Beril içeride ağlıyormuş.Gerisi beni pek alakadar eden bir şey değil!Merve'yle bize doğru yürümeye başladık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisan'daki Yalanın
Teen FictionEğer insanlar kendilerine telefonlarından biraz vakit ayırıp kafalarını yukarı kaldırabilse engin ve masmavi gökyüzünü görüp birazda olsa sükûnete kavuşabilirlerdi.