Makbule Hanım bana Selin'den bahsetmeye başladı.
''İlk önce şunu söylemem daha iyi olur bence ben Seli'nin gerçek teyzesiyim.Selin daha 12 yaşındayken yaz tatili için Antalya'ya giderken aracın falezden aşağıya uçması sonucu annesini kaybetti.Babası çok alkol aldığı için suçlu babası suçlu konumundaydı ve orada annesinin gözü önünde ölmesi ona çok ağır geldi.Çok büyük travmalar geçirdi.Babasıyla arası bozuldu.Babasını her gördüğünde daha da kötü oluyor ve bende bu duruma dayanamadım.Mahkeme kararı ile Selin 12 yaşından beridir benimle kalıyor.Artık anne kız gibiyiz zaten öncesinde de pek farkımız yoktu.Burası bu piyano kursu hem benim evim hemde kurs salonum.Selin'in bu travmayı atlatması için onu meşgul edecek şeyler aradık ve arasından en iyi başardığı şey buydu.Gerçekten de iyi çalıyordu ve bunun yanı sıra annesini eskiye nazaran daha az hatırlıyordu.Bizimde Selin'le hikayemiz böyle.Bunları sana anlatacak değildim lakin Selin seni sevdi gibi.Onunla iyi arkadaş ol!''
''Teşekkürler.Tabiki de.Bu arada böyle bir soru yönelttiğim için kusuruma bakmayın.''
''Önemli değil.''
''Neyse ben artık yavaştan gideyim.Bugünkü ders ve her şey için teşekkürler.İyi akşamlar.''
''Sanada Mert,sanada...''
Bunları Makbule Teyze'den dinledikten sonra biraz sarsılmış hissettim.Kulaklığımı takarak eve doğru yola çıktım.Merve çoktan gitmişti.Ağır ağır yürürken bir an için kendimi Selin'in yerine koydum ve o an gerçekten kafam allak bullak oldu.Birden yağmur bastırmıştı.O kadar güzeldi ki anlatamam.Sağanak şeklinde aynı bardaktan boşalırcasına yağıyordu.Çevremde insanlar hemen bir yerin altına girmeye,bir an önce eve varmaya çalışıyor,her biri koşuşturuyordu.Benim aksime.Oldum olası yağmuru severim,ıslanmayı sevmemek mümkün mü?Yüklerimin omuzlarımdan bir bir akıp gittiğini düşünürüm ve gerçekten de benim için öyledir.Her attığım adımda daha da hafiflerim.Attığım adımlar bir öncekinden daha da yavaştır.Yağmurdan kaçanları anlamıyorum.
Sonunda kaldığım yere varmıştım.Ayşe Teyze camdan bana bakıyordu.Sanırsam biraz geciktiğim için merak etmiş olmalı.Rahmi Amca'yı sorduğumda kahvede olduğunu söyledi.Merve'yi sorduğumdaysa yukarıda olduğunu söyledi.Yukarı çıktım ve üstümü değiştim.Islanmıştım.Baya hemde.Üstümü değiştirip ılık bir duş aldıktan sonra yukarı Merve'nin yanına çıktım.Oturup az sohbet ettik.Nasıl olduğunu sorduğumda birkaç gün öncesine nazaran daha iyi olduğunu duyunca bende iyi oldum.Can ile ayrılmışlar.''Belki de olması gereken buydu.'' diye içimden geçirdiğim sırada Merve ''Hayırdır Mert iyi misin?'' diye seslenince irkildim. ''Kusura bakma dalmışım.'' dedim.Birer kahve daha içtikten sonra ben aşağıya indim.Kafamda binbir şey vardı.Bir yandan Merve bir yandan Keman kursum,Selin'nin hikayesi,ailem derken bu
''Kusura bakmayın wattpad'te çıkan bir hatadan dolayı burdan sonrasında yazdığım kısım kayıt edilmedi.Çok sinirliyim o kadar emek gitti.Tekrar yazmam vaktimi alacak.Özür''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisan'daki Yalanın
Teen FictionEğer insanlar kendilerine telefonlarından biraz vakit ayırıp kafalarını yukarı kaldırabilse engin ve masmavi gökyüzünü görüp birazda olsa sükûnete kavuşabilirlerdi.