Bu şekilde hiçbir yere varamıyorum.
Ciddiyim.
Çocuklar işlerin daha iyiye gideceğini söyleyerek tatile çıkmamız gerektiğine karar verdiler ve ben de onları kırmak istemedim ama hayır, hiçbir sikim daha iyiye gitmedi. Aslına bakarsan her dakika kendimi denize atıp boğmanın yollarını düşündüm ama bu şekilde ölürsem senden çok daha uzağa düşmekten korkuyorum.
İnsanların yanında kendimi fazlalık gibi hissettim çünkü onlar her yere ait olabilirken, ben hiçbir yere ait olamıyorum. Ait olabileceğim tek yer sendin, Odette. Kendimi bomboş hissediyorum.
Sana söylemem gereken çok şey varmış gibi hissediyorum ama artık kelimeler parmaklarımın ucunda takılıp kalıyor. Kendimi kalemi tutamayacak kadar yaralanmış hissediyorum ama vücudumun sapasağlam olduğunu biliyorum. Neden artık bedenimin de ruhum gibi ölemediğini anlayamıyorum; bu yaraların bir an önce yok olmasını istiyorum. Ellerimi tutup her şeyin geçeceğini söylemene ihtiyacım var. Rüzgarının tekrar çığlıklarımı bastırmasına ihtiyacım var. Başka biri çığlığımı bastıracak kadar güçlü olabilir mi, bilmiyorum ama sen beni yanında götürmüşken, birinin bunu yapmak için bana erişemeyeceğini biliyorum.
Tanrım! Acı çekiyorum, hiçbir şey iyileşmiyor ve ben sadece daha çok acı çekiyorum.
Çocuklar odaları paylaşırken yalnız kalmak istediğimi söyledim ve başta her ne kadar kabul etmiyormuş gibi görünseler de onları ikna etmeyi başardım. Uzun zamandır ilk kez bir otelde kaldım ve normalde hissettiğimden çok daha yalnız hissettim, güzelim. Bir otel odasında, kollarımın arasında uyuyakalışını izlemeden uyuyamayacağımı fark ettim. İlk gece rüyamda seni gördüm, bir sonrakinde de öyle. Daha sonra sadece uyumak istedim, artık geceleri de uyuyamayacak noktaya geldim ama sadece uyumak istedim. Çünkü seni görebileceğimi biliyordum.
Akıl sağlığımı kaybediyormuş gibi hissediyorum.
Bazen duvara baktığımda yüzünü görüyorum. Bazen müzik dinlemek için kulaklıklarımı takıyorum ama sadece senin sesini duyuyorum. Şimdi ben uzaktayken senin neler hissettiğini anlayabiliyorum. Kendine onun gittiğini söylemek ve sürekli sana döneceğini beklemek zor oluyormuş. En azından sen, sana döneceğimi biliyordun. Şimdi ben, otel odalarında senin yüzüne bakmak yerine yüzünü duvarlarda görmeye çalışıyorum.
Eve döndüm ama sana dönemedim. Tekrar odandayım ama sen yine yoksun. Buradan ayrılmak istemiyorum ama aslında ayrılmak istemediğim odan mı, yoksa sen misin, kestiremiyorum. Çevremde çok fazla kişi var ama kendimi yalnız hissediyorum ve bu o kadar uzun zamandır sürüyormuş gibi ki, sanki tüm hayatımı yalnız geçirmiş gibi hissediyorum.
Seninle ilgili hiçbir şeyi unutmuyorum ama yavaşça siliniyorsun, Odette. Artık hiçbir yere ait olmamış gibi hissediyorum. Zaman anıları silemiyor ama seni siliyor ve ben, seninle birlikte silindiğimi hissediyorum.
--
Sanırım bunu çok zorlama yazdım. Yazmak istedim ama aklıma gelmedi ve ortaya zorlama bir şey çıktı. Zaten muhtemelen hikaye de çok zorlama gibi görünüyor ama bu cidden en kötüsü oldu........ Amaaaaaaa HER NEYSE sanırım artık bunu da bitirmem gerekiyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
broken room ☁ calum hood
Fanfic❝Hayaline tutunuyorum ama duvarların yıkılmasını engelleyemiyorum, Odette.❞ Hotel Room, #2