Bieber'ın Hizmetçisi (Justin Bieber Fanfiction)

0.8

Multimedyadaki video çektikleri tanıtım videosu.

MULTİDEKİ MÜKEMMELLİK NEFESİMİ KESTİ!

***

   Ertesi gün Justin reklam çekimine gideceğimizi söylediği için erkenden kalmış ve güzel bir kahvaltı hazırlamıştım. Zaman kaybetmeden hemen Justin'i uyandırmaya gidip kapısını çaldım ama cevap alamadığım için odasına girmek zorunda kaldım. Odasına girdiğimde ise büyük bir şok geçirmiş ve odanın kapısının önünde duraksamıştım.
      
        
       
         
    Justin yatağında yatıyordu ve üzerinde herhangi bir örtü yoktu. Üzerinde sadece bir boxer vardı ve mışıl mışıl uyuyordu. Onu bu şekilde görmek beni utandırıyorken bu da yetmezmiş gibi bir de eli durmaması gereken bir yerde durduğundan kıpkırmızı kalmıştım. (Multi)
        
     
       
       
    Ne yapacağımı bilemez bir şekilde odada dikeldikten sonra en sonunda çıkmaya karar verip sessizce odadan çıktım ve kapıya daha sert tıklayarak uyanmasını sağladım. Banyoya girip yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra yüzümün kızarıklığının azaldığını umarak aşağıya indim.
             
             
            
          
   Justin ben banyoda oyalanmama rağmen benden sonra mutfağa gelip sofraya oturmuştu. Birlikte sessizce kahvaltı yaptıktan sonra hızlıca mutfağı toparlayıp odama çıkmış ve üzerimdeki kıyafetleri çıkarmıştım. Siyah bedenime oturan düz elbiseyi üzerime geçirdikten sonra ayağıma rahat bir ayakkabı geçirip ceketimi giydim. Saçlarımı basit bir şekilde topladıktan sonra makyaj yapma gereği duymadan aşağıya indim.
          
           
          
         
   Justin ben indiğimde salondaydı. İndiğimi görünce hemen kapıya ilerleyip önden çıktı. Bende çantamla telefonumu aldıktan sonra hızlıca arkasından çıkıp kapıyı kapattım ve iki kere kilitledim. Hızlı adımlarla arabaya ilerledikten sonra kapıyı açıp bindim. Justin ben binince hemen gaza bastı ve gideceğimiz yere doğru sürmeye başladı.
          
          
          
           
    Yaklaşık yarım saat sonra araba durunca zaman kaybetmeden indim. Justin de indikten sonra içeri girip asansöre ilerledik. Justin asansör kapıları açılınca dördüncü kata basıp asansörün aynasına yaslandı. Bir süre asansör kapısına baktıktan sonra bakışlarını bana döndürdü ve kapılar açılana kadar bakışlarını üzerimden çekmedi.
          
          
           
         
   Kapı açılınca Justin'e hiç bakmadan asansörden çıkıp hızlıca ilerlemeye başladım. Yaklaşık on adım atmışken Justin "O taraftan değil Joanna, bu taraftan." deyince durup yavaşça ona dönmüştüm. Justin sırıttıktan sonra arkasına dönüp ilerlemeye başladı. Bende arkasından hızlı adımlarla ilerledim.
        
        
       
        
    Koridorun sonundaki mavi kapıyı açtıktan sonra içeri girdik. Etrafta bir sürü insan vardı. Odanın ortasında bir sürü kıyafet askılara asılmış, köşede ise iki makyaj masası ve masanın üzerinde ise bir sürü makyaj malzemesi vardı. Kıyafetlerin olduğu bölümün yakınlarında ise bir giyinme kabini vardı. Etrafı süzdükten sonra bize doğru gülümseyerek gelen adama baktım.
        
            
           
           
    Adam geldikten sonra Justin'e elini uzatıp bekledi. Justin adamın elini tuttuktan sonra tokalaştılar ve sohbet ederek önden ilerlemeye başladılar. Kıyafetlerin önünde durduktan sonra tek tek hepsini inceleyip en sonunda lacivert ceketi, siyah pantolonu, beyaz tişörtü seçtikten sonra giyinme kabininde doğru ilerledi. Tam içeri girecekken arkasını döndükten sonra bana dönüp baktı ve kafasıyla işaret verdi. Hızlıca yanına ilerledikten sonra "Ne oldu?" diye sordum. Justin elindeki kıyafetleri salladıktan sonra "Yardım edeceksin." dedi. Başımı sallayıp arkasından kabine girdim.
          
          
              
              
Justin üzerindeki gri kazağı çıkardıktan sonra beyaz tişörtü giyip ceketi bana verdi. Ceketi giymesine yardım edip pantolonunu giymesi için arkamı döndüm. Justin güldükten sonra "Giydim." diyip arkamı dönmemi sağlamıştı fakat giyinmemişti. Sadece üzerindeki pantolonu çıkarmıştı. Sinirle onu itip kabinden çıktım. Justin'in güldüğünü kabinin yanında dikildiğimden duyabiliyordum. Gözlerimi devirdikten sonra çıkmasını bekledim.
                
           
           
             
Justin tamamen giyinik bir şekilde çıkınca birkaç tane kadın geldi ve onlara da giyeceği kıyafetler seçilip makyajları yapıldıktan sonra tek tek her sahne çekildi. Justin reklam boyunca iki tane kıyafet giymişti. İki oda, otel lobisi, teras ve otelin önünde çekilen sahneler vardı ve oldukça mükemmel olmuştu.
               
            
           
              
Reklamın başında Justin oldukça mükemmel bir arabayla otele geliyor ardından lobiye gelip oda anahtarı alıyordu. Aldığı anahtarın olduğu odadaki kadın parfümdeki anahtarı avucunun içine alıyor ve uyuyordu. Ve hayali gerçekleşiyor Justin kapısına geliyordu. Justin elinde kocaman bir pasta ve kırmızı takımıyla başka bir odaya gidiyordu. Diğer sahnedeyse odasından aldığı kadınla merdivenleri çıktıktan sonra terasa ulaşıp orada bir çekim yapıyorlardı. Her yerde minik pastlar olan bir odada Justin kadına, kadın da ona minik keklerden yediriyordu. En son sahnedeyse Justin tişörtsüz bir şekilde yattığı yataktan aniden kalkıyor ve boynundaki anahtar olan kolyesine bakıyordu.
           
            
            
        
Çekimler bittikten sonra Justin beni eve bırakıp üzerini değiştirdi ve tekrar dışarı çıktı. Ne zaman geleceğini ve nereye gittiğini sormuştum fakat sadece geleceği saati söylemişti. Umursamayıp içeri girdikten sonra üzerimi değiştirip salona indim. Bir süre televizyon izleyip Justin'in geleceği saate yakın mutfağa gidip yemek hazırlamaya başladım.
           
         
         
             
Sofrayı kurduktan yaklaşık yarım saat sonra kapı çalmıştı. Fazla bekletmeden gidip kapıyı açmıştım fakat karşımda sadece Justin yoktu. Yanında Jaxon ve Jazmyn de vardı. İkisi de beni görünce kocaman gülümsemişlerdi. Sevinçle çığlık attıktan sonra koşup ikisine birden sarıldım. İkisi de minik kollarını boynuma doladı.
          
           
            
             
Çocuklarla el ele içeri girdikten sonra üzerlerindeki montu çıkarıp kapının yanındaki askılığa astım. Tekrar yanlarına döndükten sonra "Aç mısınız?" diye sordum. İkisi de başını sallayıp televizyona bakmaya devam ettiler. Mutfağa gidip sofraya iki servis daha çıkarttıktan sonra çocukları sofraya çağırdım. Onlar oturunca Justin'i çağırmak için yukarı çıktım.
           
           
           
        
Odasının önüne geldikten sonra iki kere kapıyı tıklattım. Justin "Gir." diyince kapıyı açıp başımı içeri doğru uzattım. Justin bana soru soran bakışlarını yolladığından bişey demesini beklemeden "Yemek hazır. Aç değil misin?" diye sordum. Başını salladıktan sonra "İn sen geliyorum." diye yanıtladı.
           
           
            
            
Bişey söylemeden arkamı döndükten sonra aşağıya inip Justin gelene kadar yemekleri ısıttım. Jaxon ve Jazmyn'in tabaklarına yemekleri koyduktan sonra hızlı hızlı yemek yiyişlerini gülümseyerek izlemeye başladım. Ben onları izlerken Justin sessizce yanıma gelip kulağıma "Gülümsemen güzel." diye fısıldamıştı ve benim yüzümdeki ifade şaşkınlığa dönmüştü. Justin bir süre durup "Ama bu gülümsemeyi her seferinde benden esirgiyorsun. Tıpkı şuanda da yaptığın gibi." diyerek sözlerine devam etmiş ve beni iyice şaşırtmıştı.