8- Jongin'in Odası ♡

8K 435 320
                                    

Yazıp yazabileceğim en rezil bölümü yazdım sanırım. Betimlemeler, bağlaçlar, seçtiğim kelimeler, cümlelerin kısalığı olsun çok acemice hissettiriyor. Ben beğenmedim ama umarım siz beğenirsiniz.

Birde, hehehehe. Bölümü yanınızda biri varken okumayın derim :'))

Trailer yaptım, yüklemek için saatlerce uğraştım ama olmadı. Adını vereyim siz aratıverin fkndkdnd 55 saniyelik bir şey zaten -,- "Marry Me! (Wattpad- Kai Fanfiction)" diye yazın çıkar heralde jfjfkfmf Saçma sapan bir şey oldu ama, spoi var >< Spoi, spoi önemli bir spoi hemen bakın~

"Cidden hatırlamıyor musun?" diye sorduğunda Taeyeon, kafamı olumsuz manada salladım.

Derin bir nefes aldı. "Bak, baştan bir daha anlatıyorum. Hatırlamaya çalış." Kafamı olumlu manada heyecanla salladım.

"Dün gece, beraber yeni yıl partisi için bir bara gittik. Üzerinde siyah deri eteğinle siyah büstiyerin vardı. Deri ceketinde vardı hatta, koyu kırmızı bir ruj sürmüştün. Ah, çok seksiydin. Her neyse. Gittik oraya, benim arkadaşımla karşılaştık. Ben onunla sohbet ederken sen baya içmişsin. Farkında değilim. Daha sonra yanından ayrıldım, döndüğümde yerinde yoktun. Ben seni etrafta ararken, sen beni telefonla aradın ve dışarda olduğunu söyledin. Sarhoş olduğun çok belliydi. Arkadaşımı bırakıp gidemeyeceğim için biricik kocanı aradım. İnanır mısın, senin için endişelendi. Ben seni bulup yanına geldim, seni ayıltmaya çalışırken o çoktan gelmişti. Daha sonra ben gittim. Ben yokken aranızda ne oldu bilmiyorum o yüzden gerisi sana kalmış."

"Lanet!" diye bağırıp kendimi yatağa sırt üstü attım. "Ne yapacağım?"

"Eee, eve gidecek misin?"

"Olmaz!" diye bağırdım doğrulurken. "Hatırlamadan gidemem."

"Peki Jin Ae. Ne istiyorsan öyle yap."

"Lanet olsun, ölsem daha iyi!" Üzerimde öyle bir sinir vardı ki, patlamak üzereydim. Kendime sinirliydim. Nasıl hatırlamazdım? İçkiye fazla dayanıklı değildim ki ben, ne diye içmiştim?

Tek dileğim, dün gece Jongin'e saçmalamamış olmamdı. Umarım, saçmalayıpta ona hislerimi itiraf etmemişimdir.

Cidden, neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve ben delirmek üzereydim.

"Sence otele nasıl dönmüşümdür? Jongin beni niye eve getirmedi de geri buraya getirdi?"

Aklıma gelen fikirle yattığım yerden havaya dikildim. "Taeyeon, kalk gidiyoruz!"

"Şi-Şimdi, sen diyorsun ki, yanımda uzun boylu esmer ve acayip yakışıklı birisi vardı. Benim kolum onun omzundaydı onun eli de belimdeydi öyle mi?"

Personel başını salladığında çığlık atmamak için çok zor tuttum kendimi. "P-Peki ne hakkında konuşuyorduk duydun mu?" Olumlu manada kafasını salladı.

"Onu, 'Dünyanın En Yakışıklı Kocası' diye sevdiniz efendim."

"*Daebak!" Taeyeon kahkaha atarak benimle dalga geçtiğinde farkında olmadam ağzımdan minik bir küfür kaçırdım. Hadi ama, minik zararsız bir şey.

"Peki başka bir şey, ne oldu en baştan anlat."

"Şarkı söylüyordunuz, eşiniz ise gülerek sizi izliyordu. Arada bir susturmaya çalışıyor ama siz yinede söylemeye devam ediyordunuz. Çok dikkat çekiyordunuz o yüzden izlemeden edemedim. Daha sonra yanıma geldiniz ve eşiniz benden oda numaranızı öğrendi. O esnada siz onun yanağından makas aldınız ve onun yüzüne taptığınızı söylediniz. Eşiniz sizin bu hallerinize sürekli gülüyordu. Bundan hiç rahatsızmış gibi durmuyordu. Odanıza çıkarken pek rahat durmadınız, etrafa laf attınız ve.."

Marry Me! | Kim JonginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin