BÖLÜM 5

14 2 2
                                    

Genç kız sinirle attığı adımları daha da hızlandırdı. O kadar sinirlenmişti ki kendi kendine söylenmekten alıkoyamıyordu.

"Özür diliyormuş sanki kabul edilebilir  bir özür diledin de ben kabul etmedim küstah ,şımarık züppe ne olacak işte. "

Hızla attığı adımlar eline düşen su damlası onu düşüncelerinde sıyırdı.

" Bu hava da bir de yağmura mı yakalanacağım bu kadar mı bahtsızım ama lütfen ya!" Diye düşündü. Ama gözlerini gökyüzüne kaldırınca bulanıklaşan gözleriyle gördüğü kadarıyla gökyüzünde parlak güneşi sarmalayacak tek bir bulut yoktu.Gözlerinin neden bulanıklaştığını anlayamayan kız  ellerini gözlerine götürünce hissettiği ıslaklıkla gökyüzünün değil kendisinin ağladığını anlamış oldu.

"Ahhh hadi amaaa ağlıyor olamam ben en son en zaman ağladığımı bile hatırlamıyorum ki ,ufacık bir temastı sonuçta hemen geri çekildi değil mi  ağlamamı gerektirecek hiç bir şey yok?" Diyerek kendisini ikna çabasına başladı.Ağlamasını tutmaya çabalıyordu bir yandan da.

Daha sonra içindeki bir başka ses ise ona şunları söyledi.

'Ben daha ilk öpücüğümü bile kimselere vermedim  ama o benim  göğüslerime dokundu.Bu nasıl olabilir ?" diyerek bir anda yere çömeldi ve daha da arttırdı ağlamasını.Şimdiki görüntüsü aynı şekeri elinden alınmış bir çocuğu andırıyordu.Yanından geçen insanların garip bakışları arasında bir  süre öylece ağladıktan sonra kendini durdurmayı başardığında gözlerini iyice kurulayıp eve doğru koşmaya başladı. Evdekiler onu merak etmeden eve gitse iyi olurdu.

Tam o sırada Rüzgar' da evine doğru yürüyordu  . Elinde tuttuğu  kovadaki balıkları akşama pişireceğini düşününce balıklar için üzüldü. Hiçbir şeyden habersiz küçülmüş dünyalarının bile farkında olmadan hala yüzüyorlardı . 'Az önce koca bir denizdeydiniz  nasıl olur da buraya girdiğiniz fark etmezsiniz .' diye düşündü.Oysa kendisininde az önce dünyasının değiştiğinin farkında bile değildi.o kızın gözlerini gördüğü andan itibaren tüm dünyası öylesine sarsılmıştı ki bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Balıkları öylesine  seyre dalmıştı ki bir kaç metre ileride dünyasını sarsan güzeli fark etmedi bile .Kulağına gelen ağlama sesleri kafasını kovadan kaldırmasına sebep oldu.Ve az önceki güzel kızın yere çökmüş ağladığını görünce olduğu yere saplandı.

^Kendisi yüzünden ağlıyor olamazdı değil mi ?^

Şaşkınlıktan  ne yapacağını şaşırmış yanına gidip gitmemekte karasız kalmıştı . Tam bir adım atmıştı ki kızın gözlerini kurulayıp koşmaya başladığını gördü.İskele de ellerinin altında o dolgunlukları hissetmese şimdiki halinin  küçücük bir kız çocuğu olduğuna emin olabilirdi.Ama hissettiği şeyler hiçte öyle olmadığını kanıtlıyordu.Bu düşünceleri dalması kızın ağlamasına sebep olduğunu hatırlattı ve kendine kızmasına sebep oldu.Tamam kazayla olmuştu ama yinede kendini suçlu hissediyordu.Kızın çok masum olduğunu düşündü. Bu yüzden kendini dahada kötü hissetti. Daha ne kadar çok vicdan azabı çekebilirdi ki.

' Allah aşkına  daha ikinci günüm ve şu iki günde  yaşadığım şeylere bak ilk gün sinirden, ikinci gün vicdan azabından ölmek üzereyim .Bir daha ki görüşmemizde -ki görüşebilirsek kendimi affettirmeliyim bu güzelliğe sanırım .' Diye düşündükten sonra kendini nasıl affettirebileceğine dair  fikirler arayarak yavaş yavaş yoluna devam etti .

Evin önüne gelen Ayça bahçe kapısında durarak ellerini dizlerine dayayıp eğildi ve nefesini düzene sokamaya çalıştı. Genellikle kızgın veya üzgünse koşardı. Bu yüzden koştuğunu belli etmemeliydi.

Nefesini kontrol altına aldıktan sonra bu konuyu kızlara anlatmalıyım acaba diye düşündü.Sonra bu fikrinden vazgeçti  bu konu hakkında ne kadar az düşünürse o kadar çabuk unuturdu.Son  bir kez daha nefesini dışarı verip bahçe kapısını açıp içeri girdi.

Tam o sırada Rüzgarda aynı sokağın köşesini dönmüş evine doğru ilerliyordu. 

Ayça yüzüne gülümse kondurup evin kapısını açtı  .Bağırarak " Evin en güzel kızı geldi neredesiniz millet ."dedi.Şimdi kızlar arasında güzellikle ilgili ufak bir tartışma çıkar ve duyguları gizlenirdi.Çok gecikmeden tahmin ettiği gibi oldu.

"Hıh en güzelmiş burada ben varken sana mı kaldı canikom?" dedi Aslı .

"Ya tabi sen oluyorsun değil mi en güzel kız aramızda ?" diye karşılık verdi.

Seslerin mutfaktan geldiğini anlayınca o tarafa doğru yürüdü Ayça .

"Heyy tamam tamam lütfen kızlar burada Sa-wol hanım varken size bu taç düşer mi sizce ?" dedi Masal.Bunun üzerine kahkaha atan büyükannesi  " Tacımı kime devredeceğimi şaşırdım kızlar hepinizin o kadar farklı güzellikleri var ki."

"Yaaa bensiz mi başladınız kurabiye yapmaya?" dedi Ayça mutfağa girdiğinde.

"Ee ne yapalım seni beklesek akşama anca pişerdi sonra da yemek yiyemeyiz  diye bunları yememize izin vermezdi büyükkannen."

"İzin vermezdim ." diye onayladı büyükanneside Aslı'yı.

"Çok gıcıksınız biliyorsunuz değil mi?" 

"Eveeet senden gıcık olamayalım biraz var bizde de ne yapalım yoksa senle nasıl baş edebilirdik ki."

"Aman tamam tamam ne haliniz varsa görün ben duş alayım."dedi  ve üst katta banyosuna çıktı. Kimse fark etmemişti ağladığını .Banyoda tekrar o dakikalar geldi aklına göğüsüne dokunduğunu fark etmeden önce  adam gözlerinin içine öyle dalmıştı ki   dokunuşu sonradan fark etmişti.Adamın gözlerine baktığında sanki mavi sonsuzluğu hissetmişti.Mavi gözler genelde denize  ya da gökyüzüne benzetilirdi. Ama hayır adamınkiler ikisi de değildi .Çok farklı bir maviydi.Laciverte yakın bir mavi.Gizemli bir mavi .Baktıkça bakma isteği uyandırıyor ,arkasında neleri sakladığını öğrenmek istemeni sağlıyordu.Ayça'nın büyülenmek için iskeleden atlamasına falan gerek yoktu o gözlere baksa yeterdi. Düşüncelerinin gittiği yeri fark edince kafasını sağa sola salladı ve çabucak durulanıp  banyodan çıktı.







DÜŞ KAPANIM(ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin