Bölüm 6

30 1 1
                                    


Yemeğin ardından General Ahmet'e açıklamaya devam etti.

-Bölge 6'daki kontrolü elinde tutan o yapay zekaya bizler Smirnoff ismini verdik. Çünkü bildiğimiz kadarıyla o yapay zekayı icat eden baş bilim insanının adı buydu.

-Yine öğrendiğimiz kadarıyla yapay zeka ilk iş olarak Smirnoff'u öldürmüş. Nedenini hala bilmiyoruz. Smirnoff'un amacını da bilmiyoruz. Tek bildiğimiz bütün galaksiyi ele geçirmek istemesi.

-"Tamam da benle ne alakası var." diye sordu Ahmet usanmış bir tavırla.

-"Senle olan alakası şu" diye yanıtladı general ve devam etti: "Yıllar süren casusluk çalışmalarımız sonrasında Smirnoff'un zayıf noktasının ilkel insan beyni olduğunu öğrendik."

-"Nasıl yani"  diye sordu Ahmet. Biraz da alınmıştı. "İlkel milkel ne ayak" diye düşündü.

General hemen yanıtladı: "Şu anda ben senden pek farklı görünmüyor olabilirim ancak fizyolojik açıdan senden biraz farklıyım." Ahmet hemen sordu: "Nasıl yani?"

-"Mesela ben bademcik ve ya apandistim olmadan doğdum. Ayrıca yirmilik dişlerim de yok." dedi ve ekledi General Ali: "Bunlar haricinde seninle aramdaki en büyük fark beynimde."

-"Yani insanlık biraz daha evrim geçirdi öyle mi?" diye sordu Ahmet.

-"Tam olarak doğal bir evrim değildi. İnsanlığın daha uzay seyahatini keşfedemediği çağlarda genetik mühendislerce yapay olarak uygulanan bir modifikasyondu bu."  diye yanıtladı General Ali ve ekledi: "Beyinde yer alan modifikasyonlarla da beyin fizyolojimiz oldukça değişti."

-"Çok daha zeki mi olduk?" diye merakla sordu Ahmet.

-"Tam olarak değil. Daha çok verimli olduk. Çok uzun saatler boyunca konsantrasyonumuzu kaybetmeden iş yapabilmeye başladık. Kısacası hepimiz biraz robotlaştık. Ve bu proses için beynimizin bazı bölgeleri de feda edildi. Espiri anlayışımız gibi."

-"Siz robotlaştığınız için de benim gibi robotlaşmamış bir beyne ihtiyaç duydunuz. Böylece Smirnoff beni cyborg'a çeviremeyecek."

-"Aynen öyle."

Ahmet derin bir nefes aldı. Her şey gerçekten  çok gerçeküstüydü. Kendinin de çok da özel olmadığını anladı. Tesadüfen bir şekilde geleceğe gelmişti yani. Bunu düşününce aklına bir şey daha geldi ve sordu:

-O halde neden ben. Yani benim evimin içine kadar gelip beni götürdünüz.

Ali cevapladı: "Zaman yolculuğu bizim için henüz çok yeni bir şey. Uzay ve zamanda bazı noktalar var ki kırılmaya çok yatkın. İşte seni aldığımız o nokta bizim için en az enerjiyle gidilebilecek tek uygun noktaydı."

Ahmet yine sordu: "Peki o ikinci geçit de neyin nesiydi?"

Ali yine cevapladı: "Bölge 6'nın da zaman yolculuğuyla ilgili deneyler yaptığını biliyorduk. Uzay zamanda bir geçit oluşturduğumuz anda bu zaman diliminde var olan diğer zaman makineleri tarafından kolayca tespit edilebilir hale geldik. O geçidin kaynağını tam olarak bilmiyoruz ama Bölge 6 tarafından oluşturulduğunu tahmin ediyoruz."

Ahmet'in daha fazla soracak bir sorusu yoktu. Hedeflerine varmalarına henüz 36 saat olduğunu öğrendi ve bu süre içerisinde nasıl oyalanacağını düşünürken cep telefonunun hala cebinde olduğunu fark etti. İki oyun oynayayım diye düşünmesiyle telefonunun şarjının olmadığını fark etmesi bir oldu. Utana sıkıla General Ali'ye sordu:

-Şey android şarj aleti var mı sizde acaba?

General Ali ona acıyan gözlerle baktı ve hiç bir şey demeden rota ayarlama işine geri göndü.

"Sanırım yokmuş." diye içinden geçirdi Ahmet. Geminin yakıt göstergesi şu anda yeşil gösteriyordu. Ahmet birden bütün göstergelerin Türkçe olduğunun farkına vardı. Dehşete kapıldı ve bağırarak sordu: " General bütün göstergeler Türkçe!"

General bıkkın bir edayla yanıtladı:

-"Beynindeki dil çevirici çipten dolayı. Eğer odaklanırsan orijinal yazıları görebilirsin. Sadece ne yazdığını okumak istediğin zaman kendi dilinde görürsün."

Ahmet şok olmuş bir şekilde bakakaldı. Hemen kendini oyalayacak bir şey bulmalıydı yoksa çıldıracaktı. Derken gözü bir tablete ilişti. Üzerinde herhangi bir düğme yoktu ve anladığı kadarıyla dokunmatik de değildi. Nasıl kullanması gerektiğini anlayamamıştı. Tam generale soracağı sırada tablet çalışmaya başladı. Yazılar da Türkçe'ydi ama yer yer çevrilmemiş bazı kısımlar vardı. Herhalde kendisinin henüz bilmediği bazı kavramlar olsa gerek diye düşündü. En nihayetinde orta çağdan birisini modern dünyaya getirip ona tek kelimede interneti açıklayamazdı.

İnternet! işte bu diye düşündü. Bu dünya hakkında daha fazla şey öğrenebilirdi. İnternet diye geçirdi aklından ama cihaz bir uyarı verdi. "Ağa bağlanılamıyor"

Sanırım herhangi bir ağ bağlantısı yoktu. Bu arada tableti kullanma konusunda gittikçe ustalaşmıştı. Sadece düşüncelerle idare edilebilen bir cihaz. Onun için fazla olağanüstüydü. Cihazın kendi kitaplığından dünya tarihiyle ilgili bir şeyler araştırmaya başladı.

Anladığı kadarıyla şu anda M.S. 12.225 yılındaydılar. İnsanoğlu uzay yolculuklarına 2200lerde başlamıştı. Nispeten bana yakın bir gelecek diye düşündü Ahmet. Beyin çipleri ve değişimler ise 2100'lerde başlamıştı. Ahmet o anda kendini merak etti. Arattı ama sonuç bulunamadı. Uzay imparatorluğu 3992'de kurulmuştu. Ahmet imparatorluk tarihi ve bazı olayları okudu. O an aklından Türkiye'ye ne oldu acaba diye geçirdi. Tam araştıracakken General Ali elinden tableti aldı. 

-"Geleceğini öğrenmesen senin için daha iyi Ahmet." dedi ve ekledi: "Her şey yolunda giderse kendi zamanına geri göndereceğiz seni." Bunun üzerine Ahmet de sordu:

-"Benim neden Smirnoff'a karşı bir üstünlüğüm olduğunu açıkladın ama ne şekilde savaşacağımızı açıklamadın"

Ali yanıtladı. "Bunu Lisa'yla buluştuktan sonra açıklayacağım. Yalnızca biraz sabırlı ol"

Ahmet bu cevaptan memnun değildi ama yapacak bir şey de yoktu. Tableti de elinden alınan Ahmet hamağında uyumaya dönene kadar dışarıyı seyre koyuldu.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 15, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Harikalar diyarı senin neyine AhmetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin