S~5

14 2 0
                                    

Evet çok çok uzun aradan sonra sizlerleyim. Yeni bir bölümle. Arkadaşlar gerçekten sizlerin yorumlarınızı çok merak ediyorum. Benim için çok değerli ler. Kısa da olsa görüşlerinizi bildirin lütfen. Neyse ben sizi bölümle yalnız bırakıyorum. Iyi okumalar..

Öykü onu fazlasıyla çok tanımadığı için yorum yapamadı. Ama ben bunu çözücektim.
Çözmeliyim.

Hemen deri ceketimi üzerime alıp botlarımı geçiriverdim ayaklarıma. Yüzüme vuran soğukla birlikte daha cok sarıldım ceketime. Uçuşan saçlarım hızlı yürümemi engelliyordu ancak durup da onları toplamakla uğraşamazdım.
Daha çocuğun nerede olduğunu bilmeden gidiyordum. Sadece gidiyordum.
Bence hayat böyle yaşanmalı. Akışına bırakmalıyız. Ama su an da konumuz bu değil.
En son konuşmamız bir Cafe nin ara sokağın da geçmişti. Saatte 14. 45 civarı idi. O gün orada ise bugün de oradadır diye attım kendimi yollara. Başka çarem yok.. Yok..
Evet, o ara sokağa gelmiştim. Saat için telefonumu çıkardım ve Öyküden 12 cevapsız arama. Sevgilim olsa bu kadar merak etmez, aramazdı beni.
Kendi kendime konuşurken o gri gözlerle benim inek gözler birleşti. Kalbime sanki birileri bıçağı saplıyorda çıkarıyormuşcasına işkence yapıyordu adeta.
Mesela...

Hani kendini böyle bir boşlukta hissedersin. Veya ayakların kayar birden ve kendini koca bir uçurumun tam ucuydan kendini bırakmak gibi.
Ne tuhaf.. bir histi....
Çocukluktan sonra...
Hele ki o tatlı, tatlı tuhaf oyunlarımızdan sonra..
Ilk defa..O.. O karşımda.

Gri gözlerle,siyah saçlar, ve o hiç değişmeyen ceket ve ayaklarında ki postallar...
Özlemişim onun kavgadan sonra hiç eksik olmayan az da olsa yara izlerini. Özlemişim onun o gri gözleriyle hem beyazıyla, hemde siyahıyla beni bir birine karıştıran rengini. Özlemişim o keskin yüz hatlarını..Özlemişim... özlemişim.
Hani dedim ya daha demin yüzünden eksik olmayan yara izlerini özlemişim diye. Hah ışte... Geçer mi acaba, her kavgandan sonra o küçük ellerimle o kocaman, büyük kalbimle temizler gibi geçmişi temizleyebilir miyim?
Unutabilir miyim?
Hadi söyle..
Bana hem siyah hem de beyaz olmayı öğreten adam.. söyle..

Yanına yaklaştım.

"Acıyor mu? " Diyerek ellerimi yaralarına götürdüm.Kısık ve acınası ses tonumlatekrar bağırdım.
"Acıyor mu lanet olası adam söyle.. söylede bir şeyler yapabileyim!"
"Bakma yüzüme Giray! Bir cevap ver!?"Adeta bağırırken kendimi yırtıyordum.
Yanımız da bulunan bir çöp kutusundan yardım alarak oturdum yere. Kısık ve yorgun bir sesle.;
"Işte sen busun. "Dedim gülerek. "Sen korkağın tekisin Giray Çetin!"

O kadar bağırışım dan sonra hiç bir şey olmamış gibi geldi yanıma çöktü birden. Eski Giray yoktu karşımda. Hani şu hiç bir tipten korkmayan egolu, birazda havalı olan Giray Çetin! Yoktu..

"Çocukken bile bu kadar durgun değildin bayım"daha demin bağıran çağıran bendim evet ama birden ruh halimi değiştirerek söyledim bunu.

"Hayat işte.. Değişiyor insan Elisa Qasimom"
"Qasimom! " diyerek düzelttim.
"Her ne boksa ışte"diyerek tebessüm etti.
Gülüşünü özlediğim adam...

Birden uzanan ayaklarıma başını yasladı.
O siyah.. ellemeye kıyamadığım saçlar.

"Seni o gün çaldılar benden Elisa. Yine bir oyun sanmıştım. Saklandı dediler bana. Oyun oynuyor seninle dediler.Inandım tabi o küçük aklımla. Ama hiç umudumu kaybetmedim bulucam demiştim küçüğümü.. Buldum ışte seni Elisa.. Sobe.. "

Belki biraz kısa olabilir bölüm kusura bakmayın. Mutlaka ama mutlaka yorumlarınızı esirgemeyin. Çok çok öptüm.



SOBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin