1.Bölüm - Eyvah!

2.6K 62 22
                                    

Yol boyunca hep müzik dinledim. Muavinin gözleri hep benim üstümdeydi. Bundan gerçekten rahatsız olmuştum. Onun yüzünden su isteme isteğim bile kalmamıştı. Bazen böyle ahmaklarla karşılaşabiliyordum. Tam kulaklığımı tekrar kulağıma takacaktım ki telefonum titremeye başladı. Sessize almıştım ve arayan Melikeydi.

''Alo?''

''Naber Izmır yolcusu?''

''Fena sayılmaz. Muavinin beni süzmemesini saymazsak iyiyim sanırım.''

''Hmm. Ne kadar kaldı peki? Kurtulmuş olursun ondan.''

Saatime baktım. 18:25'i gösteriyordu. Yaklaşık 1 saat sonra İzmir'e varıyordum.

''Yaklaşık 1 saat var.''

''Gidince Sibel'i arayacak mısın?''

''Aramazsam ayıp olur. O kadar yol geldin bana haber vermedin der sonra.''

''Tamam canım haber ver bana.'' dedi ve telefonu kapadım. Melike benim en iyi arkadaşımdı ondan hiçbir şey saklamazdım. Tüm sırlarımı o bilirdi. Tabi onun da en iyi arkadaşı ben olduğuma göre o da bana her şeyi söylerdi. Sibel'e gelecek olursak onunla da 2 sene önce aynı sınıftaydık. Sonra o ailesiyle taşınıp İzmir'e yerleşti. Fazla yakın sayılmazdık aramızda orta şekerliydi. Kulağıma kulaklığı taktım ve sırada ki şarkı Demi Lovato - Made İn The USA dinlemeye başladım.

***

''Hey! Geldik kalkın lütfen.''

Yanımdaki kadın İzmir'e vardığımızı söylüyordu. Direkt başımı cama çevirdim ve ablamı gördüm bana gel işareti yapıyordu. Otobüsten indim ve valizlerimi alarak ablamın yanına gittim. Birbirimizi öptükten sonra bir taksiye bindik ve ablamın kaldığı siteye geldik. Asansörde havadan sudan konuşurken yanımızda birisi daha vardı. Kumral tenli, uzun boylu yakışıklı bir gençti. Saydam asansörden dışarıyı izliyordu. Bize bir saniye bile dönüp bakmamıştı. Bende gözümü dışarıya çevirdiğimde sitenin ortasında kocaman bir havuz olduğunu gördüm ve sıkıntıdan tekrar ablama döndüm. Ablam;

''Ne oldu neyin var?''

''Yok bir şeyim sadece midem bulandı.''

''Evet ilk başta öyle olur ama dışarıyı izlemesi çok zevkli. Havuzu gördün mü?''

''Hıı evet.''

Konuyu geçiştirmeye çalıştığımı anlamamıştı. Asansör 6. katta durmuştu bizimle beraber o gençte çıkmıştı. Ablamın tam karşısındaki eve girmişti herhalde orda oturuyordu. Bizde sonunda eve girmiştik. 

''Abla bizimle aynı asansörde olan çocuğu tanıyor musun?''

''Kapı komşusuyuz herhalde tanımaz mıyım. Bu sitenin kurucusunun oğlu. Bayağı zenginler pek havalı tiplerden çocuk anlamışsındır sende zaten.''

Gerçekten de öyle gözüküyordu. Ayakkabılarımı çıkarır çıkarmaz kendimi koltuğa attım. O kadar yol gitmiştim ve bacaklarımda hal kalmamıştı. Ablam kettle su koydu ve üstünü değiştirmeye gitti. Bende valizlerimi alıp misafir odasına geçtim. Kıyafetlerim kırışmasın diye onları bir güzel dolaba yerleştirdim. Salona gidip televizyonu açtım o sırada annem aradı. Eve geldiğimi ablamla oturduğumuzu söyledim. Telefona Benan'a versene deyince ablama uzattım. Televizyonda izleyecek bir şey bulamayınca camdan dışarıya baktım. Gözüme aşağıda birileri takıldı. Bir arkadaş grubu.. Off olamaz! Burada tanıdığım kimse yoktu. 3 ay yaz tatili boyunca herkes arkadaşlarıyla gülüp eğlensin bende evde televizyon izleyeyim dimi? Oldu canım. Keşke Melike burda olsaydı diye geçirdim içimden ve aklıma Sibel geldi. Onu aramayı da istemiyordum ama aklıma başka çare gelmiyordu. Ablamla annem hasretlerini gidermişlerdi elinden telefonumu aldım ve Sibeli tuşladım. İkinci çalışta açtı.

''Efendim?''

''Aaa merhaba Sibel. Ben Başak.''

''Merhaba canım. Nerdesin napıyosun geldin mi İzmir'e?'' peşpeşe sorular sormak onun işiydi.

''Evet geldim şimdi ablamdayım.''

''Tamam istersen benim olduğum yere gel orda buluşuruz. *** sitesindeyiz arkadaşlarla takılıyoruz. Bekliyorum seni. Görüşürüz.''

 Telefonumu yüzüme kapatmıştı bu tavrını beğenmesem de bunu her zaman yapardı. Dur dur bir saniye. O *** site olduğunu mu söylemişti. İyi de bu ablamın oturduğu yer! Yani burdalar! Bir de -lar var değil mi? İnanmıyorum''' İlk günden bu kadarını hiç beklemiyordum. Daha önemli bir sorun vardı. Ben şimdi ne yapacaktım? 

Ablam benim bu telaşlı halimi görünce ''ne oldu, neyin var?'' diye sordu. Ona olanları anlattım. 

''Aman dert ettiğin şeye bak. Aşağıya iniceksin. Arkadaşınla konuşucaksın hasret gidereceksin işte bu kadar. Neyden korkuyosun?''

''Orası sorun değil ama onun arkadaşları var orada napıcam? Benim bir yere adapte olmam uzun sürüyor biliyorsun.''

''3 ay zaten burdasın Başak. Bir 'merhaba'dan mı çekeniyorsun?''

Ablam beni ezmeyi tekrar başarmıştı. Eğer aşağıya Sibel'in yanlarına inmezsem tüm tatil boyunca benimle konuşmayacağını biliyordum. Bu daha da kötü olurdu. Onun için ayna da kendimi şöyle bir süzdüm. Gözlerine pasaklı görünmek istemiyordum. Üstümde krem rengi bir tişört, altım da da kot şortum vardı. Krem renkli babetlerimi giydim evin yedek anahtarlarını da yanıma alıp evden çıktım.

Farklı Sayfalar Yeni KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin