ALSEL DEĞİL HANTOL[ARA VERILDI]

BENDE KAL

Bir kez daha sakince kapıya vurdum ama içerde bi ses yok.EHH BEE yeter ama haa!

Sakince vurmayı kesip kapıya hunharca vurmaya başladım.

"Hande?" gözlerimi kapıdan ayırıp arabadaki Tolgaya baktım, o da konuşmasına devam etti.

"Bi sorun mu var?" agrasif bi tavırla Tolgaya cevap verdim

"Evet var!,gerizekalı ablam kapıyı açmıyo!"

"Uyumuştur kesin."

"Bilmiyorum artık ne yaptı veya yapıyo ama ben onu elime geçirirsem varya-!"

"Aradın mı peki?"

"Hayır."

"E ne bakıyosun hala aval aval Hande." hızla çantamdan telefonumu çıkarıp aradım

ÇALIYOR..

ÇALIYOR..

ÇALIYOR..

VE YİNE ÇALIYOR..

VE TELESEKRETER 'aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz' dedi ve ingilizce çevirini yapmaya başladı o kadar aptalım ki ingilizcesinide dinledim

"Açmıyo Tolga,uff" dedim hüzünlü ses tonumla

"Gel bende kal yarın tekrar ararsın eminim o zaman açar."

"E ailen rahatsız olmasın?"

"Ailem İstanbulda değil."

"Hıı,evet doğru.Dalgınlıkta şey oldu öyle işte-"

"Tamam artık arabaya bin ve gidelim dimi,yorulduk zaten" Arabaya bindim ve Tolga arabayı çalıştırdı

***

Gözlerimi yoldan ayırıp Tolgaya baktım

"Tolga beni gerçekten güzel buluyo musun?" KAZIK SORU SORDUM BİRAZDAN KULAKLARINDAN ATEŞ ÇIKCAK LANN!

"Ni-niye sordun?"

"Programda söyledin ya aklıma takıldı"

"Güzelsin yani her kadın güzel" he canım hee

"Bu pek bi cevap olmadı ama neyysee"

"Şimdilik cevap olarak kabul et işte" lan bu nefesini filan mı tutuyo domates gibi oldu

"Tolga iyi misin?"

"Evet ne oldu ki?"

"Kızarmışsında"

"Hava ço-çok sıcak ya ondandır o, geçer şimdi"

"Sanırım soru hararet yaptı sende" dedim fısıltıyla

"Duydum"

"Neyi?"

"Açıklama gereği duymuyorum çünkü sen neden bahsettiğim mi biliyosun."

"Neyse ya ne zaman varıcaz"

"İki dakika sonra varmış oluruz" dedikten sonra Tolga tekrar kafamı cama çevirdim

***

"Evin güzelmiş" dedim hem koltuğa ilerleyip hem etrafı incelerken

"Saol" dedi Tolga gülümseyerek ve of çekip koltuğa attı kendini