Cinayet

1. Bölüm

-Natsu-

Susmak bilmeyen telefonumla kafamı yastığıma iyice gömdüm. Ama bugün benim izin günümdü. Öğlene kadar öküz gibi yatmalıydım. Tanrım, neden?

Telefonun susmayacağını anlayınca, kafamı kaldırmadan elimi yandaki komidinin üzerinde gezdirdim. Sonunda bulduğum telefonum gelen mesajlar yüzünden titreşiyordu. Kafamı yastıktan kaldırarak esnedim ve gözlerimi açtım. 

Gray'den 32 arama, 24 mesaj ve 13 sesli mesaj vardı. Sesli mesajları açtım. 

'Merkez yakınlarında cinayet işlenmiş adresi mesaj olarak atacağım çabuk gel'

'Neredesin kıçımın şöminesi?!'

'Kalksana göt!'

'Buraya geldiğinde seni diri diri doğrayacağım.' diğerlerini dinlemeden telefonu tekrar komidine koydum. 

Sıkıntıyla üzerimdeki örtüyü açarak yataktan kalktım. Biraz gerindim ve esnedim. Saçlarımı karıştırarak banyoya doğru ilerledim. İhtiyaçlarımı giderdikten sonra yüzümü yıkadım. 

O sırada odamda bıraktığım telefonum hala titriyordu. Odama geçerek mavi kedili pijamalarımı çıkarttım ve günlük kıyafetlerimi giydim. Telefonumu da alarak mutfağa ilerledim. 

Dünden kalan kahvaltı masamdan birkaç zeytin, domates ve salata atıştırdıktan sonra anahtarlarımı da alarak kapıya ilerledim. 

Evden çıkınca telefonumdan mesajlara girerek adrese baktım. Arabamın yanına ilerlerken tam böyle bir günde cinayet işleyen herife tüm küfürlerimi büyük bir içtenlikle yolluyordum. 

Hızlıca arabama bindim. Çalıştırmadan önce güneş gözlüklerimi takmayı denedim ama gözüme soktum ve en sonunda vazgeçtim. Sonra ise yola koyuldum. 

Ben, Natsu Dragneel. Hiç sevmediğim bir işi yapmakta, köşelerden zavallı insanların cesetlerini toplamakta ve katilleri bulmaktayım. Kim böyle bir işi sever ki? İnsanların o acınası yüzleri... Bize bağıran ve bizi suçlayan yakınları... Ve katiller. Belki başkaları sevebilir ama ben işimden nefret ediyorum.

Evin önüne gelince herkesin çoktan başlamış olduğunu fark ettim. Derin bir nefes vererek kapıya doğru ilerledim. O sırada bahçede koşuşturanlardan bazıları bana selam veriyordu. 

Kapıyı açarak yeni bir olaya daha adım atmış oldum. Nasıl bilebilirdim ki bu olayın hayatımı değiştirebileceğini?

---

Sakura saçlı adam, izin gününde rahatsız edilmenin verdiği öfkeyle attı adımlarını salona. Etrafı inceleyenler, konuşanlar ve cesede dik gözlerle bakan beyaz önlüklü Gray'le karşılaştı. Ve sonradan fark ettiği cesedin kokusuyla yüzünü buruşturdu. Bu dayanılacak gibi değildi.

''Senin ne işin var burada? Dön kavuğuna.'' dedi Natsu cesede doğru ilerlerken. Gray kaşlarını çattı. Yine de cevap vermedi. 

Natsu sarı saçları yüzünü kapatan cesede doğru eğildi. Eldivenlerini takmıştı tabii. Çenesinden tutarak yüzünü görmek için kaldırdığında konuşamamıştı. Meraklı gözlerini Gray'e döndürdü. Gray onun yanına çömelerek açıklamaya başladı. 

''Darp izleri var. Katille mücadele etmiş. Ama sonunda, bıçaklanarak öldürülmüş. Ve sadece yüzü yakılmış. Bunun bilerek yapıldığını varsayıyorum, katil nedense cesedin tanınmasını istememiş.'' 

''Yani kimliğini belirleyemediniz?'' 

''Hayır , Lucy Heartfilia. Layla ve Jude Heartfilia kendi kızları olduğunu iddia ediyor. Dört günlük bir iş gezisine çıkmışlar ve Lucy evde tek başına kalmış. Çıktıkları gün öldürülmüş. Layla ve Jude'un işleri uzamış , haber vermek için dördüncü günde aramışlar ama cevap alamayınca endişelenmişler. Uçak bileti kalmadığı için de otobüs ile iki günde gelebilmişler ki kızlarını bu halde bulmuşlar.''