2. Bölüm

1.5K 159 351
                                    

''Lisanna mı? Tam olarak ne tür bir sebepten ve kaç yıl önce kavga ettiler söyler misiniz lütfen?''  dedi Natsu sakince. Layla burnunu çekti bir kez. Sonra mırıldandı.

''Evet. Lisanna Strauss. İki buçuk yıl önce. Lisanna birden suratını asmaya, yemek yememeye başlamıştı. Sebebini sorduğumuzda bizim onu çocuğumuz olarak görmediğimizi, dışladığımızı söyledi. Kesinlikle öyle bir şey yapmıyorduk. Lisanna evimize geldiğinden beri onu en iyi şekilde büyütmek için elimizden geleni yapardık. Lisanna abartmaya başladı. Onunla konuşmaya karar verdik. Ama o zaman da kırıp döktü.''  gözleri dolan Layla derin bir iç çekti. 

''Jude böyle şeylere gelemediği için ona bağırdı. Ve kavgaları büyüdü. Ertesi sabah Lisanna'nın odasına girdiğimizde tüm eşyalarını toplamış ve gitmişti.''  Natsu bu sefer düşünceli bir şekilde mırıldandı.

''Dedikleriniz size de mantıksız gelmiyor mu?  Altında başka bir sebep olmadığından emin misiniz?''  

''B-bilmiyoruz... Onu bir daha göremedik ki.''  Natsu'nun bu sefer fark ettiği şeyle tüm vücudu gerildi.

''Lisanna'nın Lucy'i öldürme ihtimali var mı? İlişkileri nasıldı?'' 

''H-hayır kesinlikle! Onlar öz olmasalar bile kardeş gibilerdi. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi, birbirlerini çok severlerdi. O gittikten sonra Lucy çok üzülmüştü.''  diye bağıran Jude ile Natsu dudaklarını dişlemişti. 

O sırada telefonu çalmasıyla cebinden çıkartarak Layla ve Jude'a baktı. ''İzninizle.''  ayağa kalkarak pencerenin önüne geldi. 

''Bir şey bulabildin mi?'' 

''Natsu şuan açıklayamam buraya gelmelisin. İşini bir an önce bitir. Gelirken Erza ve Jellal'i de al.''  diyen Gray'in sesi endişeli çıkarken Natsu kafasını sallayarak telefonu kapattı. 

''Herhangi bir şey olursa, bize söylemekten çekinmeyin lütfen. Araştırmalarımıza devam edeceğiz. Katili yakalayacağımıza eminim. Şimdilik gitmeliyim.''  demesiyle Layla ve Jude ona teşekkür ederek ayağa kalktılar. 

Natsu evden ayrıldıktan sonra arabasına ilerledi. Bu sefer gözlük takmak gibi bir hata yapmadı ve direksiyonu polis merkezine sürdü. 

Binanın önüne gelince kapıdan girerek danışmaya ilerledi. ''Jellal Fernandes ve Erza Scarlet'i çağırır mısınız?'' dedi. Bir yandan sabah Gray'in attığı mesajları okuyordu. Yaratıcı küfürler öğrenmişti. 

Danışmadaki adamın telefon etmesinden sonra bir beş dakika bekledi. Beş dakika sonunda koridorun karşısından gelen, üniformalarını giymiş Erza ve Jellal çifti gözüktü. Erza şapkasını kafasından çıkartarak başını iki yana salladı ve kızıl uzun saçları adeta oradakileri büyüledi. 

İkisi Natsu'nun yanına gelince Natsu konuşmaya başladı. ''Bu sabah olan cinayetten haberiniz vardır. Gray ikinizi de alıp merkeze gitmemi söyledi.'' İkisi de onayladıktan sonra Natsu'nun arabasına bindiler ve merkeze yöneldiler.

Geldiklerinde kapının önünde bekleyen adama arabanın anahtarını attı Natsu. Sonra üçü beraber içeriye girdiler. Koridordan geçerken bir sürü çalışan onlara selam veriyordu. Gray'in odasına geldiklerinde Erza ve Jellal geri adım atıllar. 

''U-uhm...'' dedi Erza gergince kolunu kaşırken. Gray ve Natsu'nun aksine, ikisi sadece olay yerine müdahale ediyor, gerekirse öldürüyorlardı. Cesetlere pek alışkın değillerdi. 

Natsu kafasını sallayarak içeri girdiğinde Jellal ve Erza koridorda duran sandalyelere attılar kendilerini. İçeriye giren Natsu cesedin başında duran Gray'e yöneldi. Gray o gelince vakit kaybetmeden açıklamaya başladı. 

CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin