6. Bölüm

374 30 25
                                    

Uyumak.. Uyumak işe yarıyor muydu? Gerçeklikten kopup saatlerce yaşadığını hissetmiyordun. Sanki canın yanmadan ölmüşsün gibi. Baekhyun yavaşça yatakta doğruldu. Zemini ıslak, duvarları yıllardır boya yapılmamış olduğu bariz belli bir şekildeydi. Başını güçlükle tavana kaldırdığında küçük ve baştan savma yapılmış lambaya baktı. Odayı zar zor aydınlatıyordu. Tımarhane yataklarını anımsatan bir yatakta oturuyordu. Korkuyla etrafı daha çok inceledi. Kaçırılmış olduğunu düşünüyordu çünkü burası ne yurt nede kendi eviydi..

Demir kapı tıkırtıyla açılırken yerdeki su birikintisine basan siyah botların sesi geldi. Baekhyun başını zorlukla yukarıya kaldırırken tanrıya canı için dua ediyordu. Adam kar maskesi takmıştı. Filmlerdeki psikopat adamın emrinde çalışan kişilere benziyordu. Baekhyun beyninde hissettiği savaşla duvarın dibine çöktü. Beyninde yankılanan sesler onu delirtme noktasına gelirken Baekhyun eliyle kafasına defalarca kez vurdu. Gözlerinden yaş akmıyordu ama çığlık atmak üzereydi. Çığlık atacakken sesi çıkmadı. Sanki ses telleri kopartılmıştı. Elini ağzına götürdü ama işe yaramadı. İçinde çıkan savaşı bastırmak için haykırmak istiyordu. Gözlerinden yaş akmasını, yaşadığını hissetmek istiyordu. Bağırmayı, haykırmayı denedi.

Yapamadı.

Asker botlu adam Baekhyun'a yaklaşırken suda dalga sesleri oluşuyordu.

Adam ezberlenmiş bir haraketle olduğu yerde dururken, siyah demirimsi bir eldivenle Baekhyun'u bileğinden tutarak kaldırdı. Baekhyun bu kadar sert bir şekilde kaldırıyorsa, o ellerle kendine nasıl varabileceğini hayal ederek korkusunu ikiye katladı.

Asker botlu adam onu dar, kokan bir holden sürükleyerek çekiyordu. Bir kaç yetersiz ampul havada sallanırken Baekhyun kaçmaya çalıştı. Bileğini adamdan kurtarması bile imkansizken arkasından gelen, öndeki adamın aynısıydı. Boyu,kıyafetleri, cüssesi her şeyi tıpatıp aynıydı.

Tavandan damlayan sulardan biri Baekhyun'un başına gelmişti. Bu bile onu ürkütürken başına neler geleceğini merak ediyordu.

Geçtikleri koridorun yanlarında odalar vardı. Odalar demirdendi ve ufak bir penceresi vardı dışarıya doğru. Yukarıdaki lambalardan iki tanesi ritmik bir şekilde gidip geliyordu. Baekhyun beyninde yankılanan sesleri bastırmak amacıyla eliyle başına defalarca vurdu. Kimse onu umursamıyordu.

Baekhyun buranın yıkılmaya yüz tutmuş bir akıl hastanesi olduğunu düşündü. Hatta emindi.

"Hızlı."

Öndeki kar botlu adamın mekanik sesi Baekhyun'un damarlarından geçen kanın donmasına ve kısa sureli felç geçirmesine neden olmuştu.

Adam Baekhyun'u bir odaya soktu. Az önceki odadan farkı, bu odanın ana noktasına girmek için merdivenden inmek gerekiyordu. Merdiven rüyalarda görünen engebeli merdivenler gibiydi. Biri uzun, biri kısa basamaklardı. Tozlanmış betonun üzerinde ölmüş böcekler vardı. Kapı açıldığında Baekhyun'un yüzüne küflenmiş peynirle eşit derecede kötü bir koku geldi.

Arkadan gelen adam Işığı açtığında, Baekhyun gözüyle etrafı taradı. Camlar çok yüksekteydi ve bu kesinlikle bir akıl hastanesiydi. Okul dolaylarına benzer dolaplardan dosyalar taşmıştı.

Baekhyun'un aklına okulda sinir krizi geçirdiği an geldi. Rehberlik sınıfının dolaplarına vurmuştu ve onlar üzerinde dökülmüştü. O an hissettiği öfkeyi bir daha asla hissetmemişti. Öfkelerin kesinlikle en büyüğüydü.

Şuan içinde olan ise.. Kesinlikle korkuların en büyüğüydü.

Masada oturan birini gördüğünde bir iki adım geriledi. Beyni ona kaçmasını, buradan uzaklaşabildiği kadar uzaklaşması gerektiğini söylüyordu. Beyninin diğer yönü ise ona Kaçsan da öleceksin, kaçmasanda. Seçim senin diyordu ve bu kesinlikle kararsızlığın daniskasıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

WILD //KaibaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin