Orangutan ve Su aygırı

93 6 5
                                    


Onaylarcasına başını salladı Ufuk.

Ömer Hoca da yerine oturup yoklamayı aldıktan sonra:" Ufukcum kalkıp kendini sınıfa tanıtır mısın? " dedi.

"Ufukcum mu? Ufuncum ne ya! Ona Ufukcum diyor! Bu sınıftakiler evlatlık öğrenci mi ? Onlara niye -cım ,-cum yok . Where's the adalet?"

"Off , kes sesini iç ses."

Hocanın ardından Ufuk da sıradan gerinerek kalktı. Her halinden gıcıklık akıyor yeminle.
"Adım Ufuk Atalar. Babamın işleri nedeniyle Muğla'dan geldim. Okulu sevmiyorum. Elimde olsa ölene kadar gelmem.
Mecburiyetden burdayım."

Şu çocukdaki öz güven patlamasına bak. Kesin bi bokluk var bunda.

Ufuk yerine otururken, küçük çaplı bir göz göze gelme durumu oldu. Hiç gecikmeden o sırıtmasını yüzüne yerleştirdi. Ona 'acıların çocuğu' gibi battıktan sonra, gözlerimi devirip önüme döndüm.

Ufuk'un konuşması bitince Ömer Hoca lafa girip " Çocuklar arkadaşınız Ufuk , okul müdürü Hamdi Beyin de yeğeni olur." dedi.

Pis yağcı , kart horoz, kel , gargamel kılıklı , sıska, ücretli öğretmen diye aklınca müdürün yiğenine iyi davranıp müdürün gözüne girecek. Ulan hoca sana zaten onbirlerin kızlarının içine düşerken gördüğümden beri uyuzdum şimdi uyuzluğum 18 kat arttı.

Ebeni yolda görsem taşlarım hoca.
Yazılı kâğıtlarını kaybet hoca.
Maaşın eksik yatsın hoca.
Kurduğun alarm 3 saat önce çalsın hoca.
Sınıfa çıkarken merdivende kaybol hoca.
Tuttuğun takım küme düşsün hoca.
E-okul şifreni kaybet, not gireme hoca.
Hapşırığın içine kaçsın hoca.

"Eveeet bir beddua time'ında sonuna gelmiş bulunuyoruz."

"Sen bi siktir sene iç ses"

" aaaa.. oldu mu şimdi, lütfen 18+ kullanmamalım."

"İç ses git başımdan."

Ben tabi kendi içimde iç sesimle kavga ederken zilin çaldığını fark etmemişim. Ufuk'un beni dürtmesiyle kendime geldim.

"Kızım kalksanda ben bi geçsem. Yanımda oturmak hoşuna gitti galiba."dedi piç smile yaparak.

"Ne diyorsun lan sen . Al kalktım. Çık git şimdi."

Mal mal sırıtıp çıktı. Kapının önündeyken arkasını dönüp bana göz kırptı.
Bende ona orta parmağımla karşılık verdim.

Teneffüs de sarı şey yanıma geldi. Direk lafa atlayıp "Duru yer değiştiriyoruz, yani önde Selimle otur, burda orturmanı istemiyorum ."

"Ben sıramdan memnunum. Buraya otururken senden izin almadım, kalkmam için beni zorlayamazsın. Bir mal için yerimi değiştiremem."

"Ama ben değiştirdim" dedi sinirli şekilde bana bakarken.

"Bu senin sorunun. Istesen onu buradan kaldırabilirdin. Ama yapmadın. Şimdi git ve yeni sıra arkadaşınla kaynaş biraz." dediklerim karşısında biraz afalladı.

"Tamam , ne halin varsa gör. Ben gidiyorum. Sende burda otur yeni sıra arkadaşını bekle."

Sesinden atarlandığı anlaşılıyordu. Ve sesi yükselmemesi gerektiği kadar yüksekti. Onu ilk kez bu kadar sinirli gördüm.
Tamam onu daha bir haftadır bile tanımıyorum ama bana karşı davranışları ona karşı bir güven duygusu oluşturmuştu icimde. Ama her ne olursa olsun bana sesini yükseltmeye hakkı yok.

Kimsin olom sen.

Kapıdan çıkarken arkasından seslendim."Cenk!"
Arkasını dönüp , evet biz seni cami avlusunda bulduk, bakışı attı.
Durumu dalgaya alıp el salladım.
Yolun açık olsun gardaş.
Bana bakıp ellerini sabır diler gibi havaya kaldırdı. Sonrada çıkıp gitti.
Nihahaaa yaşasın kötülük :p

Belalı EsmerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin