Ses çıkartmamaya çalışarak,ağaçtan aşağı indim. Çok sevdim ya bu ağacı. Suç ortağım artık o benim. Gerçi ağaç olmasada ben bi şekilde içeri girerdim ya, neyse...
Selenlerin bahçesindende sessizce çıktıktan sonra halimden hoşnut bir şekilde ellerim cebimde ıslık çalarak cadde boyunca yürüdüm. Bundan sonra bi güvenlik falan koyarlar artık bahçelerine. Ben işimi hallettim ya gerisi beni ilgilendirmez.
Acaba Selen sabah kalktığında aynaya bakıp ne tepki verecek. Götü başı dağıtır heralde. Ben olsam insan içine çıkamazdım. Gerçi o tiple artık onu insan sınıfınada alırlarmı bilmiyorum. Önceden de insana benzer bi hali yoktu. Bi değişiklik de olmadı değil. Belki şimdi düzelmiştir. Yamuktu zaten.İnsanlık için hayırlı bişey yaptım sonuçta. Sevaba girdim belkide Aman ne bok yerse yesin. Ben cezası verdim. Bundan sonrası onda.
Malın uykusuda baya ağırmış yani. Baş ucundaki fenerbahçeli kupa bardağı kırdım,onu bile fark etmedi. Salak. Bir de fenerbahçeliymiş. Sürtük. Oh olsun. O bardağı gördükten sonra Selenden iyice iğrendim. Bi Galatasaraylı'nın üzerine gelirsen böyle olursun. Damarıma bastı sonuçta Sürtük.
Farkında olmadan sırıtıyordum.
Acaba kendime ödül olarak kocaman bi dondurma mı ısmarlasam. Evet evet ısmarlamalıyım. Bunu kesinlikle hak ettim. Selen'in sabahki halini gözümün önüne getirdikçe sırıtışımın yerini gülümse aldı.
"Çok kötüsün Duru."
"Hiç de bile. Az bile yaptım. Ama hak etti bunu. Benimle uğraşılamayacağını anlar o da artık. Hem sen kimin tarafındasın? Bilelim yani..."
Saat.12'den sonra yurda kimse alınmıyordu. Saate baktığımda 12'ye çeyrek vardı.
Eğer 15 dakika içinde yurda gidemezsem geceyi dışarıda geçireceğim için Selen'e başka bir zaman bunun da hesabını sormam gerekecek çünkü yurda eğer geç kalırsam sorumlusu Selen olur. Sırf onun cezasını vermek için bu saate kadar beklemiştim. Yoksa çokta meraklısı değilim yani gece gece evsizler gibi sokak köşelerinde kalmaya. Birde benle pek alakası olmayan ailemi falan arar yurt müdürü. İşin yoksa annemlere atacak yalan bul.
Of ya..dondurma da yalan oldu. Şimdi de nasıl giderdi böyle çikolatalı falan.
Ağğhhk
Selen'in evi yurda pek yakın değildi. Gece dışarıda kalmak olmasa yurda gitmeye niyetli değilim. Zamanında 12'den önce yurda girebilmek için allah ne verdiyse yardırmaya başladım.
Neyseki çok hızlı koşuyordum. Bu şekilde koşmaya devam edersem vaktinde yetişeceğimi umuyordum. Ara yolları da kullanılırsam kesin yetişirim.
Hava fahif serinlemeye de başlamıştı,ve benim üzerimde şort ve askılı vardı.
Gece dışarıda kalırsam muhtemelen donacaktım.
Yurdun önüne geldiğimde bekçi Hamit Amca da kapıları kapatıyordu. Kapının önünde durup nefesimi düzenlemeye çalıştım. Hamit Amca beni şöyle bir süzdü, kapıyı açıp iceri girdikten sonra "bu saatte dışarıda ne işin var kızım. Geç hadi içeri Sevim Hanım( yurt müdürü) görmeden. Bu saatte seni görürse hiç iyi olmaz."
Bekçiye dik dik bakıp gözlerimi devirdim. Kapıya yönelip içeri hamurdanarak girdim.
Bok yer senin Sevim Hanımın. O kim de bana hesap soracak. Onuda yolarım be..
'Bo sootto sono gororso hoç oyo olmoz.'
Yiyosa gelsin. Zaten bi karış bişey. Sevimsiz Sevim.
Uyuz karı, çatlak şey. Çakma sarışın. Su bidonu kılıklı.
Kadının makyaja yatırdığı paranın üçte biriyle Afrika açlık sınırı diye bişey kalmaz. Bişeye de benzese bari varil kılıklı.
Homurdanarak merdivenleri çıkmaya başladım. Lanet olsun adam gibi bir sevincimizi bile yaşatmadılar.
Lanet olsun bu dünyaya
Lanet olsun bu sevgiye
Ben seni çok sevmiştim
Sen neden bana böyle yaptın.
