ADA

739 127 13
                                    

MEDYA DA ADA

İRİS'İN AĞZINDAN;

Buse ile adının Sinan olduğunu öğrendiğim çocuk kenarda hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Bir süre daha konuşup yanımıza geldiler. Buse'nin kulağına kısık bir ses ile ''Noldu? Yüzün asılmış.'' dedim. O da keyifsizce ''Yalnız kalınca anlatırım.'' dedi. Zorlamadım.

Sonra mecburen Ekinlere döndük. Ekin'e ''Sen bu Adamotor'u nereden tanıyorsun?'' diye sordum. Ekin ''O adamotor dediğin kişi babamın arkadaşlarından biri ve burası da babamın ortak olduğu bir restorant. Herneyse! Asıl size soru sorması gereken benim. Sizin adamın tepesinde ne işiniz var?''

Ben öğrendiğim yeni şeylere şok olmuş bir şekilde bakarken lafa Sinan girdi. ''Abi Buse bana olan gücüyle çarpınca elimdeki içecek adamın üstüne döküldü. Sonra adam hışımla ayağa kalkıp bana yumruk atınca bende ona geçirdim. Sonra Buse adamın tepesine atlayınca bunun arkadaşı da atladı adamın üstüne. Sonrasını biliyorsun zaten'' diye en kısa biçimde olayı açıkladı.

Ekin hunharca bir kahkaha atıp Buse'ye ''Kızım sizin kendi yeriniz yok mu? Buraya niye geliyorsunuz?'' diye sorunca Buse'nin bir an afalladı. Onun cevap vermeyeceğini anlayınca ''Ordan sıkılıp gelmiş olamaz mıyız?! Belki farklı yerlere gitmek istiyoruz?!'' diye çıkışınca Buse'den beni desteklediğine dair birkaç ses çıkarttı.
 
  Daha fazla kalıp onların laflarına maruz kalmamak için Buse'nin kolundan tutup dışarıya sürükledim.

Buse ile kafeye girince saate baktım ve molanın bitmesinde 3 dakika olduğunu görüce Buse'ye ''Buse benim mola bitmek üzre. Yukarı çıkıp Ege' yi uyandırmam gerekiyor. Görüşürüz.'' dedim. O da ''Bu arada teşekkürler dertlerimi dinlediğin için hemde bana -başarısız da olsa- operasyonumda yardım ettiğin için...'' deyince ona içten bir şekilde gülüp ''Her zaman'' deyip personel odasına yöneldim.

Yavaşça kapıyı açıp Ege'nin yattığı koltuğun yanına gidip ''Ege hadi kalk mola bitti!'' dedim. Ege beni takmayıp uykusuna devam edince etrafa bakındım ve kenarda duran sesli maç kornasını alıp (Orda ne işe yaradığını bilmiyorum) Ege'nin yanına geldim ve son kez ''Egecim uyanmamak son kararın mı?'' diye tehdit dolu bir sesle sordum.

Ege yastığa yapışık konuşmanın ve uykulu olmanın verdiği boğuk ve yorgun bir ses ile ''5 dakika daha '' dedi. Ona ''Ben seni uyardım'' deyince Ege ''Ne yapabilirsin k-...'' daha lafını bitirmeden kornayı çaldım.

Ege resmen çöpten aniden fırlayan kedi misali fırladı ve o anın verdiği şok ile gözlerini son raddeye kadar açtı. Tabii bende bi gülme krizine girdim.

Ege kendini toparlayıp tam üstüme geliyordu ki içeri huysuz bir çalışan girdi ve ''Bu ses de ne? Buraya ne için geliğinizi unutuyorsunuz herhalde!'' diye cırlayınca Ege ''Bu ses ne? Buraya dinlenmeye geldik'' diye kadına laf sokunca kadın ilk başta ne diyeceğini bilemedi ama sonradan ''Terbiye mahrumu!'' diye bağırıp odadan çıktı.

Ege ile biraz daha dalaştıktan sonra el mahkum işe geri döndük.

3 saat daha çalışıp Ege'nin yoğun isteği üzere eve geldik ve ikimizde odalarımıza geçtik.

Odama girer girmez ilk yaptığım şey bu rahatsız edici kıyafetlerden kurtulup sıcacık bir banyo yapmak oldu. Banyodan sonra odama girdim ve yatağıma kurulup Teen Wolf izlemeye başladım. Ahhh şu Stiles çok tatlı değil mi!!! Hele Scoot!

Akşam saat 11'e kadar aşklarımı izledim ve yorgunluk ile battaniyemi kaldırıp sıcacık yatağıma girdim. Çok geçmeden gözlerim karardı vee...

-----------------

EKİN'DEN

Akşamın 11'inde eve daha yeni giriyordum. Aslında bu benim için erken bile denilebilecek bir saatti. Normalde biraz daha geç gelirdim ama Ada'yı çok özledim ne yapayım?

Bu arada Ada kim diye soracak olursanız şöyle açıklayayım ki :Ada annemlerle Antalya tatiline giderken yol kenarında kaza yapmış bir arabanın yanında duruyordu. Babam arabayı hemen durdurup arabanın yanına gitmişti. Tabii bende arkasından. Annem ise yolun verdiği sarsıntı ile ön koltukta uyuyordu.

Arabaya yaklaştığımızda küçük bir kızın elleri yüzünü kapayacak şekilde diz çöküp ağladığını görmüştük. Arabanın durumu pertti ve içindekilerde... Neyse...

Küçük kızın kolu, başı ve dizleri yaralanmıştı ve ağlamaya devam ediyordu. Babam vakit kaybetmeden ilk önce ambulansı sonra da polisi aramıştı.

Ben o sırada küçük kız kucağıma almış ve onunla iletişim kurmaya çalışıyordum. Ama kız durmaksızın ağlıyordu. Ona ''Uyumak ister misin?'' diye sorunca kısaca başını sallamıştı ve onu arabanın arka koltuğuna yatırmıştım.

Küçük kız hemen uyumuştu. Zaten bir süre sonra ambulans, ardından da polsler gelmişti. Sağlık görevlilerinden öğrendiğimize göre baba ölmüş annenin ise durumu kritik imiş.

Biz kızı bırakmamak için bu işlemlerin hepsini halletmeye karar verdik. Yaklaşık 2 gün sonra annenin ölüm haberi geldi ve küçük kızın hiçbir şekilde akrabası olmadığını ve yetiştirme yurduna gideceğini öğrenince ben onu evlat edinmemiz için bir fikir sundum ve babam da benim kardeşim olmadığı ve kızın geleceğini düşündüğü için bu teklifimi kabul etti o gün bu gündür Ada bizimle yaşıyor. Yani yaklaşık 4 yıldır. Şu an 9 yaşında ve çok sık olmasa da kabuslar ve nadiren halüsinasyonlar görüyor. Bunun için ayda 4 saat psikiyatriye gidiyoruz...

Her neyse...

Onu çok özlediğim için eve geldim ve direk odasına çıktım. Ada beni görünce ''Abi yanıma yatsana '' dedi. Onu kırmayıp yanına yattım ve arkasından ona sarıldım. Bir süre sonra Ada uyudu ve ben tavanla bakışmaya başladım. Aklıma bu gün olanlar gelince istemsiz olarak sırıtmaya başladım.

İris'in o adamın üstüne atlayışı gerçekten çok komikti ve adam yanımıza gelirken ki bana o tatlı kedi bakışı atması...

Ben İris i düşünürken göz kapaklarım ağıralştı ve Ada'nın yanında uyumaya başladım...

***********************************

MERHABALAR!!!

BEN AYŞENUR...

BİLİYORUM BÖLÜM BİRAZ GECİKTİ FAKAT ŞUNU SÖYLEMELİYİM Kİ ARTIK HAFTADA 2 YA DA 3 BÖLÜM ATMAYA KARAR VERDİK ÇÜNKÜ OKULLAR DAHA YENİ BİTTİ VE BÖLÜM SÜRELERİNİ BİRAZ ARTTIRMAYA KARAR VERDİK...

YORUMLARINIZI VE YILDIZLARINIZI BEKLİYORUZ .d

ÇOCUKLUK AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin