BAD BEGINNING (Kötü Başlangıç)

258 27 4
                                    

Sabah kulağı tırmalayan alarmın sesi, ya da kuşların,ya da aşağıda sana kahvaltı hazırlayan annenin "Hadi kalk kahvaltı hazır!" diye bağırışları.Nasıl birşeydi? Unuttuğum bu sesler belkide ölene kadar hissedeceğim; kulaklarımdaki bu sessiz basınçtan daha mı  iyiydi ? Yoksa ben mi bunların nasıl olduğunu unutan ve bunları bilemeyecek kadar acizdim?
Sabah omzuma dokunan ellerle gözlerimi rahat bir şekilde açtım.İrkilmedim çünkü hep böyle uyanırdım.Sakin bir şekilde yatağımdan kalkıp başımda duran annemin yanağına öpücük kondurdum.2 gün önce kulak ameliyatı geçirmiştim fakat bu da öncekiler gibi gereksiz denemelerden biriydi.Şu an için sorun ettiğim şey bu değildi.Sorun doktorların ameliyattan 1 gün sonra gelecek dedikleri işitme cihazımınn hala gelmemesiydi.4 yıldır her Ocak ayında bu gereksiz ameliyata giriyordum.Her seferinde annemin ve doktorlarımın umutlandırmasıyla deniyordum fakat sonu hep aynıydı.Sonucunda heveslenerek girdiğim bu ameliyettan hiçbir ilerleme kaydetmeden çıkıyordum aynı zamanda beni hayata tutunduran ve tek umudum olan işitme cihazım her yıl olduğu gibi yine gelmemişti ve şansa bakın ki bugün bu engelli vicuduma rağmen hiçbir zaman bırakmadığım çalışmamla kazandığım Cambridge üniversitesinde ilk günümdü ve ben bu sağır kulaklarımla ne yapacağımı bilmiyordum.Okula ilk günden resmen yarı sakat halimle nasıl uyum sağlayacağımı, insanları nasıl dinleyeceğimi,nasıl derdimi anlatacağımı bilmiyordum.Bu yüzden annem dün üniversitenin müdürünü arayıp durumumu anlatmıştı fakat ben okuldaki kişilerin daha ilk günden benim bu zayıf noktamı öğrenmelerini istemiyordum.Normalde diğer insanlar gibi heyecendan yerimde duramayarak hazırlanacağıma yine nefret ettiğim şu tanıdık duyguyla hareket ediyordum; Umutsuzluk.
Banyoya girip rutin işlerimi hallettikten sonra aşağı inip annemle birlikte her zamanki gibi sessiz bir şekilde kahvaltımı yaptım ve birlikte evden ayrıldık.Yaklaşık 25 dakikalık bir yolculuğun ardından sonunda hayallerimi süsleyen o üniversitenin önüne geldik ve görüş alanıma girdi.Ben hayranlıkla binayı incelerken annemin dokunuşuyla ona döndüm,gülerek başını salladı,bu bir güven işaretiydi.Yavaş bir şekilde arabadan indim ve arabadan inmek için hareketlenen annemin kolunu arabanın içine uzanarak tuttum ve "Hayır" dedim.Annem sağırlığımdan dolayı sürekli kendini suçlu bulmuş ve konuşmayı unutmamam için her türlü tedaviyi denemiş en sonunda fazlasıyla ücret ödeyerek şu an ki doktorum Cassy'i bulmuş ve 4 yıl boyunca gördüğüm tedaviden sonra nihayet diğer insanlar gibi normal konuşabiliyordum. Annemin ısrarına rağmen onu göndermeyi başarabilmiş hızlı bir şekilde 15 metre ilerideki üniversite kapısına ilerliyordum ki sağ bacağıma dokunan şeyle durdum.Tam olarak dokunma sayılmazdı daha acılı olmuştu.Sağıma dönmemle bacağıma değen arabanın içinden inip bana doğru hızlı bir şekilde konuşarak muhtemelen bağırarak gelen bir beden gördüm.Ne yani ilk günden araba mı çarpacaktı bana,daha doğrusu ben bu sakat halimle herzamanki gibi insanların başına dert mi açacaktım?Hızla bana doğru gelen kirli sakallı kumral kişiye baktım ve daha farklı bir şekilde karşılaşmış olmayı diledim.Yanıma gelip kolumu tutuktan sonra çatık kaşlarıyla konuşmaya daha doğrusu bağırmaya devam etti.Benim ise yapabildiğim tek şey "Üzgünüm. Duyamıyorum." demek ve buna eşlik eden iki damla yaşı gözümden düşürmek oldu.Karşımda bana şaşkın bir şekilde bakan ve yüzümü anlamaya çalışır gibi inceleyen kişiden önce acıtıp daha sonra şaşkınlıktan olsa gerek gevşettiği kolumu kurtararak tutmayan bacaklarım ile ilerlemeye çalıştım.
O yeni hayatımda bana acıyarak bakan ilk kişiydi ve ilk defa bu kadar kendimi birine karşı eksik hissetmiştim..

SAĞIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin