Problematic ( Sorunlu )

204 22 7
                                    

Titreyen ellerimi sıkarak büyük kapıya doğru ilerlemeye başladım.Büyük ihtimalle yanaklarımdan kulaklarıma kadar kızarmıştım,bir de herkes bana bakıyormuş gibi hissetmem cabasıydı.Acaba çok kişi görmüşmüydü,izlemişler miydi rezilliğimi?
Kafamı fazla kaldırmamaya çalışarak okulun içinde ilerlemeye başladım.Şu an dışarıdan kesinlikle kuma gömülen deve kuşlarına benziyor olmalıydım.Müdürün odası 2. kattaydı, sanırım ,annemden biliyordum.hızlı adımlarla son anda farkedip yöneldiğim merdivenlerden çıkmaya başladım,2. kata geldiğimde kapıların üstünde yazan isimleri okumaya başladım.Müdürün odasını bulduğumda sakin olmaya çalışarak  derin bir nefes alıp odanın kapısına 2 defa vurdum.Herhangi bir işaret beklemeden içeri adımladım,"Gel!" kelimesini duymayı beklemiyordum tabi ki.Kafamı masanın bulunduğu yöne çevirdiğimde aslında hiç te beklemediğim genç ve yakışıklı bir müdürle karşılaştım.Umarım öyleydi yani.Çattığı kaşlarını beni görünce indirdi ve o tatlı  gamzelerini gözüme sokmak istercesine  gülümsedi. Tanrım müdürüm olmak zorunda mıydın? Ne oluyor sana? Kendine gel! Müdür konuşmaya başladı ve ben daha fazla yormamak için "Sizi duyamıyorum" dedim.Şaşırmış olacak ki önce biraz afalladı daha sonra toparlayıp masadaki kendi isminin yazılı olduğu şeyi gösterdi ve gülümsedi.Anlamışcasına kafamı salladığımda yan tarafta bulunan çekmeceden bir kağıt çıkarıp bana uzattı ve eliyle teşvik etti.Kağıtta okul ile ilgili bilgiler yazıyordu.Dersler,öğretmenler,ders programı, sınıfların bulunduğu yerler vs. şeyler vardı kafamı kaldırdığımda müdürün güven verici gülümsemesiyle karşılaştım.Ben de ona gülümseyerek kafamı salladım  ve seri bir şekilde kapıya ilerledim.Müdürün odasından çıktığıma göre sınıfımı bulmaya koyulabilirdim,hızlıca kağıttan bakıp  4. kata doğru çıkmaya başladım.Nihayet 4. kata geldiğimde yorgun birşekilde sınıfıma ilerlemeye başladım.Aslında bakarsan 20 dakika önce yaşadığım o kötü olayın dışında okulu baya sevmiştim ,hem öğrenciler de iyi görünüyordular.En azından beni rahatsız etmiyordular.Ya da beni uğraşacak kadar değerli mi görmüyordular? Sonuç olarak her ikisi de benim için iyiydi. Her okulda öldürmek istediğim kişiler çıkmıştı fakat kimse ile herhangi bir kavgam olmamıştı aslında kavga bile edemeyecek kadar acizdim. Etrafı inceleyerek yorumlarken önüme döndüğümde onun , karşıdan benim tarafıma doğru ilerlediğini gördüm.Fakat bu sefer yalnız değildi ve sabah bana bağıran başka biriymiş gibi tatlı bir şekilde gülümsüyordu.Yanındakilerle baya samimi olmalıydı 1. sınıf olmadığı burdan belliydi.Acaba yanındakiler kimdi ?  Özellikle sol tarafında onu ve yanındaki çocuğu sadece gülümseyerek izleyen kızlar. Ben onları incelerken onun  başını birden kaldırıp görüşüne ben girdiğim an rezil olduğumu hissettim.Aynı saniyeler içinde başını başka bir tarafa çevirdi.Hah!Kendini ne sanıyorsa? Ciddi olmaya çalışarak yanlarından hızla geçip sınıfa ilerledim.Sınıfa girdiğimde bir şok daha geçirdim.Burası sınıf olmak için fazlasıyla büyük değil miydi? Şaşkın bir şekilde içeriye adımladım ve tahtayı görebileceğim duvar dibindeki bir sıraya oturdum ve etrafı incelemeye devam ettim.Umarım hoca tahtadan anlattığı şeyleri gösterirdi yoksa tüm sene boyunca sınıfta hiçbirşey anlamadığım konuları gidip evde çalışmak zorunda kalacaktım. Öğrenciler yavaş yavaş içeri girmeye başladıklarında bende sıramda dikleştim.Yanımdan geçen erkeklerin beni çapkın bir şekilde süzmesi utanarak sırama sinmeme neden oldu. Yanıma biri oturduğunda kafamı sağıma çevirdim.Bu esmer mavi gözlü bir çocuktu. Hadi ama hepiniz bana denk gelmek zorunda mıydınız? Kafamı kendime çevirdiğimde geç kalmıştım,çocuk çoktan kendini bana döndürüp elini uzatarak birşeyler söylemeye başlamıştı bile.Ben de elimi uzatarak " Ben Madelyn" dedim. Daha sonra konuşmaya devam ettiğinde mecburen " Seni duyamıyorum,"  dedim. Kaşlarını çattığında anlamadığını düşünüp " Kulaklarım işitmiyor. " dedim.Daha fazla uzatmaya gerek yoktu. Belki de tüm sene boyunca birlikte oturacaktık.Önce şaşkın halini izledim daha sonra sanırım kendi kendine konuşarak bir kağıt çıkardı.Ne yaptığını anlamaya çalışırken kağıda birşeyler yazmaya başladı ve bana uzattı. " Önemli Değil biz de böyle konuşuruz, Ben Jaxon. " yazıyordu. Gülümseyerek ona döndüğümde hocanın sınıfa girdiğini farkettim ve hemen toparlandım. O da bu halime gülümseyerek önüne döndü.Kitaptan da takip ederek dinlediğim ders nihayet bittiğinde sınıfın çoğunun dışarı çıkmasını izledim.Bu sırada Jaxon ayağa kalkıp bana gülümseyerek sınıftan çıkmak üzere arkadaşlarının yanına gitti.Sınıfta ben ve birkaç kişi kalmıştık.Daisy şu an burada olsaydı çoktan beni alıp okulda yakışıklı erkek aramaya koyulmuştu.Başımı sıraya koyacağım sırada içeri Jaxon ve arkadaşları girdi.Arkadaşları ile birlikte arka sıralara geçtiler.Jaxon'ın sağındaki esmer çocuğun bakışları beni çok rahatsız etmişti.Dikkatlerini çekmemek için önüme döndüğüm sırada o ve 3 arkadaşının içeri girdiğini gördüm. Ne işi vardı burada,üst sınıf değil miydi yoksa? Arkadaşları ile karşı duvarın dibindeki sırada oturan kızların yanına gittiler.Sevgilisi mi buradaydı acaba? Büyük ihtimalle sevgilisi olduğunu düşündüğüm kız sıradan kalkıp yanına ilerledi ve konuşmaya başladılar. Çattığı kaşlarını ilk defa indirmişti, kesinlikle sevgilisi olmalıydı,ona karşı bakışları yumuşaktı.Umursamamaya çalışıp arka sıraya baktım. Aynı anda yaptığıma pişman oldum. Tanrım, o çocuk bana bakıyordu.Daha sonra gülmeye başladı. Ne korkunç biriydi bu. Şu kaba şey de gitmiyordu.Ben onlara çaktırmadan bakarken, ya da öyle sanarken Bay Çatık Kaş kafasını bir anda arka sıralara çevirdi aynı anda bakışları bana döndü. Utançtan yerin dibine girecekken onun hareketlendiğini gördüm. Ne olduğunu anlamadan  sıranın üstünden atladı , Arka sıraya geldiği an Jaxon' ın yanındaki çocuğa kafa attı.Çocuğun kafası duvarla birleşmişti neredeyse.Tanrım,kafası kırılmış olmalıydı. Aynı anda yandaki kızların korkuyla hareketlenmelerini izledim.Ben de ayağa kalkıp duvara sindim.Çocuk yere yığıldığı an üstüne oturup kafasına dizini bastırdı, çocuk çırpınırken kulağına eğilip birşeyler söyledi.Çocuk hızlıca başını salladı.Üstünden kalktıktan sonra yüzünü kapıya döndü hızlı adımlarla ilerlerken bakışlarını bana çevirdi. "Ne bakıyorsun,ben birşey yapmadım? " demek istedim. Kimse de birşey dememiş, kavgaya karışmamıştı.Üst sınıf diye olamazdı değil mi? Kesinlikle bu çocuğun sorunları vardı ve benimle birlikte birsürü kişinin ilk gününü mahvetmişti.Korku ve şaşkınlıkla ayakta olanları izlerken cebimdeki telefonun titrediğini hissettim.Bu sırada Jaxon ve arkadaşları, çocuğu seri bir şekilde kaldırıp kapıya doğru götürmeye başladılar,Yok artık! Çocuk patlamış kaşlarına , yüzünü kaplayan kıpkırmızı kana rağmen hala gülüyordu.Üstelik bana bakarak.Ne yapmıştım ben,ilk günden,daha kimseyle konuşmadan birsürü sorunluyu başıma bela etmiştim.Titreyen ellerimi  cebime atıp telefonu avcuma aldım.Mesaj gelmişti,annemden.Mesajı okuduğumda gözümden bir damla yaşın düşmesine izin verdim.
" İşitme cihazın gelmiş çabuk okuldan çık geliyorum" Dizlerimin tutmayacak hale gelmesine rağmen koşar adımlarla sınıftan çıkıp etraftaki bakışlara aldırmadan  aşağıya inmeye başladım.
Tanrım, gelmişti.Kulaklarımdaki bu basınçtan kurtulacaktım. Duyacaktım, herkes gibi ben de  duyacaktım.

SAĞIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin