I was embarrassed in front of everyone. ( Herkese rezil oldum )

149 13 1
                                    

2 saattir yanımdaki şu gıcık köpekten uzaklaşmaya çalışıyordum fakat o yine gelip ayakkabımı ısırıyordu. Aslında şaşırmamalıydım ne de olsa sahibi Bay Çatık Kaş' tı. Hızla elimi " Hadi git buradan" diye çığırarak savurdum. Lanet olsun bu şımarık köpek beni rahat bırakmayacak mıydı ?! " Nicola gel ve şunu çek üstümden! " diye bağırdım. " Hey hey sakin ol" diye gülmeye başladı. Bu kız gülmekten başka birşey yapmıyor muydu. " Bence seni sevdi Travis' e sürekli havlar." dedi ve göz devirdi. " Travis kim ?" diye bir soru yönelttim. " Boşversene" dedi ve elini geçiştirmek istermişcesine salladı. Umursamadım ve elimdeki meyve suyunu masaya bıraktım. Hava kararmıştı ve ben hala buradaydım. " Sanırım kalkmam gerek çünkü baya geç oldu." dedim ve ayaklandım. " Ah hadi ama annen ceza da vermez değil mi " dedi ve kıkırdadı. Daha sonra ciddi olduğumu anladı ve gülmeyi kesti. " Neler yapabileceğini tahmin bile edemezsin." dedim ve bu söylediğimden ben de korkup hızla evin kapısına yöneldim. Eve girdiğimizde bakışlarımı adının Liam olduğunu öğrendiğim kendini beğenmiş şahsa çevirdim. Hiç istifini bozmadı ve uzandığı koltukta biraz daha yayıldı. Annesi merdivenlerden inerken sırtını dikleştirdi ve oturdu. Yoksa annesinden korkuyor muydu? Kendi kendime kıkırdayınca bütün gözler bana döndü. Hızla suratımı ciddileştirip Nicola' nın annesine çevirdim. " Demek gidiyorsun Madelyn, neden bizimle akşam yemeğini yemiyorsun? "
" Teşekkürler efendim fakat saat baya geç oldu ve annemi geç kalacağım konusunda bilgilendirmedim." dedim. Nicola hemen lafa girip " O zaman abim seni bıraksın, hem nasıl olsa çok hızlı sürer ." dedi. Liam tam lafa girecekken annesi " Bence çok iyi bir fikir." dedi.
Liam sinirle soludu ve "Neden olmasın, zevkle" diyerek ayağa kalktı. Tanrım, neden bana kızgın bir boğa gibi bakıyordu ki? Yolda beni öldürüp cesedimi dereye atar mıydı acaba? Hızla konuşmaya başladım. " Aslında ben kendim gidebilirim." Liam' ın umursamayıp kapıya ilerlediğini görünce evdekilerle vedalaşıp korkarak arkasından gittim. Arabaya bindiğim an gaza basması ve benim koltuğa yapışmam bir oldu. " Lütfen biraz yavaş ol" diye titrek sesimle konuştum. " Canımı sıkıyorsun." diye dişlerinin arasından konuştu ve hızı daha da arttırdı. Ellerimi yüzüme yapıştırıp hıçkırarak bağırmaya başladım. " Yalvarırım yavaşla! Korkuyorum Lütfen dur. Ben birşey yapmadım ! Sağır olmak istemiyorum. Babamın yaptığının cezasını ben çekmek istemiyorum."

~~ 9 Yıl Önce ~~
" Anne lütfen yavaşla" diye birkez daha bağırdım. Hıçkırıklarla ağlamamı umursamadan ayağını gaza bastırdı. " Beni terk edemezsin, yıllarımı sana verdim lanet olası pislik!" diye bağırmaya başladı.
Beni okuldan alırken sarhoş olduğunu anlamalıydım. Daha önce hiç böyle olmamıştı. Babam, onu terketmişti ve o içki içmiş, sarhoş olmuştu.
" Anne lütfen, korkuyorum!" diye birkez daha bağırdım. Ne olduysa o sırada oldu. Bedenim camı kırıp hızla yere çarptı, birkaç kez yuvarlandı ve durdu. Sırtımda çok şiddetli bir ağrı vardı. Kafamı kıpırdatamıyordum. Yaklaşık 1 dakika sonra insanların etrafıma toplanışını izledim, daha sonra ambulansın gelişini. Koşan ayaklara baktım, ardından sedyede bulunan annemin ve etraftaki insanların bana bakarak dudaklarını kıpırdatmasına. Benim ise hissettiğim tüm vicudumdaki korkunç ağrı ve kulaklarımdaki sessiz basınçtı.

~~~~
Araba aniden durdu ve etrafımı bir çift kol sardı.
" Şşt tamam ben buradayım, kendine gel ve bana bak lütfen." diye fısıldadı. Saçlarımı okyaşını hissettim. Kafamı tutup yüzüne çevirdi. Bana acıyarak bakan gözlerini, çatık kaşlarını izledim Gözlerimi kapatıp sessizce gözyaşı akıtmaya devam ettim. Burnumdaki dudaklarını hissetim ve " Başımın belası" diye fısıldayışını dinledim. Parfüm kokusunu içime çektim, dayanamayıp başımı göğsüne bıraktım ve gözlerimi kapattım.

Sabah yatağımda uyanmayı bekledim ama pek te öyle olmadı. Hızla yaslanmış olduğum camdan kafamı çektim ve soluma döndüm , Ne ? Niye öyle bakıyordu? " Niye öyle bakıyorsun? " diye kafamı eğdim. Böyle bakması utandırıyordu. " Benim burada ne işim var? " diye bir soru yönelttim. Nihayet boş bakışlarını üzerimden çektiğinde soğuk ses tonuyla konuşmaya başladı. " Dün gece burada uyuyakalmışsın ve seni o halde eve götürmenin doğru olmadığını düşündüm."
" anladığımı belirtircesine başımı salladım ve arabadan çıkmak için hamle yaptım fakat kolumda hissetiğim eller bunu engelledi . Heyecanla ona döndüm ve meraklı bir şekilde bakmaya başladım. Kolumdaki ellerini biraz daha sıkıp konuşmaya başladı.
" Dün olanlardan sakın başka anlamlar çıkarma. Sonuçta bir sevgilim var ve onun bunu duymasını istemiyorum. Anladın mı ?" dedi ve kolumu biraz daha sıktı. Gelen gözyaşlarımı tutarak gülmeye çalıştım ve " Neden öyle düşüneyimki ? Dün hiçbirşey olmadı zaten." dedim. Kolumu bıraktığı gibi kendimi dışarıya attım. Arabaya arkamı döndüğüm an gözyaşlarımı bıraktım.
Sahi ne olmuştu ki aramızda ? Hiçbir şey olmamıştı. Peki ben niye böyle etkilenmiştim söylediklerinden? Sevgilisi mi vardı ? Hani kadınları sevmiyordu? Öyle demişti ama.
Niye böyle sert konuşmuştu. Ne yapmıştım ki ona, halbuki dün gece iyi davranmıştı. Tamam o zaman , onun istediği gibi olsun.
Adımlarımı hızlandırıp bahçeye geçtim ve evin kapısını açıp içeri girdim. Hızla yukarı çıktım, odama girip yatağa uzandım. Telefonuma mesaj gelince cebimden çıkardım. Mesaj annemdendi.
" Eve gelince bunu ayrıntılı konuşacağız. "
Ne? Neyi ayrıntılı konuşacaktık? Önceki mesajlara baktığımda dün gece benim numaramın attığı mesajı gördüm.
" Anneciğim, bu akşam arkadaşım Nicola' da kalmak istiyorum , umarım sorun olmaz."
Yüzümü buruşturdum. Anneciğim mi ? Ben anneme anneciğim demezdim. Liam dün gece yazmış olmalıydı.
Gözlerimi kapattım ve bundan sonra olacakları düşünmeye başladım.
Madem ondan uzak durmamı istiyordu , ben de öyle yapacaktım. Onun hayatımda bir yeri olmamıştı zaten. Olmayacaktı da...

SAĞIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin