MULTİDE;AzraMimiklerimi görünce sırıttı.Hayır ne var ki benim mimiklerimde? Sana ne benim surat ifademden, sana ne! ''Selam -'' aşağılayıcı bir tavırla beni baştan aşağıya süzüp devam etti ''-bücür.Ben Alaz.Gerçi tanıyorsundur.Tanımayan mı var?'' piçlik ve egoistlik akan bir sırıtışla elini uzattı.Gerçi bunu yapması bile akıl almazdı doğrusu. Koskoca 12'lerin ego kralından bahsediyoruz yani. Coolluk göstergesi olarak uzattığı eline alayla bakış atarak gözlerimi tekrar yüzüne çevirdim. Yüzümdeki alaylı ifademden tek bir kare bile değiştirmeden konuştum. Allah'ım bu ne coolluk, bu ne muhteşemliktir :D ''Açıkçası kim olduğun umurumda bile değil.Bence içeriye insan gibi seslenip girebilirdin.Ama sen de haklısın karşımda bir hayvandan başka bir şey görmüyorum.'' Vee Azra 1-Egoist kral 0. Sözlerim üzerine sırıtışı büyüdü. İnsanların laf sokmamdan sonraki sırıtışlarından nefret ediyordum. Çünkü benim üzerine söyleyebilecekleri daha etkili laflarının olduğunu açıkça belirtiyordu. Yüzündeki piç gülümsemeyi silmeden sanki duymuyormuşum gibi benim boyuma eğilip -bu arada boyu bayağı uzundu- konuştu. ''Ben ayna olmadığım halde kendini görebilmene şaştım doğrusu. Herneyse.'' bunun üzerine soluksuz konuşmaya başlayacaktım ki, ağzımı açtığım anda Alaz bana susmamı işaret etti. '' Buraya bücürlerle laf yarışı yapmaya değil, sadece ceza süresini tamamlamaya geldim.Bu yüzden senden sadece 'düzelteceğim' yeri söylemeni istiyorum.'' Hayır.Durumu berabere bırakmak zorunda kalmıştım.Bunu yapmaya gönlüm el vermese de bir daha ceza almamak için konuyu kapattım.Bir sessizlik oluştuğunda gözüm yere düşürdüğüm kitaplara erişti.Telefonumda hala çalan müziği kapatıp yere eğilerek kitapları elimde biriktirmeye başladım.O sırada hala beni malca izlemekte olan Alaz'a bir cevap vermediğimi fark ettim.'' Ha, dalmışım.Şey, 3 ve 4 numaralı dolapları sen düzenleyecekmişsin '' Yüzümü bile dönmeden ve istemsizce söylemiştim.Çünkü sinirimi bozmuştu. Kimse. Bana. Laf. Sokamaz. Bitti! Elime doldurmuş olduğum kitapları havaya kaldırarak, hala olduğu yerde durup beni -hala- malca seyreden Alaz'ın yüzüne bile bakmayıp raflara dizmeye başladım. Ben kitapları numaralarına göre dizmeye devam ederken hala Alaz'ın beni izliyor olması sinirimi bozmuştu. En sonunda yüzümü ona çevirip konuştum. '' Sana ne yapacağını söyledim. Artık beni salakça izlemeyi kesip işine git! '' sinirle söylemiştim ama bağırmamıştım. Yüzünde nedense inanılmaz korkutucu bir ifade vardı. Deminki sırıtan, egoist Alaz gitmiş, yerine düz ve ciddi birisi gelmiş gibiydi.Surat ifadesi dümdüzdü. Yüzünde benim aksime hiçbir mimik oynamadan ani bir şekilde dolabın üçüncü rafına yasladığım bileklerimden tutup beni kendine çekti. Aşk hikayelerinin klişe sahnelerinden birini canlandırmış gibiydik. Bir an içimden Nurella'nın 'ığğğ' deyişini geçirdim. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. O sırada psikolojimi toparlayıp buraya odaklandım. Sinirli bir şeyler söylemeliydim. Açıkçası sinirlenmemiştim. Çünkü Alaz Gencer ile bu kadar yakın bir konumda durmak her kıza nasip olmuyor. Ama ben diğer kızlar gibi olmadığımı içimden geçirdim. Onun alışık olduğu sürtüklerin yerine konulmak istemezdim. Kaybeden iç sesim derinden yara alıp fikrini söylemekten vazgeçti. ''Ne yaptığını zannediyorsun sen?'' Sanırım bu da çok klişeydi. ''Bıraksana ya orangutan yavrusu!'' Tamam akıl almaz yaratıcılıkta hakaretlerim muhteşem, biliyorum. Bir dakika ya. Sağımdaki meleğim 'Ben egoistçe davranmıyor muyum şu an?' sorusunu beynime yöneltirken, sağımdaki şeytanım 'Hayır, sadece kendimi seviyorum ben!' savunmasını yaptı. Bu konu da burada kapanmış oldu. Aşırı devasa düşünce havuzumdan ayrıldım. Dış dünyaya tekrar döndüğümde Alaz'ın bana boş gözlerle bakıp yaklaşmaya başladığını gördüm. Yaklaşmaya devam ederek aramızda sadece bir parmak boşluk bırakıp durdu. Gözlerimi gözlerinin içine kenetledim. Göz rengi çok güzeldi. Ne mavi ne yeşildi. Dolgun dudaklarının üzerindeki ince ve güzel burnu, erkeksi yüz hatlarıyla birlikte tamamen nefes kesiciydi. Ama ben tabi ki etkilemeniştiem. Etk-Etklenmemişteem. Tamam, etkilendim! Yalan bile söyleyemiyorum! O sırada gözleri dudaklarıma kaydı. Nefes kesici bakışlarını dudaklarımdan kesinlikle ayırmayarak tekrar yaklaşmaya başladı. Yaklaştığı anda kendimi geri çektim. Öpeceğini zannetmiştim. Bu hareketimle durup bakışlarını gözlerime kenetledi. Dudağının kenarı hafifçe yukarı kıvrılırken yavaşça dudaklarını kulağıma götürdü. Öpmeyeceğini anladığımda derin bir nefes alıp yutkundum. Sağ eliyle siyah saçlarımı kulağımın arkasına atarken, ben kaskatı kesilmiş gibi sadece onun yapacağı şeyleri bekliyordum. Dudaklarını yavaşça kulağımın üzerine değdirip fısıltıyla konuştu. ''Bir daha karşılaşırsak beni hiçe sayarak davrandığını ya da saygısızca konuştuğunu görürsem, sınıfına gelir ve seni herkesin önünde öperim. '' Kollarımı bırakıp yavaşça geri çekildi. Yüzüne yalandan bir gülümseme yerleştirip bana göz kırptıktan sonra arkasını dönüp cezasının olduğu bölüme doğru yürüdü.Bense orada kalakalmıştım. Her zaman olduğu gibi sakinleşip rahatlamak için içimden şarkı mırıldanıyordum. Birkaç saniye sonra kulağıma kulaklıklarımı takıp müzik açtım ve hiçbir şey olmamış gibi kitapları dizmeye devam ettim.
***
1 ve 2. dolapların ikisini de iki saatte düzenleyip bitirmiştim. Bu süre sırasında Alaz'ın sesini bile duymamıştım. Onun da işini yaptığını umarak içimden 'herneyse banane' diye geçirdim. Üzerime paltomu giydim, çantamı omuzlarıma astım.Gitmeden önce son bir kez şaheserime bakmak için yüzümü kitaplıklara çevirdim.Canım masum egomu tatmin ettikten sonra Yankı'ya mesaj atmaya karar verdim.
Gönderilen; At Kafası
Bu gece seni eve atmama ne dersin bebeğem dmfdfshdjxjs
Mesajı attıktan sonra telefonumu cebime koymuş, gitmek için arkama dönmüştüm. Kafamı sert bir şeye çarpmıştım. Eğer öldüysem mezar taşıma 'bu son dönüşüydü' yazmanız vasiyetimdir.Ha, sert bir şey dediğim Alaz'ın kaslarıymış pardon. Çarptım dediğim de, yüzüm resmen çocuğun göğsünü deşti be. Alaz'ın bu halime gülümseyişini gördüm. Ona ne oldu dermişcesine baktım.'' Neden seksi vücudumla öpüştüğünü sorabilir miyim? Hayır yani çok istiyorsan seve seve-'' ''Kes sesini, düzgün konuş.Sadece çarptım o kadar.Şimdi de evime gideceğim'' Umarım tüm kelimeleri gözlerine bakarak söylemem iyidir. Çünkü beni öpmesini istemiyorum. ''Bende eve gideceğim deyip sağdaki kapıya doğru ilerledi. Ben de bu sırada telefonuma twitter'dan gelen bildirimlere bakmakla meşguldüm.
Sağ taraftan Alaz'ın sesini duydum '' Azra?'' her zamanki havalı tavırlarımla oflayarak yüzümü ona çevirdim.'' Ne oldu?'' Yutkundu '' Kapı açılmıyor.Sanırım dışarıdan kilitlenmiş''
^^^^İnşallah yazmayı becerebiliyorumdur. Beğeniyorsanız yorum atarak da belirtmeniz benim için çok önemli. Zaten pek okuyan da yok ama :D^^^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSİMSİZ
Teen Fiction/"Eğer istersen, ben her zaman yanında olurum" dedi çenesini saçlarıma koyarak. Bunu söylemesi bile benim için yeterliydi./ #İSİMSİZ /...Alazı gördüğümde olduğum yere mıhlanmıştım sanki.Fakat yine de içimdeki heyecan tarif edilemezdi.O an onunla baş...