1.Bölüm

24 5 0
                                    

Soğuk bir zeminde yattığını hissediyordu ama yattığı yerden kalkmak saatlere mal olacak diye düşünüp gözleri kapalı bir şekilde yatmaya devam ediyordu Nicola. Bir şeyler hatırlamaya çalıştığı sırada aklına kendi isminden ve gözünün önüne gelen 5 kişiden başka hiç bir şey hatırlamıyordu. Sadece belirli 5 kişiyi hatırladığıma göre hayatımda önemli bir yer kaplıyor olmalılar diye düşündü ve onlarla ilgili daha fazla şey hatırlamak için gözlerini ve dişlerini olabildiğince sıktı. Gözlerini sımsıkı kapattığı gibi başına şiddetli bir ağrı girmesi bir oldu. Başına giren ağrının yanı sıra 5 kişinin isimlerini ve onlarla yaşadığı anılar parça parça gözünün önünden geçti. Etrafına bakınmak için göz kapaklarını yavaşça araladı ve karanlıkta 5 tane çocuk belirli belirsiz görebildi. Hepsi gözünün önüne gelen çocuklardı. Çocuklardan biri Nicola'nın elinden tutarak onun doğrulmasını sağladı ve sımsıkı sarıldı. Çocuğu baştan aşağı süzerek Masakazu olduğunu anladı. Çocukların hepsi teker teker Nicola'ya sarıldılar. Nicola çocuklara olanları biri anlatabilirmi bakışı attığı gibi,

" Galiba ilk uyanan ben oldum. Çok şiddetli baş ağrım vardı ama beni kaldırmaya yardım edecek biri olmadığı için sizin kadar şanslı değilim. Kalktığımda hepiniz baygın bir şekilde yatıyordunuz. Benden sonra da işte Jeffrey uyandı." dedi Gavrel. Gavrel sarışın, uzun boylu bir çocuktu. Konuşmaya bayılırdı ve gerçekten bilmediği bir konu üzerinde bile onlarca yorum yapabilirdi. Nicola tekrar Gavrel'a bakınca işte klasik ruslar diye düşündü. Gavrel'dan sonra uyanan Jeffrey olduğu için hemen konuşmaya girdi:

" Uyandığım sırada karşımda Gavrel'i gördüm bu inanılmaz bir şey. Çünkü biliyorsunuz Gavrel beni pek haz etmez " dedi ve küçük bir kahkaha atarak Gavrel'a baktı. Gavrel ise sonra görüşürüz bakışıyla cevaplıyordu bu sırıtışı. Çocukların hepsi kahkaha atmaya başladılar, Gavrel ise bu durumdan oldukça rahatsızdı.

"Hatırladığım şeyler sizden ibaret onun dışında hiç yaşamamış, yeniden doğmuş ama doğarken de yanımda siz varmışsınız gibi hissediyorum" diye devam etti Jeffrey. Raimond gerçekten dermişcesine kafasını bilinçsizce aşağı yukarı salladı. Nedense olanların hiç birine anlam veremiyordu Nicola, sadece bu grubu hatırlamamız Jeffrey ve bana mı özel diye düşünmeden edemedi. O sırada sanki beynindeki tüm düşünceleri okumuş ve bu sorulara cevap verir gibi bir ses geldi.

"Sadece burada bulunanları hatırlaman sadece sana ve Jeffrey'e özel bir şey değil dostum. Uyandığımızda hepimiz senin gibi sadece isimlerimizi ve bu grupla olan anılarımızı hatırlıyorduk. Sen diğerlerinin ne hatırladıklarını nereden biliyorsun diyecek olursan da 5'imiz uyandıktan tam 1 saat sonra uyandın,hermano ve biz de bu 1 saat içinde neler olup bittiğini konuştuk . Ayrıca öyle asalaklar gibi oturmayı keser misin ve saf saf etrafa bakman da zaten çirkin olan yüzünü iyice çirkin yapıyor." deyip bir güzel sırıttı Stephan. Nicola da cevap vermek yerine gülmeyi tercih etti. Bu çocukları gerçekten seviyorum dedi kendi kendine ki zaten sevmekten başka çaresi olmadığı düşüncesi kapladı birden zihnini. Neden başka birilerini hatırlamıyoruz? Neden sadece benden başka 5 kişi? Toplamda 6 kişi olmamızın bir özelliği var mı yoksa biz bir aile miyiz? Gibi düşünceler ciddi anlamda başını ağrıtmıştı. Bir an önce hatırlamalıyım yoksa kendi kendimi parçalayabilirim dedi Nicola fısıltıyla. Ancak fısıltıyı biraz abartmış olacak ki diğer çocukların hepsi birden ona doğru döndü. Hepsinin yüzünde bir umutsuzluk ifadesi belirmişti. Yaklaşık 10 dakika civarı sessiz bir ortam oluşmuştu. Sessizliği Masakazu bozdu;

"Böyle aptal aptal oturacağımıza o çok değerli(!) kıçlarınızı kaldırıp etrafı keşfetmeye ne dersiniz. Hadi seri seri, seri seri "dedi , tüm bunları söylerken yüzünde gereksiz bir gülüş vardı ve o gülüşle uyuşmaz bir şekilde göz devirmesi. "Dostum ne kadar aptal bir çocuk, o sırıtışla göz devirmek fazlasıyla saçma. Ahh, o sessizliğe tekrar sahip olmak için her şeyi göze alabilirdim." Dedi Nicola ama tabiiki sesli bir şekilde söylememişti yoksa Masakazu gibi kas yığını olan bir çocuktan dayak yemek işten bile değildi. Tüm bunları kendi kendine düşünürken ayağa kalkmayı ihmal etmiş tüm çocuklar Nicola'ya söylenmeye başlamışlardı. Daha fazla dikkatleri üstüne toplamamak için hızlıca ayağa kalkmıştı. Karanlıkta ne kadar mümkün olursa tabii. Ayağa kalkmasıyla dengesini kaybetmesi bir oldu ve aynı hızla Raimond'un elinden tutarak düşmesini engellemesi bir oldu. Hatırladığı kadarıyla Raimond'a oldum olası hayrandı. Yeterince hızlı, güçlü, anlayışlı ve sürekli tavsiye vermesi tam bir baba edası yaratıyordu; Gerçi baba kavramı gözünde her ne kadar canlanmasada...

Fazla ses çıkarmamaya özen göstererek açık olan kapıdan sızan zayıf bir ışık sayesinde etrafı keşfetmek için ayaklanmışlardı. Kapıdan çıkmak üzerelerdi ki Stephan Nicola'ya dönerek:

"Ha bir de dostum hepinizden fazla olarak bir şey hatırlıyorum. Bize Altıda altı diyorlardı." İşaret parmağını havaya kaldırarak bir şey yazdı. "6'da 6"


--Öncelikle merhaba arkadaşlar . Yeni bir hikayeyle karşınızdayım.Güzel olacağını umut ediyorum ve inşallah parlak olacak gibi geliyor. Çünkü çoğunuzun bildiği üzere aşk konulu hikayelerin fazlasıyla çok olduğu bu sitede farklılık yapmayı isteyerek aksiyon ve fantastik türü karıştırarak güzel bir hikaye çıkaracağımı umut ediyorum. Eğer sizde benim gibi aksiyon, fantastik türde kitaplar okumayı seviyorsanız okumanızı ve yeni bölümleri takip etmenizi öneririm. Şimdiden okuyan herkese teşekkür ederiim :D



Altıda AltıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin