Sana İhtiyacım Var

44 4 2
                                    

Irmaklara geldiğimde üstümdekileri çıkarıp kapının orda duran askılığa astım. Sonra Irmak'ın annesine selam vererek Irmak'ın odasına çıktık.
Çıktığımzda koltuğa yayıldım Irmak'ta yatağına yayıldı.

"Eee Ceren naber?" Dedi Irmak telefonla uğraşırken.
"İi la senden naber?" Dedim. Hiç takmadı. Salak kız işte. Hep böyle. Kulağına kulaklığı taktı. Büyük ihtimalle şarkı dinliyor.
"Hey Kanada'lı. Kulaklığı çıkarda bizde dinleyelim" dedim yanımda duran yastığı fırlatarak.
"He. Ne var?" Dedi. Beni takmıyormuş salak.
"Bak kardeşim sen beni buraya makara yapmak için mi çağırdın? Karda kışta getirttin beni buralara."
Dedim büyük bir sinirle.
"Yooo. Oturmak için." Dedi. Yeminle salak.
"Ayyy yeter ben gidiyorum. Çok sinirlendirdin beni. Sakın ama sakın bugün benle konuşma" dedim bağırarak. Hızlı adımlarla aşağı indim. Olanları Irmak'ın annesine anlattım ve kapıyı çarpıp çıktım. Merdivenler 2'şer 2'şer iniyordum. Sinirden gözümden yaş gelmişti. Bizim her zaman takıldığımız bölge olan okula gittim. Ve Eren'i aradım. Nedenini hiç bilmeden kalbimin sesini dinleyerek aradım.

Konuşma:
Eren:Efendim?
Ceren:Hemen okula gel. Çok kötüyüm ben.
Eren: Senin bana bu yaptıklarından sonra mı? Ozan'ı ara.
Ceren: Eren. Kapama yalvarırım gel. Sana ihtiyacım var.
Eren: off peki tamam.
Diyip telefonu kapattı bende ağlayarak gelmesini bekledim çardakta. 20 dakika falan geçti geldi. Hemen koşa koşa yanına gittim. Sımsıkı sarıldım Eren'e. Neden bilmiyorum ama öyle geldi içimden.
"Eren çok özür dilerim." Dedim sımsıkı sarılmışken.
"Önemli değil. Gel konuşalım." Diyince sarılmayı bıraktım ve çardağa yöneldim. Arkaödam geliyordu. Çardağa gittiğimizde köşede biryerde yan yana oturduk. Her zamanki gibi.
"Eee noldu?" Dedi Eren merakla.
"Irmak beni çağırmıştı. Gel konuşalım falan dedi. Bende gittim. Ben yokmuşum gibi davrandı. İyice sinirlerim bozuldu. Bende bağırdım buraya geldim sonrada seni aradım" dedim ağlayarak.

"Anladım" dedi. Ayağa kalktı ve beni de kardırdı elimden tutarak.
"Senin en çok neye ihtiyacın var biliyor musun? Sarılmaya." Dedi Eren. Sonra bana sımsıkı sarıldı bende ona. Eren bana aşk anlamıyla sarılmıştı sanırım ama ben kardeşlik anlamıyla sarılmıştım. Bi süre öyle kaldıktan sonra bana baktı dikkatlice. Perişan olmuş haldeydim. Gözlerim kızarmıştı.
"Kıyamam sana" dedi Eren. Kıyma zaten bana diyesim geldi ama sesim çıkmıyordu. Bana düşen sadece gülümsemekti şuan. Bana tekrar sımsıkı sarıldı bende ona. Sonra Eren'in telefon çaldı. Arayan annesiydi. Bş süre konuştular.
"Ceren özür dilerim benim acil gitmem lazım. Annem çağırıyor bişey olmuş." Diyip yanağıma bir öpücük kondurdu ve oradan uzaklaştı. Gittikten sonra ağzımdan çıkan cümle "sana ihtiyacım var" oldu. Büyük ihtimalle Eren duymadı bunu. Bir köşeye çekilip telefonumu cebimden çıkardım ve hemen Oza 'ı aradım.
Konuşma:
Ozan:Efendim?
Ceren:Ozan çok kötü şeyler oldu. Okulda yalnız kaldım. Sana ihtiyacım var.
Ozan: Tamam bekle hemen geliyorum okula zaten oralardayım.
Ceren:Tamam.
Diyip telefonu kapattım ve dizlerimi göğsümde birleştirdim ve kafamı koydum. Ozan'ın gelmesini bekledim. Bir süre geçti. Ozan okuldaki çardağa geldi ve bana seslendi. Ozan'ı görünce hemen ayağa kalktım. Bana sarılınca bende ona sarıldım.
"İyi misin?" Dedi Ozan bana sımsıkı sarılmışken.
"İyi değilim" dedim. Sesim ağlamaklı geliyordu.
"Sakın ağlama dayanamam" dedi Ozan ama çok geçti. Gözlerimdem yaşlar gelmeye başlamıştı.
"Çok geç" dedim. Sarılmayı bıraktı ve bana bakmaya başladı. Bende ona bakıyordum. Bana baktıkça ağlıyordu.
"Ağlama. Senin bir suçun yok. Suçlu varsa oda benim. Senin ağlamana dayanamam ben" dedim ve köşeme oturdum. Ozan'da yanıma oturdu. İçimdem 'lütfen beni bırakma' diye sayıklıyordum. Bir anda elimi ellerinde hissetim. İlk elimi tutuşuydu. Sonra bana baktı. "Elini tuttuğum için özür dilerim" dedi ve ellerini ellerimden çekti. Ayyh ben kaç defa diyeceğim böyle şeyler için özür dilemeye gerek yok. Dinleyen kimki.
"Ozan bu konularda özür dileme lütfen sonra benim sinirlerim bozuluyor." Dedim. Bana baktı.
"Peki" dedi usulca. Sesi acayip tatlıydı Ozan'ın.
"Ozan sana bişey demem lazım" dedim hemen yüzünü bana çevirdi.
"Söyle" dedi sabırsızlıkla.
"Ben seni buraya çağırmadan önce Eren'i buraya çağırmıştım. Biraz salakça bir şey yaptım. Ama Eren'in beni seviyo olması benim için bir şey ifade etmiyor. Ben seni seviyorum. Lütfen kızma" dedim usulca. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Nasıl kızmayayım? Ne demek Eren'i çağırdım? Lanet olsun tamam mı lanet olsun. Sana güvenmekte hata ettim" dedi ayağa kalkıp. Aşıro sinirlenmişti. Sinir krizi geçiriyor olabilirdi.
Arkasını dönüp giderken "Sana ihtiyacım var" dedim bir an duraksadı sonra yürümeye devam etti. Bende arkasındam koştum durdurmaya çalıştım. Durmayınca ben durdum. "Ozan sensiz yapamam ben tıpkı seninde bensiz yapamayacğın gibi" diye bağırınca durdu ve bana doğru gelmeye başladı. Koşarak geldi ve boynuma atladı. "Haklısın ben sensiz yapamam sen bensiz yapamazsın." Dedi. Gözümden yaşlar dökülüyordu. Ozan bana bakınca onunda ağladığını fark ettim.
"Ozan nolur" dedim üzücü bir ses tonuyla. Kalbim kırılmıştı sanki. Çok sinirliydim. Her şeyi kırıp dökmek istiyordum. Yanımızda duvar vardı. Benim oraya sağlam bir yumruk atmamla duvarda çatlaklar oluştu elimde biraz sızlıyordu.
"Ceren ne yaptın?" Dedi Ozan şaşkınlıkla.
"Bilmiyorum. Sadece aşırı sinirliydim." Dedim. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"İyi misin? Sende deli cesareti var galiba." Dedi telaşla. Neden talaşlansın ki?
"İyiyim alt üstü bir yumruk attım. Biraz elim acıyor ama" dedim. Aslında elim biraz acımıyordu. Çok acıyordu.
"Peki. Hastaneye gidelim mi?" Diye sorduğunda kulağına yaklaştım ve "bana ilaç verilsede fayda etmez. İlacım sensin" dedim ve geri çekildim. Şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Tamam ilacın ben olayım" dedi gülerek. Hoşuma gitmişti. Bende güldüm.
"Gel" dedi bana ve elimden tuttu. Bende beni götürdüğü yere kadar gittim. Beni boş bi sınıfa getirmişti.
"Neden geldik buraya?" Dedim merakla.
"Gel otur şuraya" dedi ve oturdum. Ardından telefonunu aldı ve birine mesaj attı. Kime attığını bilmiyordum.
2 dakika sonra Eren girdi sınıfa.
"Ozan noluyo?" Dedim şaşkınlıkla.
"Ceren sana iki şık veriyorum. Birincisi üçümüz beraber oturup düzgünce anlaşıcaz ikincisi ben gideceğim beni unutacaksın. Hangisi?" Dedi garip bir şekilde. Korkuyordum.
"Gitme sana ihtiyacım var" dedim. Eren'in yüzü düşmüştü bu yüzden.
"Peki." Dedi Ozan. Öyle saçmadan şeyler konuşmaya başladılar telfonu cebimden çıkardım İrem'e mesaj atarken Ozan telefonu elimden aldı ve kapattı.
"Napıyorsun sen ya" dedim sinirli bir şekilde.
"Telefon kullanmak yok" diyince ofladım. 'Bana geliyorlar' dedim içimden. Cam kenarına gidip camın kenarına oturdum. İkiside beni görmüyordu.
"Yeter artık bıktım öleyimde kurtulayım bundan" edim ağlayarak.
"Neden sen ölme sensiz olmaz" dedi Eren.
"Lütfen siz konuşmanıza devam edin ben gidiyorum" dedim kapıyı çektim ve ve gittim. Sonra her hangi bir sınıfa girdim. Hıckıra hıckıra ağlamaya başladım. Bir süre sonra eve gittim. Yüzümü yıkadım, yemek yedim,su içtim. Saat umrumda değildi. Odama gidip üstümü değiştirdikten sonra yatağa yatmak için telefonumu aradım. Olamaz Ozan'da kalmıştı telefon. Üstümü tekrar değiştirip okula gittim. Konuştukları sınıfa baktığımda yoktular "ah tanrım" dedim fısıltıyla. Hemen İrem'e gittim. İrem'den Ozan'ı aradım. Evine geçmiş gel al dedi.
"Ne diyo" dedi İrem.
"Gel evime al. Ay karşısında hizmetcisi yok. Ama gitmem lazım telefonsuz yapamıycam galiba" dedim.
"Sen gidersen bende gelirim" dedi İrem.
"Gel peki." Dedim. Hemem çıkıp Ozan'lara gittim telefonu aldıktan sonra İrem evine gitti. Ben evime gittim. Üstümü değiştirip yatağıma yayıldım kulaklığı takıp Tankurt Manas-Say şarkısını açıp uyumaya çalıştım. Sonrası mühim...

Arkadaşlar, biraz uzum yaptım don bölümleri biraz hızlı geçtim. Sizi sefiyom sefgili okuycularım sjsjssnmzms.
Ben yatıyorum yeter dimi? Saat olmuş 04.47. Size kitap yazıyom hı. Byü byü sjsjsjssnnss djsjsjsj jdns d djnd

Sen Ben BizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin